Hani bir kez daha TEMRİN ve TEKRAR/larımı tekrar edeyim dedim:

1. Elim kalem tutandan beri ( ilk temrinlerle 4 yaşıma tekabül ediyor); sarı kağıtlara, teksir defterlerine, defterlere, ajandalara, (ve dahi klavye ile wordlere) hemen her gün paragraflarca,, sayfalarca (dakikalarca, saatlerce) -fiilen ben- yazıyorum.

2. Gözüm ve aklım harfi, heceyi ve hemen ardından manayı sökenden beri (ilk temrinlerle 4 yaşıma tekabül ediyor); ince hikayelerden ansiklopedilere, ciltlere ve yazı türü yelpazesine uzanan içerik, yoğunluk ve zaman sarmalı içinde - fasilasız her gün- ortalama en az 10, en fazla 50/100 sayfa ( kitap) okuyorum.

3. Öğretmenlikten ve Edebiyat fakültesi öğrenciliğimden çok çok önce yazıda imla ve noktalamaya; sözde telaffuz ve mana derinliğine dikkat ve rikkatim var. ( Evet bazen TDK'nın kural değiştirme hızına yetişemesem de) Kuralları sıkça okuyup anladıklarımı tatbike uğraşıyorum.

4. Tam bir kelime avcısıyım. Ki 'kelime avcısı' nitelendirmesi de bana aittir. Bilmediğim kelimenin anlamını öğrenmek için hemen sözlüğe bakma hastalığımı -malesef- :) , çocuklarıma da bulastırdım. Ayrıca manasını icsellestirdiğim kelimeleri yazılarımda bir şekilde kullanmaya özen gösteririm.

5. -Mutlaka yazı bahsinin içinde ama ayrıca söylemiş olayım- okuduklarımdan, dinlediklerimden, gezip gördüklerimden alıntı ve notlar alırım. Eserlerimin çok çok büyük yüzdesi bendenizin buluş, yorum ve sentezidir. ( Ve hatta düzenlemesi, editörlüğündedir...)

6. Bir edebiyat sanatçısı olarak ( ki öğreticisi ve bilimcisi olduğumun da idrakındayim ama bugünkü bahis konum edebiyat sanatçılığı yani ediplik -sair ve yazarlık-) her insan gibi benim de doğuştan getirdiğim şive ve ağız özelliklerim olsa da edebî yazı ve konuşmalarımda Türkiye Türkçesi ( İstanbul ağzını) özen içinde kullanmak hassasiyetini taşıyorum. Bu hassasiyeti Edebiyat sanatı / bilimi ile hemhal olduğunu gösteren / anlatmaya uğraşan herkesten umuyorum.

7. Bence hayatta bir insan için -insanın insanlığını yansıtması için- iki temel öz vardır; Edep ve çalışkanlık. Bittabi bir yazar olarak bu yolda da ter döktüğüm için bu ter damlalarını edebiyat alanındaki her fertte -nezaket ve samimiyetle- ararım. 

Evet, sevgili gençler bana göre edebiyat alanında yürümek, 'yazar' olabilmek böyle bir şeydir.

Edebiyat yolculuğunda samimiyetle terleyen yolculara selam ve duam ile...