Fikri ve ideolojik çekirdeğe sahip partiler için kurulan ittifaklar da aynen organ nakillerinde olduğu gibi benzer bir dönem yaşarlar.

Organ nakli son 20-30 yılda tıbbın ulaştığı hayat kurtaran en önemli gelişmelerin başında gelir.

Genellikle haberlerde başarılı olan nakiller duyurulur.

Yıllık organ nakillerinde, özellikle hayati organlarda ( kalp,böbrek ve karaciğer ) başarı oranını gösteren bir istatistik henüz yayınlanmış değildir. Çok da önemli değil bu istatistik. Çünkü moral bozmaya ve ümitsizliğe ne gerek var?

Organ nakillerinde çok önemli iki hususun olduğunu, kamuoyu şu iki cümle ile öğrenmiştir.

Birinci husus doku uyumu ve ikinci hususta nakil olan insanın vücudunun bu organı kabul etmesidir.

Doku uyumu nakilden önce %98 oranında kesin tespit edilebiliyor. Ve doku uyumu, donör ile kesinleşen hastaya nakil işlemi yapılabiliyor.Genellikle nakil başarılı oluyor. Esas önmeli olan dönem ve hastanın yaşama devamı ile ilgili husus ameliyattan sonra başlıyor. En az altı ay süren bu dönem hastanın vücudunun yeni nakledilen organı kabul etmesini bekleme dönemidir.

Hayati organların naklinde en çok zorlanılan dönem bu dönemdir.

Çünkü bu kritik dönemde nakil olan hastanın “immün” sistemi yani vücudumuza dışarıdan gelen sağlığımızı tehdit eden yabancı madde ve mikroplara, virüslere karşı koruyan savunma sistemi, yeni organı yabancı madde olarak algılamamalı ve bu organı reddetmemelidir.

Bunu önlemenin tek yoluda bu kritik dönemde hastanın immün, yani bağışıklık sistemini baskılamak, hassasiyetini bloklamak ve zayıflatmaktır. Bunun için kortizonlu ilaçlar başta olmak üzere hastaya avuç dolusu immün sistemini baskılayan ilaçlar verilir. Bu ilaçların bir çoğunu hasta ömür boyu kullanmak mecburiyetindedir.

İşte bu dönmede hastanın bağışıklık sistemi, ilaçlar ile zayıflatıldığı için en ufak bir mikrop kapılması sonucu ile vücudun herhangi bir organında enfeksiyon olması durumunda hasta kötüleşir hatta basit bir grip durumunda bile akciğerler ciddi hasar görür ve hasta kaybedilir.

Ölüm raporu akciğer enfeksiyonu olarak verilir.

Organ nakli sebebi ile bağışıklık sisteminin zayıflatılması için verilen ilaçlardan elbette hiç bahsedilmez.

Fikri ve ideolojik çekirdeğe sahip partiler ile ortak bir siyasi hedef için kurulan ittifaklar da aynen organ nakillerinde olduğu gibi benzer bir dönem yaşarlar.

Farklı siyasi görüşte ideolojik yoğunluğu ve fikri özgül ağırlığı olan partiler bu ittifaklarda hem uyum sorununu ve hem de varlıklarını koruma sorununu birlikte yaşarlar.

Çoklu organ nakline benzer farklı partilerin kurduğu ittifaklar.

Liberal, sol-sosyalist ve din öncelikli ümmetçi siyasi hareketlerde doku uyumsuzluğu sorun pek olmaz. Çünkü bu ideolojik siyasi hareketler farklı coğrafyalarda başka milletlerin benzer siyasi hareketleri ile ilişkiler kurar ve birlikte güç birliği yapabilirler.

Sadece bir ülkenin milliyetçileri kendi ülkeleri dışında başka bir ülkenin benzer siyasi hareketleri ile birleşemez ve anlaşamaz. Sebeb doku uyuşmazlığıdır.

Milliyetçilik, bir milletin hayatiyetinin devamını sağlayan immün yani bağışıklık sisteminin alarmına sahip siyasi hareketlerin ana fikiridir.

Bu güne kadar ülkemizde, Türk milliyetçileri tarihin hiçbir döneminde Türk devletinin ve Türk milletinin düşmanlarını en erken tespit etmekte ve onlarla mücadelede en ufak bir aldanmışlık ve yanılmışlık göstermemiş ve de yaşmamıştır.

Kurulan ittifakların her ikisinde de var olan ve halen paylaşılmak istenen milliyetçilerin de aynen organ nakli yapılan hastada olduğu gibi “milliyetçi refleksleri” ittifaklar içinde baskılanmak ve törpülenmek mecburiyetindedir.

