iç ve dış siyaseti dünyada olup bitenleri takip edenlerin en önemlisi ülkesiyle ilgili sevdası olanların sözleri görüşleri, teklifleri temennileri hiç bitmez.

 Seçim bitti fakat bizim açımızdan açığa kavuşturmamız, kendi duruşumuzla ilgili tavrımızla ilgili açıklamalarda bulunmamız gereken konular var.
Seçim bitsin de tatile çıkalım modunda değiliz.
Seçimler bitse de ülke meselelerimiz ile ilgili fikir ve düşüncelerimiz tartışmalarımız bitmez. 
Ülkesi hakkında milleti hakkında düşünceleri olanların iç ve dış siyaseti dünyada olup bitenleri takip edenlerin en önemlisi ülkesiyle ilgili sevdası olanların sözleri görüşleri,teklifleri temennileri hiç bitmez.
Dolayısıyla bizim içinde siyasette siyasi görüşler öneriler tenkitler,taktirler bitmez.
Bir başka açıdan ülkemizde 
Yanlış siyasi kültürden kaynaklanan bazen dozunu ayarlayamadığımız.
Çekişmelerimiz,didişmelerimiz,bitmez.
Bize uymayan,seviyesiz ,kültürsüz,
dezenformasyon,yalanlar,hakaretler. Maalesef bitmez.
İki aşamalı bir seçim yaşadık .
Vaadleri doğru yapanlar halka dokunanlar “GÜVEN”telkin Edip inandırıcı olanlar seçimi önde bitirdi.
Kişilikler üzerinden güven endeksi tahlili yapan halkımız,güven ve vaadedilenlerin gerçekçiliği inandırıcılığı üzerinden geliştirdiği karşılaştırmalı ferasetli 
sentezlemesiyle ile oy verdi.
Güvendiğini kazandırdı.
Bu süreçte Ak partili olmadan Ak partiyi savunmak diye bir kavram oluştu bizde.
Başka bir ifadeyle Erdoğan’ı kendi lideri genel başkanı olarak görmeden Erdoğan’ı savunmak zorunluluğu görüntüsü oluştu.
Bizim verdiğimiz bu görüntü bazı arkadaşların farklı karar ve duruşları ile karşılaştırıldı, tartışma yaşandı.
Dikkat ettim iki taraflı görüntü de izaha muhtaç görüntüydü.
Seçim sürecinde duruşumuzun sebeplerini  ifade eden konuşmalar,görüşmeler yaptık,yazılar yazdık.
Gereksiz ,anlamsız,sevgisiz,saygısız karşı duruşlar,izahı zor olan sorunlu davranışlarla karşılaştık.
Tartışmaya açık olmayan sebep sonuç ilişkisini sorgulamayan izah edilemeyen 
Bir “Nefret “duygusu ile duruşları olan insanlar gördük.
Benlikleri esir almış nefret duygusu bazı insanları Esir almıştı.
Bu piskoloji içerisinde olanlarla konuşmakta tartışmakta zordu elbette.
Bu sorunlu psikolojik durum tedavi edilmesi gereken hastalıklı bir anlayıştı.
Temelsiz bilgisiz ,fikirsiz,içi doldurulamayan bahaneler vardı.
Bize göre ise bizim duruşumuzun,milli ahlaki  bilgi ve fikire  dayanan doğru sebepleri vardı.
Bu duruş,şahıslara yada partili bazda bir  bağlılığın duruşu değildi.
Menfaat için makam mevki için akçeli iş hedefleri doğrultusunda vaadler alınarak yada böyle ahlak dışı düşüncelerle şekillenen bir duruş asla değildi.
Bize göre ilkeli,argümanları doğru delili belgeli sebepler vardı.
Ülkemize planlı,hedef ve sonuçları itibariyle ülkemiz için milletimiz için hayırlı olmayan örtülü sinsi bir emperyalist saldırı yapılıyordu.
Biz duruşumuzu bu saldırıları çok net görerek belirledik.
