KİTLELER HERKES TARAFINDAN AYRI YÖNE ÇEKİLEBİLİR. BİREY KENDİNİ KURTARABİLMEK İÇİN KENDİ GELECEĞİYLE BİZZAT İLGİLENMELİDİR

Geçmişi kısacık bir özetle hatırlayalım mı? Sayısız faydası olabilir…

NUTUK’ta Mustafa Kemâl Atatürk ülkenin 1919’daki genel durumunu anlatırken şu noktaların altını çiziyor:

‘I. Dünya Savaşı’nda yenilmiş zedelenmiş şartları çok ağır bir ateşkes anlaşması imzalamış bir devlet.’

‘Millet yorgun ve çok fakir.’

‘Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı’na sürükleyenler kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa‘nın başkanlığındaki hükûmet âciz haysiyetsiz ve korkak….’

‘Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta…’

İçerde İHANET ÇETELERİ son hızla örgütlenmekte..‘ İstanbul Rum Patrikhanesi’nde kurulan Mavri Mira Hey’eti illerde rum çeteleri kuruyor ve gösteri toplantıları ve propagandalar yapıyor. ‘Ermeni Patriği Zazen Efendi de Mavri Mira Hey’eti ile birlikte çalışıyor. BUGÜN İÇERİYE SIZAN YABANCI AJAN VE SÖZÜM ONA BAZI SIĞINMACILAR DA BU İŞLERLE GÖREVLİ……………

O yıllarda Diyarbakır Bitlis Elâzığ illerinde İstanbul’dan idare edilen Kürt Teali Cemiyeti adlı bir cemiyet var Amacı yabancı devletlerin himâyesi altında bir Kürt devleti kurmak.. BUGÜNDE BENZER AMACI GÜDEN SİYASİ PARTİ VE ÇEŞİTLİ İHANET ÖRGÜTLERİ VAR………..

Konya ve dolaylarında İstanbul’dan yönetilen Tealî-i İslâm Cemiyeti vardı islami yükseliş cemiyeti… BUGÜN DE ONLARCA tarikat DERNEK CEMİYET İHANET ÇEMBERİ İÇİNDE VE YİNE Batılı devletlerin emrinde hareket halindeler……..

O YILLARDA İstanbul’da İngilizleri sevenler derneği de vardı… üyeleri arasında Osmanlı Padişahı ve Halîfesi Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı Ali Kemal , Sait Molla bu derneğin üyesiydi İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İNGİLİZ SEVİCİLER ÖZELLİKLE DİNCİLER ARASINDA PEK YAYGIN BUGÜN DE!! ………….

ve Amerikan mandacılarını unutmayalım..… Aynı bugün OLDUĞU GİBİ AMERİKALILARA BÜYÜK BİR AŞKLA BAĞLI OLANLAR VARDI…………

‘Milletin durumu’

Mustafa Kemâl Paşa Nutuk’da şöyle anlatıyordu

‘DURUMUN DEHŞET VE KORKUNÇLUĞU KARŞISINDA HER YERDE HER BÖLGEDE BİRTAKIM KİMSELER TARAFINDAN

KURTULUŞ ÇARELERİ DÜŞÜNÜLMEYE BAŞLANMIŞTI. BU DÜŞÜNCE İLE YAPILAN TEŞEBBÜSLER BİRTAKIM KURULUŞLARI DOĞURDU…’

Mustafa Kemâl Paşa birtakım öncü aydınların biraraya geldiğini anlatıyordu

bir yandan halkın genel durumunu şöyle açıklıyordu:

‘Millet ve ordu Padişah ve Halife’nin hâinliğinden haberdar olmadığı gibi o makama ve

o makamda bulunanlara karşı asırların kökleştirdiği din ve gelenek bağları dolayısıyla içten gelerek boyun eğmekte ve sadıktılar’.

Bence bu cümleleri defalarca okunmalı çünkü durum birebir aynı …..

