Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Adıyaman Hurri, Mitanni, Kummuh, Asur, Pers, Kommagene, Roma, Bizans, Abbasi, Artuklu, Eyyübi, Selçuklu ve Osmanlı gibi birbirinden farklı ve zengin kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bu kadar çok ve zengin kültüre ev sahipliği yapmasının elbet bir sebebi vardır. Yavuz Sultan Selim döneminde kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine giren Hısn-ı Mansur (Adıyaman) Cumhuriyet döneminde Malatya’ya bağlı bir ilçe haline getirilmiş, adı 1926 yılında Adıyaman olarak değiştirilmiştir.

Uzun süre kaza olan Adıyaman bağlı bulunduğu il ile ulaşım sıkıntısı çekmiş bu sıkıntı idari sorunlara yol açmıştır. Adıyamanlılar şehirlerinin il olması için çok çaba harcamışlar ve bu amaçla 1953 yılında oluşturdukları bir heyetle Ankara’da temaslarda bulunmuşlardır. Heyet Başkanı Adıyaman’ın il olması için uzun süre mücadele eden ve burada uzun yıllar öğretmenlik yapan Zeki Adıyaman’dı.

Yeşil Adıyaman Gazetesi’nin 15 Şubat 1954’te “Hayallerden Hakikata” başlığıyla yayınladığı manşet haberinde Adıyaman’ın il olmasıyla şehirlerinin makûs talihini yeneceğini ve dertlerinin sona ereceğini ileri sürmüştür. Yine, Malatya’da yayımlanan Sabah gazetesinde; yedi mahalle, dört bin küsur bina ve yirmi dört bin nüfusa sahip Adıyaman’ın doğu ve güneydoğu vilayetlerinde eşine rastlanmayacak kadar tarihi ve tabii güzelliğe ve sevimliliğe sahip olduğundan da bahsedilmiş, il olmasının isabetli olacağı vurgulanmıştır.

Nihayet Adıyaman adıyla yeni bir vilâyet kurulması hakkındaki kanun tasarısını 9 Mart 1954’te Başbakan Adnan Menderes imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunmuştur. Tasarının gerekçesi ise şöyle açıklanmıştır: 

... Memleketimizin gelişme alanında kaydettiği ilerlemeler, bazı kaza merkezlerimizde önemli etkiler yaparak onun iktisadi durumunu kuvvetlendirmekte ve buna paralel olarak da kültür ve imar ve diğer sahalarda yeni yeni hamleler kaydedilmektedir. 

... Bu maksatla; 15000 nüfuslu Adıyaman Kasabasında ağır ceza mahkemesi, trahom dispanseri, sağlık, sıtma, frengi mücadele teşkilâtı, tütün depoları, tekel müdürlüğü, zirai kooperatif, ortaokulu Ziraat Bankası teşkilâtı olup ticari ve sınai sahasında; üstün bir varlık gösteren ve bu durumu ile de; ileride işgal etmekte olduğu kademenin teşkilât imkânları dışında yeni bir imkâna kavuşmanın zorlayışı ile karşı karşıya bulunan bu kaza da (Adıyaman) adıyla yeniden bir vilâyet kurulması uygun görülmüş ve ilişik kanun tasarısı bu maksatla hazırlanmıştır  (TBMM, 1954, s.1-2).

Özetle Adıyaman Kazasının il olması serüveni kabına sığmayan bir kentin ileri yönde bir atılım gerçekleştirmek arzusudur. Bunu başarmış ve yıllar içerisinde büyük hamleler yapabilmiştir. Doksanlara kadar bu ivmelenme devam etmiş ve büyük yol kat edilmiştir.

Merhum Menderes’in imzası ile meclise sunulan tasarıdaki sebepler bugün şöyle tezahür etmektedir. Farklı inançlar, farklı mezheplere sahip, hoşgörü ve birlik içerisinde bir yaşam süren, yine tarihi zenginliklere sahip ve yine sevimli coğrafyasıyla atılım yapmak isteyen bir ildir Adıyaman. Üstelik girişimci sermayesi kuvvetlenmiş, cazibeleri içerisine zengin gastronomi kültürünü de eklemiş, altyapısını tamamlamış ve uçmaya hazır haldedir.

O zaman sorun nerede? Neden uçamıyoruz? Bırakın uçmayı artık “Cazibe Merkezi” vasfımızı bile kaybediyoruz. Bence sorun “Yerel dinamikler”de. (Bu dinamikler kelimesini kim üzerine alınıyorsa alınabilir. Belediye başkanlarından tutun da kanaat önderlerine kadar.) Kaza olmak bizi bağlıyordu, il olduk. Buradan öte başkent olacak halimiz yok ya. Onun için herkes şapkayı önüne koymalı ve düşünmeli. Tüm siyasi hesapları bir kenara bırakıp sadece Adıyaman için çalışmalı. Buna tabi ki ben de dâhilim.

Siyasi hesapları bir kenara bırakabildiğimizde hizmet etmeye başlayabiliyoruz. Ben o kadar çok “Seçim zamanı görürsün, sana oy yok” tehdidi aldım ki. Bunları dinleseydim bir kez sular altında kalmış, iki kez deprem yaşamış Samsat İlçesi’nin yeniden doğuşuna kimse tanıklık edemezdi. Zayıf yanlarımızı güçlendirdik, güçlü yanlarımızı daha da öne çıkardık. Bahane üretmedik, sadece çalıştık. Samsat ve turizm kelimeleri aynı cümlede bile kullanılmazken çıkmaz sokak olan kimsenin uğramadığı Samsat’a şimdi yılda yüz bine yakın insan geliyor. Sahabemizi öne çıkarıyoruz, Narımızı, bademimizi, bayram taplamamızı parlatıyoruz. Hepsi bir gün Adıyaman İli total turizm envanterinde güçlü bir şekilde yer alacak.

Velhasıl-ı kelam ey sevgili “Yerel Dinamikler” bırakalım bahaneleri, siyasi hesapları, günü kurtarma girişimlerini, kısır döngüleri ve 1954 yılında kabına sığmayan bir kazanın başardığı yeniden doğuşu bizler yeniden başaralım.