Bizim durduğumuz ve baktığımız yerden içerden dışardan (ABD AVRUPA)Ak partiye sayın Erdoğan’a yapılan saldırılar aslında onların nezdinde ülkemize milletimize milli birliğimize yapılan bir saldırıydı,
Yapılan saldırılar,Planlanmış, kurgulanmış,roller ve görevler dağıtılmış.
İnsan,mekan malzeme,zaman unsurları,
Başarı İçin kullanılmak adına bir araya getirilmiş.
Tv kanaları kurulmuş,içerde dışarda gazeteci siyasetçi,akademisyen yorumcular destek olarak ayarlanmış,
Sosyal medyada planlı bir örgütlenmeye gidilmiş,her türlü kanun dışı ahlak dışı provakatif mantık dışı akıldışı sahte bilgi belge üretmek için ağlar kurulmuş
Bunları yayacak Kişiler bile seçilmişti.
Biz bunu çok net tartışma kabul etmez bir şekilde görmüştük.
Dışardan talimatlı,her türlü iç ve dış maddi destek imkanıyla donatılmış,bir planlama görünce bizim milliyetçi reflekslerimiz devreye girdi,vatana millete hayırlı olmayacak kaos hedefli bir planı görüpte “Bize ne “demek olmazdı.
kendimize sefer görev emri yazdık 
cepheye koştuk.
Milletin istiklal ve istikbaline yönelik,
planlı bir şekilde yapılan saldırılarına karşı  her vatan severin vermesi gereken bir refleksi gösterdik.
Bir çok kişi,arkadaşlarımız,bazı tanıdık bildiklerimiz eşdost bunu anlayamadılar üzülerek ifade etmeliyim ki bunu kavrayamadılar.
Çünkü dünyaya ve ülkeye bakış kültürlerimiz farklıydı analiz yeteneklerimiz farklıydı siyasi duruşlarımız siyasetteki bakış açılarımız siyasetçilere bakış açılarımız farklıydı.
Ülkemizle ilgili siyaseti analiz etme farklılığımız vardı.
Bu farklılığı bilmeden bu farklılığı görmeden anlamadan,konuşmadan 
yanlış bir davranış gibi göstermek suçlamada bulunmak doğru değildi.
Eli kanlı terör örgütü ve onun siyasi uzantıları saldırıya geçmişti .
Bunlarla”Oy”İçin işbirliği yapılmış,kendi ifadeleriyle birtakım vaadler verilmiş 
Bu vaadler,taraf olanlar tarafından 
açık açık deklere edilmişti.
Bazılarının demokratik birliktelik olarak gördüğü farklı birleşenlerin bir araya gelip güç birliği içinde hareket etmeleri bizim açımızdan operasyonel ve ülke için tehlikeli kotlamaları olan bir birliktelikti.
Çünkü bu birliktelikte verilen bütün mesajlar ülke olarak kazanımlarımızın hemen hemen hepsinin ortadan kaldırılması anlamına geliyordu.
Ayrıca ne kadar iyi ve doğru yapılmış yatırım vs varsa hepsine dokunulacağı
açıkca söyleniyordu.
Müteahitler vs ilişkiler üzerinden “herkesten hesap sorulacak,bir çok kişi yargılanacaktır”diye geliştirilen söylemler
Toplum barışı ve geleceğimiz açısından zararlı söylemlerdi.
Maalesef Ülke yönetme iddiasındaki Muhalefet siyasetinin vaadetiği 
bunlardı.
(Yıkmak iptal etmek hesap sormak yargılamak).
Bu söylemler bize,1960 darbesi ile rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşlarının suçsuz yere siyasi hesaplarla idam edilmesini hatırlattı.
Türkiye ile ilgili kalkınma proje ve toplumun
Rahatlatması için öneriler sunmak yerine adeta züccaciye dükkanına giren fil gibiydiler.
Kavgacı,kışkırtıcı bir dil kullanılması bizim kabul edeceğimiz politik duruş değildi.
Yabancı basına verilen demiçler ve bu demiçlerdeki teslimiyetçilik anlayışı.