Ayrıca çok önemli başka bir konu diyordu k,i yapılan psikolojik operasyon sonucu, batılı Devletlere asla karşı gelinemeyeceği,

biri ile bile başa çıkılamayacağı düşüncesi egemendi

Yani, Millet, Kurtuluş çareleri ararken, ‘Batılı devletlere bağımlı, Padişah ve Halife’ye sadık’ kalarak bu çareleri arıyordu…

‘Benim kararım…’

Mustafa Kemâl Paşa verili durumda kendi kararını şu sözlerle açıklamıştı…

‘…Bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü temelsizdi….

Bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milIî hâkimiyete dayanan kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak!…

Türk’ün haysiyeti gururu ve kaabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!…

O halde ya istiklâl ya ölüm!’ demiştir!!

O ‘ruh’ ve ‘kurtuluş’!

Atatürk 1919 yılında telgraf la tüm yurtta vatansever derneklerle irtibata geçer. Mayıs ta havzada, haziranda Amasya’dadır. .

Erzurum ve Sivas kongreleri Türkiye Büyük Millet Meclisini doğuracaktır. Sürekli DİRENME çağrısı yapar ve toplumu gruplara ayıracak

SİYASİ PARTİ OLUŞUMUNA KARŞI DURUR..

Müdafaayi hukuk dernekleri İLE İLERLER

BU DERNEKLER kısa zamanda tüm yurda yayılır… Kendiliğinden kurulup gelişirler Miralay Mehmet Arif bey durumu söyle özetler.

’Vicdan ve hamiyet sahibi her insan, milli mücadeleye maddi manevi katılmayı namus borcu sayıyordu. Gençler, ak sakallılar ve

çok sayıda kadın mücadele içinDEYDİ’

VE BENİM EN HEYECANLANDIĞIM CÜMLELER ŞUNLAR!

HER KESİMDEN İNSAN FARKLILIKLARI BİR YANA BIRAKARAK BELLİ İLKELER ÇERÇEVESİNDE İL İLÇE KASABALARDA ÖRGÜTLENDİLER

Atatürk bu örgütlerin kurulmasını BİR ELEKTRİK ŞEBEKESİ GİBİ DEVREYE GİREN TARİHİN EMRİ ! olarak niteledi. AMAN YARABBİM ŞU

anlatıma bakın elektrik şebekesi gibi devreye giren tarihin emri!!!!! Tüylerim diken diken

ATATÜRK MÜDAFAA-İ HUKUK (HAKLARIN SAVUNULMASI) RUHUNDAN SÖZETMİŞTİR. BU RUHA MİLLİ VİCDAN demiştir

ve onun oluşturduğu cepheye NAMUS CEPHESİ demiştir.

O ruh yerel ve bölgesel hareketi başlatmıştır. Dağınık birbirinden bağımsız eylemler ve örgütler Sivas’ta bir araya gelmişlerdir.

6 ay sonra 27 aralık 1919da Ankara’ya dönmüştür , ertesi gün , Ziraat mektebinde Ankaralılara bir konuşma yapmıştır..

‘BİR MİLLET KENDİ GÜCÜNE DAYANARAK VARLIĞINI VE BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAMAZSA ONUN BUNUN OYUNCAĞI OLMAKTAN KURTULAMAZ. BU NEDENLE MÜDAFAAYİ HUKUK CEMİYETİNDE KUVAYİ MİLLİYENİN ETKEN OLMASI VE MİLLİ İRADENİN HAKİMİYETİ KABUL EDİLMİŞTİR.

