CHP ve AK partinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde aynı derece etkileneceği açık ve seçik. Finalde kaybeden sadece finali kaybetmiş olmayacak, ayrıca küme düşecektir

Cumhurbaşkanlığı seçiminde son düzlüğe doğru ilerliyoruz. Depremin yarattığı enkazın kaldırılma çalışmalarının içinde deprem bölgesinde seçim havası oluşmadı, oluşamaz da.

Her iki ittifakta bu durumun farkında olduğu için, seçim çalışmalarını deprem bölgesinde yoğunlaştırma kararı aldı.

Seçim bölgesinde seçmenlerin tavrı seçimin seyrini değiştirecektir. Hatta seçim deprem bölgesinde kazanılacaktır veya deprem bölgesindeki gelişmeler seçimin iptalinin de gerekçesi olacaktır.

Seçmen bölgesinde depremzedeler hüzünlü yaslı ve siyasi renk vermiyor. Özellikle Adıyaman’da Gecikmeli olan kurtarma çalışmalarına hala öfke dinmiş değil.

Bütün bunları AK parti görüyor bütün gücüyle depremzedelere yardım için seferber durumda. Çadırda kalan depremzedelere dağıtılan paralar, sosyal yardımlarla seçmenin gönlü okşanıyor. Bölgeye yapılan sık ziyaretlerle iktidarın, yaraların sarılması için en iyi seçenek olduğu hissettirilmeye çalışılıyor.

Türkiye’de 24 saat çok uzun saattir diye söylenir, bu günden 14 Mayıs akşamını tahmin etmek zor. Bütün bunlara rağmen bu günden şunu söyleyebilirim.

Millet ittifakının büyük bileşeni CHP seçimlerde daha önce Muharrem İnce’nin almış olduğu oy oranını aşamazsa, yani %30 oy oranını aşamazsa Türkiye’yi ve ittifakı idare edemez. Böyle bir durumda Kılıçdaroğlu  İttifak üzerinde otoritesini, ağabey pozisyonunu kaybeder ve Kılıçdaroğlu için bundan sonrası emekliliktir

Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı rejimi siyasi partiler tarafından değiştirilmesi zor bir rejimdir. Millet İttifakı rejim değişikliğinden bahsediyor fakat, mevcut rejimde, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturanı bu büyük güç büyüler, seçim arifesinde vaat ettiği demokratik vaatleri unutturur. Kimse Cumhurbaşkanı olduktan sonra mevcut görev ve yetkilerinden kolay kolay vaz geçmez.

‘Biz gelirsek değiştireceğiz’ diyenler seçildikten sonra çark ederler, rejim değil kendileri değişir.

Cumhur ittifakı açısından bakıldığından ise durum şöyle görülmektedir. Deprem bütün hesapları alt üst etti.

Deprem seçim planlanırken hesap edilmedi. Belki Ege’de Suriye’de bir operasyon hayal edilmiş olabilir fakat, 15 ili vuran 7.7 ve 7.6 gibi bin yılın 2 felaketinin yaşanacağı hesap edilmedi.

AK partinin deprem bölgesinde en büyük handikabı, deprem bölgesinde aksiyon alamayan beceriksiz bürokratlardır. Halk bunları gördüğünde sosyal yardımları da unutuyor.

AK parti deprem bölgesinde bürokrasisini hızlı bir şekilde yetenekli kabiliyetli bürokratlarla takviye etmeli, hatta Adıyaman’a hızlı bir şekilde başarısı kanıtlanmış bir Vali acilen atamalıdır.

AK parti bundan sonraki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp tekrar bir beş yıl daha göreve devam etmek istiyorsa, AK parti sandıktan en az tek başına %37-40 oranında bir oy almak zorundadır.

Cumhurbaşkanlığının iddialı olamayan ancak denklemde oyunu bozacak iki adayı Sinan Oğan ve Muharrem İnce toplamda %5 oy alırsa Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalır.

Seçim ikinci tura kalırsa Recep Tayyip Erdoğan 2.turda seçimi rahat kazanır. Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kaybetmesi için arada ki oy farkının en az %5 olması lazım. %49-%51 seçim sonucu Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapmaz. İstanbul belediye başkanlığı seçiminde olduğu gibi böyle durumda seçim iptal olur, yenilenir.

Kemal Kılıçdaroğlu 14 Mayıs akşamı Cumhurbaşkanı seçildiyse seçildi, seçim 2.tura kalırsa Kılıçtaroğlu seçimi kaybetmekle kalmaz, CHP’de ikiye bölünür. CHP’de ki Atatürkçü ve Milliyetçiler yeni parti kurarak yollarına devam ederler.

Bu seçim her iki taraf için de kritik ve ilk defa AK partinin her zaman altını çizdiği BEKA MESELESİ her iki taraf içinde geçerli.

CHP ve AK partinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde aynı derece etkileneceği açık ve seçik. Finalde kaybeden sadece finali kaybetmiş olmayacak, ayrıca küme düşecektir.