Yabancı devlet başkanlarının ve basınının açık açık muhalefet için destek açıklamaları çok dikkat edilmesi gereken hususlardı.
Bazen o kadar çok ileri gidildi ki borsa üzerinde manipülasyon yapıldı dövizde kurların  yukarı çıkması için çabalar içerisine girildi.
Sinsi planlı kirli oyunların devreye sokulduğunu gördük.
Zincir marketlerin birçoğu bilerek bu operasyonu ortak oldu .
Ürün stokculuğu dahil herseyi yaptıklar.
Fiyatları akılalmaz derecede yukarılara çektiler halkın alım gücü ve fiyatlar üzerinden operasyona dahil oldular.
Biz bunu gördük.
(Bu Konulardaki mücadelede hükümet yetersiz kaldı.)
Öyle abuk subuk ifadeler öneriler kullandılar ki yapılan vaatler ülkeyi yönetmek,insanı rahatlatmak için değil adeta Türkiye’yi kaosa sürüklemek 
için yapılan vaatlerdi.
Ülke eyaletlere ayrılıyor eyaletler yerel yönetimler üzerinden bağımsız hale getiriliyor yönetimler böyle oluşturulunca
Kaçınılmaz olarak ülke bölünmeye gidiyordu.
Bunu açık açık ifade ettiler.
Bu ifadeleri duymamak İçin sağır,
görmemek için kör almak gerekiyordu.
Biz bunu gördük.
Milli meselelerimiz konusunda kabul edilemez ifadeleri kullandıklar vaadlerde bulundular .
Kıbrıs,terörle mücadele,Akdeniz,Ege Libya 
Azerbaycan,(Dağlık Karabağ),Türk devletleri toplulukları ile ilişkilerimiz
Rus Ukrayna savaşında ABD ve Avrupa’dan farklı bağımsız doğru Dış politika duruşlarımıza karşılık Kullanılan teslimiyetçi karşı politik ifadeler.vardı.
Türk devleti ve Türk milletinin hayrına olmayan ifadeler,devlet ve millet olarak bizi zor durumda bırakacak hedeflerdi bunlar.
Birçok kişi bunu anlamayabilir bir çok kişinin siyasette analiz yetenği iç ve dış Siyaseti okuma kapasitesi farklı olabilir .
Afedersiniz yetersiz de olabilir .
Bu bir suçlama değil sadece bir tesbittir .
Bu”Yetersizlik “üzerinden insanları suçlamakta doğru değildir.
Dünyaya ve Türkiye’ye bakarak Siyaseti okumaya çalışan bir anlayışımız var.
Bizim için öncelik milletimiz vatanımız milli birliğimiz bağımsızlığımız ve devletimizdir.
Seçimde duruşumuzu,söylemlerimizi yazılarımızı bu perspektifler belirledi.
Geldiğimiz noktada gördük ki artık ülkemizde fanatik particilik anlayışından vaz geçmemiz gerekiyor.
Ülkemizin kalkınması güçlü bir ülke olması birlik içinde yükselmesi birazda buna bağlı.
Seçimdeki duruşumuzun”Partili” olmadığımızı anlatmak içindi bu yazı.
Ne zaman ülkemize örtülü yada açıktan bir saldırı olursa tereddütsüz savunma reflekslerimiz yine devreye girer.
Herkes bunu bilsin.
Bazı yanlış anlaşılmalara açıklık getirmek istedim.
Kısa ve öz olarak bizim duruşumuz 
“Düşman okları kime yöneliyor ise ona bakın,”
Düsturuna uygundu.
Söz konusu ülkemiz ve milletimiz
olunca ;
Doğrulara yanlış diyecek akılsızlığımız
Yanlışları doğru diye gösterecek 
Fanatik hastalıklı partili duruşumuz.
Lidere sorgusuz bağlılık ve itaat anlayışımız hiç olmadı.
Olmayacak inşAllah.
Önce kendimize,sonra yanlış düşünenlere ayna tutmak istedim.
Sürçülisan etmiş isek affola.
                            MTT