Bu yazıyı yazma kararı aldığımda,içimden tepki alabilirsin dedim.
Doğru bildiklerimi ifade etmek konusunda inandığımı çekinmeden söyleyen bir özelliğim var.
Emir öyle değilmi zaten “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”(Hud-112)
Aşağıdaki okuyacaklarınız bu özelliğini her şartta hayatına taşıma gayretinde olan birinin görüş ve düşünceleri.
Bana göre doğru olanlar bazılarına yanlış gelebilir.
Zaten düşünce farklılığı ,fikir zenginliği doğruyu bulma yolu bu değilmi.?
Dikkat ettiniz mi bilmiyorum kadınlardan yazar ressam sanatçı vs çoktur ama Şair olanı yok denecek kadar azdır 
Halbuki kadınlar için erkeklere nazaran daha “Duygusaldır”derler.(!)
Dünya ülkeleri yönetimlerinde daha çok erkek egemenliği hakimdir.
Bu durum siyasettede böyledir.
Birçok ülkede istisnai durumlar yaşanmış olsada (İngiltere,Almanya,Pakistan yeni Zelanda vs) genel olarak kadınlar sayısal olarak yeteri düzeyde değildir.
Kadının yönetimde söz sahibi olması ve “Kadın hakları “son yüzyılda çok tartışılan konuşulan konulardandır.
Cinsiyet ayrımı gözetmeksizin kadın ya da erkeği değerlendirirken  top yükün bir genelleme yapmak doğru değildir bilirim.
Erkek egemenliğinde olduğu iddia edilen dünyada ,erkeklere yönelik ortaya çıkan erkeğin ,kişiliğinin makam mevki serveti dahil ,bazen erkeğin ciddi itibar kaybı yaşadığı birçok olayın içinde kadınlar vardır.
Kadınlar bazı zamanlarda yapmış oldukları Hareket ve davranışlarıyla devlet başkanlarını Bakan’ları hatta hükümetleri bile etkilemiş değiştirmişlerdir
(Bunun tam tersini de düşünebilirsiniz)
Yapılan  araştırmalarda kadınların erkeklere nazaran yaşadıkları olumsuzluklara karşı daha fazla,“intikam” duyguları taşıdıkları tespit edilmiştir.
Aslında kadın uysal ve duygusal görünümünün altında ciddi “Hırs”duyguları olan bir kişiliktir.
Kadının daha çok hırslı olarak görünmesinin sebebi ,erkeğe karşı daha güçlü olduğunu göstermekten kaynaklıdır
Duygu yoğunlukları daha baskın olduğundan kadınlar,erkeklere göre daha karmaşık duygular yaşarlar ,olaylara bakış açıları olaylara verdikleri tepki ve bu tepkilerinden dolayı yaşadıklarıda erkeğe göre çok farklıdır.
Bu farklı ruh hali sebebiyle kadının yapabileceği işler ve gelebileceği mevkiler konusunda ciddi tartışmalar vardır.
Tarih sayfaları birçok kadının kahramanlık hikayeleri ve başarılarıyla dolu örnek gösterilen kadın şahsiyetler olduğu gibi,yine tarih sayfalarında birçok kadının ,davranış ve yaptıklarından dolayı olumsuz ifadeler ile anıldığıda bir gerçektir .
Kişilik analizleri ve bu analizlerden yola çıkarak kişilerle ilgili bir takım kanaatler ve görüşler ortaya çıkar.
Günlük burç yorumları vs ‘lerin popüler olması kişilik analiz ve değerlendirmelerin insanlar tarafından ciddiye alındığını hatta birçok kişi tarafından hayatın bu değerlendirmeler üzerinden yorumlandığını biliyoruz.
Bu durumun bazı insanların bireysel manada İlişkilerini birlikteliklerini bile şekillendirdiği bir gerçektir.
Yaradılışı ve davranışları inceleyen üniversitelerde bu konularla ilgili ciddi bölümler vardır.
Her biri farklı olsa da sosyal antropoloji psikoloji ve sosyoloji bu bölümlerin başlıcalarıdır.
Bu bölümler bilim literatürüne ana dallar olarak girmiş ,gelişerek ,çeşitli bölümler halinde faaliyet göstermektedirler.
Bizim ülkemizdeki kadına bakış açısı kadının iş ,siyaset ,spor ve sosyal alanda daha aktif hale gelmesi bizimde önemli ve olumlu gelişmeler olarak ifade ettiğimiz konulardır.
Tabi erkeklerde olduğu gibi kadınlarında bazılarının yanlış seçimlerinden kaynaklı hayatta yaşadıkları başarısız oldukları hikayeleri vardır.