ÖRGÜTÜMÜZ İŞE KÖYDEN MAHALLEDEN MAHALLE HALKINDAN YANİ BİREYDEN BAŞLAR. BİREYLER FİKİR SAHİBİ OLMADIKÇA,

HAKLARININ BİLİNCİNE VARMADIKÇA, KİTLELER HERKES TARAFINDAN AYRI YÖNE ÇEKİLEBİLİR. BİREY KENDİNİ KURTARABİLMEK İÇİN

KENDİ GELECEĞİYLE BİZZAT İLGİLENMELİDİR

AŞAĞIDAN YUKARIYA TEMELDEN ÇATIYA YÜKSELEN ÖRGÜT SAĞLAM OLUR. ANCAK, İŞİN BAŞINDA ÖNCE YUKARDAN AŞAĞI

ÖRGÜTLENME ZORUNLULUĞU VARDIR.

19 Mart 1920 de tüm valilik ve sancaklara ve kolordu komutanlıklarına bir telgraf çekTİ, ULUSAL BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ

YÜRÜTMEK VE DENETLEMEK İÇİN ANKARA’DA OLAĞANÜSTÜ YETKİLİ BİR MECLİS TOPLANACAĞINI,

HER SANCAKTAN 5 KİŞİNİN seçilmesi gerektiğini ilan etTİ.

Kimler mi biraraya gelmişti?

23 Nisan 1920DE meclis kuruldu. 24 Nisan’da Gazi Paşa Meclis başkanı oldu. Meclisde görünüm şuydu:

‘Milletvekilleri çok değişik çevrelerden gelen kişilerdi.. beyaz sarıklı ak sakallı cübbeli eli tesbihli hocalar, üniformalı subaylar,

aşiret beyleri, külahlı ağalar kavuklu çelebiler, avrupadan eğitimden dönmüş batı kültürüyle yoğurulmuş nokta bıyıklı aydınlar

kuvvayi milliye kalpaklı gençler bir aradaydı.

Birbirleriyle sert tartışmalara giriyor yumruklaşmalar hatta silah çekmeler vaki oluyordu.

Buna karşın ulusal haklar halkın geleceği ve milli mücadele sözkonusu olduğunda derhal birleşiyor, gözyaşları içinde kucaklaşıyorlardı.’

İkinci meclis 1923’de kuruldu. Meclisin kendini yenileme kararı aldığı gün millete şöyle seslendi:

‘EFSANE İNSANLARLA BUGÜNE GELDİK.. BU İNSANLARIN ANILARI TÜRK MİLLETİNİN KARANLIK, ENDİŞELİ ve

BUNALIMLI GÜNRİNDE BİRER UMUT VE HAYAT IŞIĞI OLARAK PARLAYACAKTIR. İLK MECLİS YÜZYILLAR SONRA DA

GÖREV BAŞINDA OLACAKTIR. O, KUVVAYİ MİLLİYE RUHUNUN KENDİSİDİR. BU RUHA MUHTAÇ OLDUĞUNUZ

HER ZAMAN ONU KARŞIMIZDA VE BAŞIMIZDA GÖRECEĞİZ!’

Görebiliyoruz değil mi!

Ben bu DERLEMEYİ 2012’de yazmış ve bu metinle 45 ilde konuşmalar yapmıştım Belki bazılarınız bu konuşmaları hatırlAR…

o ZAMAN MİLLİ İRADE BİLDİRİSİNİ 20 BİN ARKADAŞLA İMZALAMIŞTIK BELKİ HENÜZ VAKTİ GELMEMİŞ BİR ÇABA İÇİNDEYDİK

BAŞARILI OLAMADIK BU ADIMIN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ PART,İLER ÜSTÜ BİR ÖRGÜTLENME OLMASI HİÇBİR PARTİ İLE İLİŞKİLİ OLMAMASIYDI

AMA BU ADIM DA TÜRK TOPLUMSAL HAFIZASINDA YERİNİ ALDI VE ŞİMDİ VE GELECEKTE İNŞAA EDİLECEK YENİ

ÖRGÜTLENMELERDE TEMELDEKİ BİR TUĞLA OLARAK KAYDA GEÇTİ DİYE DÜŞÜNÜYORUM..

2024 VATANSEVERLERE MÜCADELE GÜCÜ VERSİN BEREKETLİ OLSUN…

Banu Avar