Elbet!                                                                                                                                  

 Maviyi de sevmeli insan,  Elbet Mor menekşe edalı-Maviliyi de;     

   Bahar gözlü,al yanaklı-Hercai      Sarı saçlı Sevgiliyi de..

Yeter ki!

Ülkemin dağlarına-Kar düşsün,

Boy versin ORMANLARIMIZ;

Çayır/Çimen-GÜL Ve DIKENİMİZ

Yanmasın/Tütsün                                                                                                                          Ak/Mavi-Yeşil UMUTLAR üstünde..

Dolaşsın!

Mor,Maviyle Sarı yeşillikler altında

Şen Ve özgürce-UMUTLA/Kutla,

Kuşlarla/Al BAYRAK misali kanat çırpsın;

Dolaşsın-ÇOCUKLARIMIZ

Oynasın..

Kalmasın!

Denizlere/DERYALARA hasret kalmasın;

Meltem yüzlü UMUTLARIMIZA

Katık olsun Mor/Beyaz-Mavi UFUKLARIMIZ,

Sarsın Yurdumun DAĞLARINI/ORMANLARINI

AY/YILDIZ bakışlı Al/Beyaz BAYRAĞIMIZ;

Özgürce-Dalgalansın kalsın..

Varsın!

Yayılsın Memleketimın MAVİLİKLERİNE sarınsın,

Yediveren GÜLLERI Misali-GÜNEŞE aşık

HÜZZÂM makamı ŞARKİLARİMİZ yankılansın,

Gün görmemiş-sevda yüklü TÜRKÜLERİMİZ;

Çınlasın dursun..

Solmasın!

Sarı/Yeşil BAHARLARA mecbur-u müptela/Gebe,

Kara Rüzgarlara/Tufanlara VURGUN yemiş

Ve zincirlenip-ZEMHERİYE/Kara-Borana tutsak edilmiş;

Çileli "HAZAN/sevdalı YÜREKLERİMİZ"

Asla hiç solmasın..

(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri-25 Haziran 2021/Datça)

BİR TÜTÜN HİKAYESİ?

Şüphesiz ki!

Bu Kaf dağının gerisinde kalmış mitolojik bir masal değil,ADIYAMAN İNSANININ ÇOK DRAMATİK BİR HİKAYESİ-Çünkü;URFALILAR için acı İSOT,MALATYALİLAR için MİŞMİŞ Ve ANTEPLİLER için tatlı BAKLAVA neyse,ADIYAMANLILAR için de acı Acı/TÜTÜN Odur-Vazgeçilmez bir SEVGİLİ gibi..

BİZ!

Bu ibretli/acı HİKAYEYİ birkaç kez yazdık,derler ki (1915’lı)işgal yıllarında Bölgemizi işgal eden düşmana/FRANSIZLARA karşı "URFALILAR" önce asla direnmeden sessiz, sedasız tasasız,ilgisiz kalmışlar,ancak ISOT TARLASINA girdiklerini duyunca;"HAYDİ URFALILAR BUGÜN NAMUS GÜNÜDÜR" deyip,KADIN/ERKEK-KIZ KIZAN kim varsa ellerine geçirdikleri "KAZMA/KÜREKLE" beraber "CEPHEYE" koşup/DÜŞMANI perişan ederek gerisin geriye püskürtmüşler.

.

Elbet!

Bu konuda FRANSIZLARA karşı komşularımız ANTEPLILERIN Yiğit/ŞAHİN BEY'LE, MARAŞLILARIN da imanlı bir mümin olan SÜTÇÜ IMAMIN öncülüğünde direnerek DESTANLAR yazdıklarını biliyoruz,lâkin MALATYALILARLA ADIYAMANLILARIN (Bizim)sadece;Merhum KAHTA BEYİ HACI BEDİR AĞANİN(300 Atlıyla) gidipANTEP SAVUNMASINA KATILMASINDAN BAŞKA BİR ŞEY Duymadık Ve yapmadık..

Bu manada!

Belki FRANSIZLAR,o yıllarda fukaralıktan gayrı esamisi okunmayan ADIYAMANI Ve de elbet (Mişmişten başka bir şeyi olmayan)MALATYAYI işgale değer bulmadılar lakin;BİZ ONLARLA SAVAŞMAYI ELBET ÇOK DEĞERLİ BULMUŞ OLMALIYIZ Kİ hem de (300/Atliyla)GİDEREK SAVAŞTİK VE AİLE BÜYÜKLERİMDEN DUYDUĞUMA GÖRE DE O SAVAŞTA(Çocuk yaştaki 3/Amcamızı da)düşmana/FRANSIZLARA Feda EDEREK GERİ DÖNMÜŞÜZ..

Ancak!

Görünen o ki Bu Savaş,FRANSIZLARIN BİZİMLE OLAN SON SAVAŞI olmayacaktı,bu sefer de daha önceki yıllarda(Osmanlı Duyunu Umumiye Borçlarını tahsil etmek üzere) kurmuş oldukları REJİ İDARESİYLE(Tekel/TÜTÜN-TUZ-İÇKİ gibi (Tekel mahsulünün gelirlerini toplamak amacıyla)kast ederek el koydukları için bu defada;KOLCULARIYLA   (Mahsul topla/satma memurları)ile Üretici/HALKIMIZ arasında yıllarca sürebilecek adı konmamış bir (KOLCU/KAÇAKÇI) Savaşı sürecek ve 20/BİNE yakın yurttaşımız da elbet katledilecekti..

