Burada yazdığımız eleştirilerin daha fazlasını bir araya geldiğimizde yüzlerine söylemekte herhangi bir sakınca görmüyoruz.

Değerli vekilimiz, Üstadımız Resul Kurt 'la 20 yılı aşkın bir dostluğumuz var. Bu dostluğu kendi açımdan AK Parti'den milletvekili seçildi diye sonlandıracak değilim. Kendileri de böyle düşünmüyor olacak ki dostluğumuz devam ediyor.

AK Parti'den değil de MHP'den ya da CHP'den Saadet Partisi'nden ya da HDP'den ya da bir bir başka partiden vekil seçilseydi kendi açımdan dostluğumuz yine devam ederdi. Siyasetle başlayan bir dostluğumuz olmadı ki siyasetle sona ersin. Tıpkı değerli vekilimiz Mustafa Alkayış ve belediye başkanımız Süleyman Kılınç 'da olduğu gibi. Onlarla ilk gençlik yıllarımızdan beri arkadaşız, şükür ki bugüne kadar siyaset arkadaşlığımıza zarar vermedi. Ne onlar benim neden sürekli iktidarlarını eleştirdiklerimi sordu, ne de dostluğumuz iktidarın hatalı İcraatlarını eleştirmemize engel oldu. Ama bu yazının konusu Sayın Alkayış'la değerli başkanımız Süleyman Kılınç değil.

Yakın dostlarımız sohbetlerimiz esnasında siyasetin göbeğinde bulunan dostlarımıza ne tür eleştiriler getirdiğinizin yakın şahididirler. Yani burada yazdığımız eleştirilerin daha fazlasını bir araya geldiğimizde yüzlerine söylemekte herhangi bir sakınca görmüyoruz. Aksi bir durum dostlukların önündeki en büyük engeldir zaten

***

Resul Bey ile dostluğumuz Adıyaman'ın sorunları hakkında çözüm bulmasını istememize engel değil. Her türlü eleştirimizi ve bulduğumuz eksiklikleri dile getirmekten çekinmiyoruz. Ve her görüşmemizde dile getirdiğimiz sorunları buradan sizlerle paylaşıyoruz.

Her görüşmemizde olduğu gibi son gittiğimiz indere mevkiinde yapımı devam etmekte olan TOKİ konutları ile ilgili endişelerimizi ve gözlemlerimizi de yine sizinle paylaştık. Ve görünen o ki birçok vatandaşımız paylaşımımız sayesinde yapımı devam etmekte olan TOKİ konutlarının henüz yol ve altyapı ihalesinin yapılmadığını ve bunun ileride ne tür sorunlara yol açacağını öğrendi. Yani orada çekilen bizim değil, sorunlarımızın fotoğrafıydı.

Tek derdi seçilmiş ve atanmışlarla fotoğraf çektirmek olanların, ve çektirmiş oldukları fotoğrafların arkasına iki satırlık yorum ekleyemeyenlerin bizi anlamalarını bekliyor değiliz.

Onlar Adıyaman'ın kanayan yarasına neden merhem olamadıklarını, yaşanan sorunları neden dile getiremediklerini, neden her konuda bir başkasının elini taşın altına sokmasını beklediklerini düşünedursunlar.

Vekillerin, bizim kişisel sorunlarımızla ilgilenmek gibi bir görevleri yoktur, olamaz.

Bırakalım mesailerini bizim egolarımızı tatmin etmeye yönelik işlerde değil, büyük yatırımların gelmesi ve sorunların çözülmesi yönünde kullansınlar. Kendilerine eleştirilerimiz, gönül koymalarımız, alınganlıklarımız Adıyaman'la ilgili yapamadıkları konularda olsun. Bu konuda her türlü eleştiride bulunalım. Fikir önerelim ve harekete geçmelerini isteyelim.

Birimizin mutlu olması, birimizin isteklerinin yerine gelmesi, birimizle yan yana gelmesi ya da gelmemesi ne yazık ki birinci önceliğimiz olduğu için Adıyaman'la ilgili yapılması gereken öncelikleri ıskalıyoruz.

Sorunlarımızın çözümünün Adıyaman değil Ankara olduğunun farkına varmadıkça vekillerimizin aramızda bulunmasını ziyaretimize gelmesini düğünümüzde taziyemizde cenazemizde bulunmasını bekler dururuz ve bunu her şeyden çok daha önemseriz.

Vekillerimizin aramızda bulunmasıyla, bizleri ziyarete gelmesiyle, fotoğraf çektirmesiyle sorunlarımız çözülseydi Adıyaman en sorunsuz illerin başında gelirdi.

