‘’Neden ışığı gören gelsinVe ben biliyordum ki; bütün gökyüzü karanlık ile kaplanmış olsa da bir ışığa ihtiyacımız vardı.’’’ diyoruz…. Çünkü ben biliyordum ki ; gece ne kadar karanlık olursa olsun küçük bir ışık karanlığın sonuydu.

IŞIĞI GÖREN GELSİN

‘’Neden ışığı gören gelsin’’’ diyoruz…. Çünkü ben biliyordum ki ; gece ne kadar karanlık olursa olsun küçük bir ışık karanlığın sonuydu.

Ve ben biliyordum ki; bütün gökyüzü karanlık ile kaplanmış olsa da bir ışığa ihtiyacımız vardı.

Samsat tarihinde iki sevdalının; Aze ve Zeze isimli birbirine aşık iki gencin birbirine kavuşmasına engel olunması sonucu büyük bir beddua almıştır. O bedduada kavuşamayan gençler Samasat şehrinin yıkılmasını istemişler ve yeninden inşaa edilmesi halinde ise tekrar tekrar yıkılması için beddua etmişlerdi. Kendi dünyalarında yaşadıkları yıkıntının şiddetini sanırım bu beddualarından anlaya biliriz.

Fakat yeni sevdalar yeni yeni filizlenen fikirler üreten bir nesil yetişiyor ben Aze ve Zezeye o sevdaya saygı duyuyorum öncelikle tarih ile yüzleşip bu aşkı kitap haline getirdik ve kollarımızı sıvadık ve şehri inşaa etmeye başladık. Alt yapı hizmetleri ve üst yapı ile inşaat çalışmaları devam etmektedir. Ancak bize bunun yetmediğini biliyordum. Bize bir ışık lazımdı. Çünkü Samsat’ın defalarca  yıkılmış olması sonucu burada yaşayan insanlar büyük bir ümitsizliğe kapılmıştı  ve kimse değişime inanamıyordu.

Biz yine tarihte yaşanan o büyük aşka saygıyı temsilen baraj göleti içinde sular altında kalmamış bir adacığa büyük bir SAMSAT logosu koyduk. Orada bir marina inşa ettik, ve Samsat’a gelen herkese eğer büyük bir aşkınız varsa burada sizin aşkınıza benzer ve üzerine dünyada güneşin en güzel doğduğu geceleri ayın en güzel şekilde saygı ile aydınlattığı Aze ve Zeze isimli bir kara sevdanın efsane öyküsünü de anlattık.

halil fırat-2

Fakat bu da yetmedi bir şey yapmak lazımdı. Bir ışık karanlığı sona erdirmeye yetti ancak bize ışıl ışıl bir gökyüzü lazımdı devam eden bir ışık lazımdı, bunun için bu güne kadar yapılmamış bir şeyler bulmamız gerekiyordu ve bizim sürdürülebilir olmakla birlikte kabul edilebilir bir durumu gündemde tutmamız gerekiyordu.

Samsat’ta her sabah güneşin en güzel doğduğu tepeden başlayarak küçük koşular yapamaya başladım.   Sonra burada yaşayanlar bu günlük koşularımı fark ettiler; ilçede yaşayan mülki amirlerin duruma göre bana katılacağı tempoda yavaş yavaş halkayı genişlettim önce öyle her gün tempolu koşmak insanlara zor geliyordu bu nedenle adımlarımı herkesin uyum sağlayacağı şekilde ayarladım. Yavaş yavaş burada bana bu ışığın varlığını sürekli olarak koruyacak bir grup oluşturabildim.

Önce eğitim camiası bana destek oldu; hem koşulara katıldılar hem de Atletizm Spor Kulübü kurdular

Tabi bu koşularımızla beraber Samsat'ın tanınma oranı açısından yol kat etmişti, biz oluşturduğumuz bu algıyı bur üst aşamaya taşıyıp buradan doğan güneşin ilimize eğer ömrümüz yeterse de bütün ülkemize yaymayı hedefliyoruz.

Bu amaçla ilimizin doğal güzelliklerinin olduğu 2 nokta arasında koşarak farkındalık oluşturmak istiyoruz.

Hedeflediğimiz aşamaya henüz gelemedik ama biz küçük adımlarla başladığımız koşuyu büyük bir maratona dönüştürmek istiyoruz: Bu nedenle de amacımızı koruyacak şekilde tempolu koşularımıza devam edeceğiz.

Çünkü biz inanıyoruz ki bu olumlu süreklilik yüzyıllardır burada yaşanan olumsuzluğu ortadan kaldıracak gücü toparlayacak nesilleri var edecektir.