Mahmut Tekin abimiz de bir daha asla olmayacak meydanımızın ve kapalı otoparkımızın çarşıya kurban edilmesini taşımış köşesine..

Bin yıl geçse bir daha asla ikincisi olmayacak meydanımızı ve iki katlı otoparkımızın bir katını çarşıya çevirdiler.

Ve sevgili Mahmut Tekin abimiz de bir daha asla olmayacak meydanımızın ve kapalı otoparkımızın çarşıya kurban edilmesini Adıyaman'daki güzel gelişmelerden biri olarak taşımış köşesine...

Demokrasi Parkı'nın önemli bir kısmına da İnşaat yapıyorlar. Bu da güzel gelişmelerden biri bence. Tamamı inşaat alanı olsaydı daha güzel olurdu ama şimdilik olanla yetinelim.

Kütüphane ve müzenin de orada atıl bir şekilde beklediğini düşünüyorum. Yabancı turist gelmediğine ve artık kimse okumadığına göre hem müzenin hem kütüphanenin yerine ticaret kerkezi kurulabilirdi.

Ticaret merkezi dediğimiz de kafeteryalar, büfeler, restaurantlar, pastaneler vesaire.

Hazır Cumhuriyet İlkokulunun akıbeti belli değilken yıkılıp yerine "Tütüncüler Ticaret Merkezi" yapılabilir mesela.

Bu şehrin mazlum halkına nefes alacakları bir alan bırakılmamış, oturup dinlenecekleri alanlar ellerinden alınmış, 70 yıllık hayalleri olan kapalı otopark iş merkezine çevrilmiş ne önemi var?

Toprak dediğin, ağaç dediğin, temiz hava dediğin nedir ki? Çık şehrin 3-5 km dışına, istemediğin kadar toprak, istemediğin kadar temiz hava, istemediğin kadar ağaçla karşılaşırsın.

Ama inşaat dediğin öyle her yere yapılmıyor işte. Yapılsa da öyle güzel ve görkemli görünmüyor. Ama meydana ve parklara yapılan inşaatlar öyle mi? Hem görkemli hem değerli?

Şimdilik elimizde bir Mimar Sinan Parkı kaldı.

Park dediysek sakın yanlış anlaşılmasın, sadece adı park. Orada da oturulacak, çay içilecek, dinlenilecek bir alan bırakılmadığına göre tamamı iş merkezine çevrilebilir diye düşünüyorum.

Sonuçta bu millet koyun değil ki yeşil alanlara ihtiyaç duysun.

Ne demişti Rahmetli Kemal Sunal; Şevket senin daha çok kazanman lazım.

Birilerinin daha çok kazanması için şehrin kaybetmesinin ne önemi var ki?

Bayatlamış bir soruyu tazeleyerek noktalayalım, şu koca ülkede değil açık otoparkı, kapalı otoparkı olmayan bir başka şehir var mı acaba?

70 yıl aradan sonra da olsa, bizim de olacaktı ama gelin görün ki tam da açılışı yapılacakken iş merkezine kurban gitti.

Bir 70 yıl daha bekleriz ne olacak ki, diyorsanız, 70 bin yıl daha bekleseniz dahi bir daha asla öyle bir şey olmayacak...

Ama gelişmeleri kanlı canlı yaşadığınız şehirden değil de sosyal medyadan takip ederseniz, göreceksiniz ki her şey çok güzel olacak...