Sorun vekillerimizin sürekli Adıyaman'da olması ya da olmaması değil, Ankara'da üzerlerine düşen görevi yapıp yapmamasıdır. Adıyaman'ın kanayan yaraları ile ilgili bir arayışın içinde olup olmadıklarıdır. Varsın seçildikleri günden bir sonraki seçime kadar hiç Adıyaman'a uğramasınlar, ama yeter ki Ankara'da kaldıkları sürece seçildikleri ilin Adıyaman olduğunu ve Adıyaman'ın ne tür acılar İçinde kıvrandığını unutmasınlar.

Bir vekilin ya da vekillerin şahsımızı ilgilendiren meselelerden öte, şehrimizi ilgilendiren daha büyük sorunlarla uğraşması gerekiyor.

Enkazların, molozların, şehirdeki toz bulutlarının, dinamitlerin sorumlusu vekiller değil. Yahu bu ilin valisi var, Çevre şehircilik müdürü var, bunların ihale verdiği firmalar var. Yani bu firmalardan sorumlu kurumlar var. Neyin hesabını kimden soracağımızı bilmediğimiz için bütün sorunların çözümünü aynı kişilerden ya da kurumlardan bekliyoruz. Öyle olsaydı devletin yüzlerce kurumu müdürü amiri olmazdı. Her işin bir sorumlusu ve muhatabı vardır. Bu muhatap ve kurumlarla sorun çözülmediği zaman konu üst makamlara yani vekillere, oradan da daha üst makamlara iletilebilir mesela.

Derdi memleket olmayanın tek derdi kendi olurmuş. Dünyayı kendinden ibaret görenlerin memleket diye bir derdi olmaz zaten. Onlar kendini memleket yerine koyduğu için bir tek kendileriyle ilgili bir sorun söz konusu olduğunda memleketi düşünürler.

Benim daha önce de yazdığım gibi Adıyaman'ın devasa sorunları ile ilgili muhatabım Ankara'dır. Birçok konu ne Belediye Başkanıyla ne de vekillerle aşılacak gibi değildir. İktidarın Adıyaman'a üvey evlat muamelesi yapmasıyla ilgili tek kelime yazamayanların, tek kelime konuşamayanların, hatta bu konuda gerekli uyarıları yapanlara çemkirenlerin Adıyaman diye bir dertlerinin olmadığı ortadadır.

Adıyaman diye Bir dertleri olsaydı 20 yılı aşkın bir zamandır süregelen iktidarla ilgili herhangi bir eleştiride bulunur, Adıyaman'ın çözülmeyen, çözülemeyen sorunları ile ilgili harekete geçerlerdi.

Her konuda değilse bile en azından bu konuda kalben son derece müsterihim. Dostlarımın iktidar partisinde siyaset yapmaları, yapılan yanlışları ya da gördüğüm sorunları görmeme engel olmadığı gibi yazmama da engel olmadı hiçbir zaman.

Sonuç itibariyle Resul Bey dostumdur, arkadaşımdır, dostluğumuzun Ve arkadaşlığımızın siyasetle herhangi bir ilgisi yoktur.

Böylesine bilgili birikimli donanımlı ve Türkiye'de konusunda uzman olan bir hemşerimizin iktidar partisinden vekil seçilmesi Adıyaman için büyük bir kazanımdır.

Küçük isteklerimizle, şahsi beklentilerimizle

Benimle değil de onunla neden fotoğraf çektirdiğin gibi çocukça serzenişlerle yapmayı düşündükleri devasa projeler konusunda heveslerini kırmayalım.

Resul Bey hem ekonomiye hem iş dünyasına hakim bir insandır. Dostluğunu, yılların verdiği birikimi ve ve iş dünyasındaki popüleritesini kullanarak Adıyaman'a büyük yatırımların gelmesine vesile olabilir. Büyük projeler ve yatırımlar üzerine kafa yoran bir insanı bir kaşık suda boğmaya çalışacağını düşünenler nasıl bir yanılgıya düştüklerini kısa bir sürede anlayacaklardır.

Benim bildiğim dişiyle, tırnağıyla, emeğiyle, azmiyle bugünlere Gelen Resul Bey'in küçük hesaplar ve bireysel saldırılar karşısında kolay kolay pes etmeyeceğidir.

Adıyaman'a bir vefa borcum var, ne pahasına olursa olsun onu ödeyeceğim, binlerce kişinin çalışacağı fabrikaların kurulmasına önayak olacağım diyen vekilimizin Adıyaman'la ilgili atacağı her somut adımın destekçisi olacağımızı bir kez daha deklare ediyor ve eksik gördüğümüz her konuda eleştiri hakkımızı kullanarak kendilerini uyaracağımızı bir kez daha tekrarlıyoruz.

7 Eylül Perşembe 20