Kadın yada erkeğin başarısız olduğu konularda “başaracağım “inadıyla diretmeleri onları daha büyük başarısızlığa
bazen içinden çıkılmaz telafisi mümkün olmayan durumlar ile karşı karşıya bıraktığı gerçeği unutulmamalıdır 
Biz ülkemizdeki bazı kadınların siyasetteki 
başarılı gibi görünen  hedeflerini söylem ve davranışlarını irdelemek İstiyoruz.
Hedeflenen başarıyı gerçekleştirmek adına siyasetçi kimliği ile yapılan girişim ve çalışmalar ,sivri dillilik,hakaret dolu konuşmalar toplumda ciddi ayrışma ve kutuplaşmaya sebep olduğundan toplum birliği tahrip olmaktadır.
Bu yanlış söz ve davranışlar,birleştiriciliği  ortadan kaldırmakta buda toplum barışına zarar vermektedir.
Ülkemizde siyasetçinin faliyetleri meclis kürsüsü ile kamusal alandaki faliyetler olarak kanun karşısında iki farklı manada ifade edilmiştir.
Kanun koyucu TBMM ‘de söylenenleri  ve eylemleri meşru bir hakmış gibi göstererek “Kürsü dokunmazlığı “adı altında siyasi kişilikleri koruma altına almış .
Siyaset adına mecliste yapılan her türlü zararlı yanlış hakaret yalan ve bölücü İfadeleride meşrulaştıran adeta aklayan koruyucu kalkanı haline getirmiştir.
Buradaki garabet şudur; Meclis kürsüsünde söylenen sözler toplum ,halk tarafından çok rahatça duyulan takip edilen erişilebilecek sözlerdir.
Hal böyleyken siyaset yapanın sadece “Meclis dışında Yapılmış ise “zararlı eylemleri konuşulanları suç saymak, mecliste bunlar yapılıyor ise bu faliyetleri konuşulanları kanun zırhıyla koruyarak meşruymüş gibi göstermek doğru değildir.
Hangi eylemin hangi konuşulanın ifade özgürlüğü olduğu ya da olmadığı konusu ise Anayasa ve kanunlarda bile muğlak ifadelerle yazılı olduğundan,hüküm kurucuların kişisel yorumlarına dayalı ve  yanlış olan haliyle hükümler verilmektedir.
Bu sebepten verilen birçok kararda kararı veren  mahkemeler ile kamuoyu arasında vicdani kanaat uyuşmazlığı çıkmakta buda toplumda tartışma yaratmaktadır.
Kimsenin düşüncesini fikrini konuşmasını yönlendirecek değiliz elbette.
Erkeklere göre daha çok nazik kibar saygılı olarak ifade edilen ve hanımefendilik sıfatı olan bir kadının ister meclis çatısı altında ister halk önünde konuşurken çok dikkatli olması gerekmektedir.
Oy alma adına yalan söylemek konuşurken muhataplarını aşağılamak 
Kendisiyle ilgili ya da ATATÜRKÜN annesiyle ilgili İftira olarak söylenmiş  sözleri ve iddiaları adeta duymayanlar duysun bilmeyenler bilsin davranış ile meclis grubuna taşıyarak tekrarlamak doğru bir davranış Psikolojisi değildir.
Daha bir çok hataları ve yanlışları sıralamak mümkün ancak beni hayretlere düşüren bir ifadesi var ki inançlı bir insanın hiç söylememesi gereken bir ifade.!
Bir Anıtkabir ziyaretinde;”İMAN TAZELEMEK İÇİN GELDİM “demesi, bütün toplumun inanç değerleri açısından kabulü mümkün olmayan yanlış bir ifadedir.
Siyaseti yakından izlemeye çalışan biri olarak bu hanımefendinin söz ve davranışlarının iyi takip edilmesi kanaatindeyim.
Arap baharı adı altında uluslararası komplo organizasyonundan esinlenerek 
Ülkemizde de sahnelenen hedefi devleti yıkmak milleti bölmek olan adına “GEZİ
denilen anarşi ve terör olaylarını meşru gösteremek kabul edilecek bir şey değildir 
Hiç bir siyasetçi,milletin tarihi şahsiyetlerini,milletin manevi değerlerini 
Kullanarak inançları ile alay edemez 
Hiç kimse terörü ve teröristi övemez terörle ilişkili kuruluşları oy almışlar diye meşru gösteremez.
Bütün kadınlar konuşsun bütün kadınlar çalışsın bütün kadınlar yönetimde bulunsun ancak hiç kimse hırslarının esiri olarak toplumu daha fazla germesin
Son olarak son zamanlarda İslam ülkeleri ile ilgili her türlü olumsuz melanetin içinde olan İran üzerinden Kaynağı uluslararası olan mültecilerle alakalı ciddi oyunlar oynanıyor aman dikkat.
                     M.Tuğrul Türkeri