Çünkü, farklı ideolojik çekirdeğin merkezinde olduğu bir siyasi yapının gövdesine eklemlenmek durumundadır her iki ittifakta da yer alan milliyetçiler.

Millet İttifakının amiral gemisi CHP ; Cumhur İttifakının amiral gemisi AKP. Birinin ideolojik merkezi sol-sosyal demokrat, diğerinin ideolojik çekirdeği siyasal dinci ve ümmetçi.

Her iki ittifakda da milliyetçiler baskılanmak durumunda.

Cumhur İttifakında HÜDAPAR örneğinde olduğu gibi AKP’nin siyasi ümmetçi çizgisini; Millet İttifakında da HDP ve TİP gibi milliyetçiliğin düşmanı ideolojik ittifak bileşenlerini kabullenmek durumunda bırakılıyor milliyetçiler.

Bunun için ne yapılıyor ?

Aynen organ nakli yapılan hastanın immün, bağışıklık sisteminin baskılanması gibi aldatıcı yanıltıcı ve kafa karıştıran suni gerekçeler propaganda olarak konuşulup söylenmeye başlanıyor.

Milliyetçilerin birleşmesini isteyenlere karşı oyları bölmek gibi absürt bir iddia ileri sürülebiliyor.

Aslında organ nakli yapılan insanın immün sitemine de aynı şey yapılıyor. İmmün sisteminin düşmanı ve tehlikeyi tanıması önleniyor. Yani immün sisteminin hücresel yönetim merkezleri sarhoş ediliyor, kontrol gücü bozuluyor.

Küresel emperyal gücün, her iki ittifakta da parçalayıp, bölüp paylaştırdığı milliyetçiler üzerinde ki esas hesabı ve beklentisi aslında dağıtılan oyları ile önümüzde ki seçimlerin sonuçlarını etkilemesi değildir.

Esas hedef, Türk milletinin immün sisteminin temsilcisi olan Türk milliyetçilerinin ittifaklar üzerinden parçalanan siyasi iradesinin pasifize edilerek önümüzde ki zor dönemde ülke bütünlüğü tehdit ve tehlikeye girdiğinde karıştırılan kafaları ile etkisizleştirilmesidir.

İttifaklar üzerinden asıl yapılmak istenen ve tehlikeli olan, ideolojik hassasiyetlerimizi etkisizleştirme operasyonlarıdır. Türk milliyetçilerinin dün, Türk milletine ve Türk devletine düşman olarak bildikleri fikir, örgüt ve odaklara karşı ittifaklar içinde daha müsamahalı ve kabul edilebilir bir çizgiye evrilmesi Türk milletinin geleceğinde milli güvenliğimiz açısından sivil siyasi insiyatifler cephesinde çok ciddi gedikler açacak ve zaafiyetler oluşturacaktır.

Organ nakli başarı ile yapılan hastanın, baskılanan ve kafası karıştırılan bağışıklık sisteminin pasifize edilmesinin sonucunda, hastanın basit bir gribal enfeksiyon durumunda kaybedilmesi gibi ittifaklar içinde yarınlarda milli birliğimizi ve vatan bütünlüğümüzü öncelikli ve vazgeçilmez değerler olarak gören milliyetçi duruş ve kararlılığımız da zayıflar ve tehditleri algıda zaafa uğrar.

İttifaklarda siyasi görüşü ve fikri öznesi beynelmilellik özelliği taşıyan her parti konjonktürel olarak iktidar hedefi ile birleşebilir ve ortak hareket edebilir.

Sosyalistler ve bölücüler; siyasal dinciler ve sosyalistler ile bölücüler yakın zamanda örneklerini gördüğümüz bir çok ittifaklar kurmuşlar ve işbirliği içinde olmuşlardır.

Değişmeyen tek cepheleri ve ortak paydaları milliyetçiliğe olan karşıtlık ve düşmanlıklarıdır.

Bu sebeble milliyetçilerin bu ittifaklardan herhangi birinde yer alması fıtratlarına muhalefet etmek demektir ki bu durumda da şu sözü hatırlamamız gerekir.

“Fıtrat ile çatışan fetrete düşer.”

Milliyetçi seçmenin irtifalar arası oy tercihi günlük politik davranışlar içinde hoş görülebilir.

Fakat Türk milliyetçilerinin siyasi ve sivil toplum örgütlerinin başkan ve yöneticileri olmuş kanat önderlerinin böyle bir stratejik yanlışı yapmaları ve kabüllenmeleri asla hoş görülemez.

Unutulmasın bazı organlar nakledilse bile insan beyni ve immün sistemi henüz nakil edilemiyor.

Hakkı Şafak Ses