Ve elbet!                                                                                                                               Ülkemizdeki bu KOLCU/KAÇAKÇI Savaşı  (1925'lerde ATATÜRK tarafından Sultan /Abdülhamit döneminde Avrupalılardan alınan/OSMANLI BANKASI BORCUNU ödeyerek REJİ İDARESİNİ/Tekeli millileştirse de) dozunu azaltarak (1983’lerde İktidara gelen Turgut ÖZAL tarafından kaldırılan) KOLCULUK sitemine son verilinceye kadar (Yıllarca bu defa da “YERLİ/MİLLİ KOLCULAR TARAFINDAN” sürdürülmüştür.

Sanıyorum!

Rahmetli Turgut ÖZAL’IN amacı, TEKEL İDARESİNİ dengeli bir şekilde zamana yayarak TASFİYE etmekti,ki;Biraz da HALKA şirin görünerek-Ürkütmemek üzer İşe de “KOLCULUK Sistemini kaldırmakla başladı,ancak Ben de o sırada bunu fark edememiş Ve asla hiç “OY” vermemekle beraber-bunu büyük bir “REFORM” diyerek  merhum ÖZALI alkışlamıştım.

Çünkü!

Bir müddet sonra yanılmadığımı anladım..

Zira!

ATATÜRKTEN sonra devletin başına geçenlerin TEKEL İDARESİYLE bir türlü yıldızı barışmamış olacak ki,hepsi de bir an önce kapatmak için elinden geleni yaptı ve sonunda; Onu PARÇALARA bölerek-satarak "ÜRETİCİNİN" elini/kolunu da bağladılar ve elbet "TÜKETİCİ'Yİ" de pervasızca "YABACI/TEKELLERE" yeniden mahkum ettiler..

Evet!

2008'lı yıllardan başlayarak,önce TEKELİN/İÇKİ BÖLÜMÜNÜ sattılar;Üreticilerle Tekel İşçilerini, sıranın "KENDİLERINE" geleceğini duyurarak uyarmaya/Direnmeye çalıştım, lâkin;YÜKSEK MAAŞLI/Tekel İşçileriyle beraber, EVLERİNDE/TV'lerden dizi izleyerek, Şarkı/Türküler eşliğinde halaylarla ZILĞITLARLA Çocuklarıyla beraber TÜTÜN kıran ÜRETİCİLER Bizi asla hiç umursamadı..

Sonra TÜTÜN ekim alanlarını kıstılar;Yine uyardık(Sıra Sizler de diyerek) hiç duymadılar..

Akabinde "SİGARA FABRIKALARINI" kapattılar, YABANCI SİGARALAR ithalatta rekor kırarak-tavan yaptı,yine uyardım;TINMADAN yine İşçiler yüksek maaşlarını almaya, üreticiler TÜTÜN kırmaya,zuladaki hazır PARALARINI bozdurup yemeye başladılar..

Sonra TEKEL BİNA VE ARSALARI da satılmaya başlandı,haydi "ABİ ANKARA'YA!" gidiyoruz,daha ne güne bekliyoruz ki dediler;GÜLE-GÜLE bütün YOLLAR kapalı dedim Ve gittiler de elbet "POLİSTEN BİR KAMYON DOLUSU COP" yiyip döndüler-Akabinde “her birisi de ÜLKENİN dört bir yanına savruldu/Eskisinin-Yarı MAAŞINA..

Şimdi de!

Yine ADİYAMANLILAR,bu defa "BANA DOKUN Ama TÜTÜNÜME DOKUNMA!" diyebilmek için yollara düşmüş,diyebilir mi? pek emin değilim çünkü bunu-Dün İktidarlar "TÜTÜNÜNE NARH KOYDUĞU ZAMAN YAPACAKTI",yani;BUGÜN YÜRÜSE BİLE NEREYE KADAR-Kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen/bencil İNSANLARIN geleceği yer elbet "YALNIZLIK VE ÇARESİZLIK" durağından gayrı ne olabilir? Zira dün, "TÜTÜNÜME DOKUN ancak BANA DOKUNMA" diyordu-mübarek;BİR kararda da kalmıyor ki!..

Demem o ki!

Siz sadece KENDİNİZİ/Nefsinizi düşünürseniz, gün gelir;NEFSİNİZ/Nefesiniz-Sesiniz bile Sizi düşünmez olur,gaflet/nankörlük BENCİLLİĞİNİZİN Hüsranını-Siz Yaşadıkça her an yüzünüze karşı haykırır/durur..

SON/SÖZ;

“Komşu komşunun Külüne muhtaç” denilmiş,ancak;Biz ADIYAMANLARIN gönlünde yanacak Ateşini/Közünü falan bırakmadılar ki,Komşuya verecek bir KÜLÜMÜZ olsun.

Sevgilerimle..