Mayıs ayında Bali’ye gittim. Açık konuşayım, sadece doğasıyla değil, hayatın orada nasıl aktığıyla da beni etkileyen bir yer oldu

Başlık: Bali’de Enflasyon Yok mu Gerçekten? Peki Neden Her Şey Bu Kadar Uygun?
Yazan: Zehra Korkmaz

Mayıs ayında Bali’ye gittim. Açık konuşayım, sadece doğasıyla değil, hayatın orada nasıl aktığıyla da beni etkileyen bir yer oldu. Uçaktan indiğiniz anda bir sıcaklık sarıyor sizi… Hem havadan gelen nemli tropik sıcaklık hem de insanların gözlerindeki gerçek sıcaklık.
Ama beni en çok şaşırtan şey şu oldu: Fiyatlar.
Bir kahve 1 dolara, bir scooter kiralama günlük birkaç dolara… Güzel bir plajda yemek yiyorsunuz, Türkiye’deki herhangi bir kafeden daha ucuza geliyor. O zaman kendime sormaya başladım: “Burada enflasyon yok mu? Bu fiyatlar nasıl bu kadar uygun kalabiliyor?”

Balı-1

Fiyatlar Düşük, Peki Neden?

Bali Endonezya’ya bağlı ve aslında gelişmekte olan bir ülke. İnsanlar düşük gelirle geçiniyor ama hayatları sade. Asgari ücret 250-300 dolar civarı. Ama bu, yaşamlarını zorlaştırmak yerine sadeleştiriyor gibi. Büyük lüks yok, gösteriş yok, sade bir akış var. Bu da doğal olarak maliyetleri aşağıda tutuyor.

Üstelik Endonezya Rupisi, dolar ve euro gibi para birimlerine göre oldukça değersiz. Bu da, bizim gibi döviz karşısında ezilen ülkelerden gelenler için bile Bali’yi hâlâ “ekonomik” kılıyor. Bir tür kur avantajı diyebiliriz.

Ama fiyatların bu kadar stabil kalmasının bir başka sebebi daha var: Turizm hassas bir denge burada.
Fiyatları bir anda yükseltirlerse turist kaçar, bunu çok iyi biliyorlar. Özellikle pandemi sonrası turizm onlar için yeniden canlanan bir nefes oldu. Dolayısıyla fiyat politikası çok bilinçli yürütülüyor. Sizi kazıklamaya çalışan pazarcılar yok mesela. Herkes ne alıp verdiğini biliyor.

“Burası Sadece Ucuz Değil, Aynı Zamanda Huzurlu”

Sadece fiyatlar değil, insan ilişkileri de çok farklı. Bali kültürel olarak çok zengin bir yer. Evet, Endonezya Müslüman bir ülke ama Bali’de Hinduizm hâkim. Fakat bu çeşitlilik çatışma yaratmak yerine bir tür hoşgörüye dönüşmüş. Ben bir Türk olarak kendimi o kadar güvende hissettim ki… Müslüman olduğumu öğrenenler saygı gösterdi, Türk olduğumu duyanlar “brother country” deyip gülümsedi.

İnsanlar öyle nazik, öyle sakin ki… Kimse kimsenin alanına girmiyor, herkes doğayla uyum içinde yaşıyor. Sokakta kavga eden yok, bağıran yok, hırsızlık neredeyse sıfır. Bu huzur da işin parasal kısmıyla birleşince size bambaşka bir tatil deneyimi sunuyor.

Maymunlar Ormanı’ndan Arınma Ayinlerine

Doğayla iç içe olmak Bali’de sadece bir tatil opsiyonu değil, yaşam tarzı. Mesela Ubud’daki meşhur Maymunlar Ormanı… Burada yürürken maymunlar etrafınızda dolaşıyor, bazıları çantanıza el atıyor ama kimse zarar vermiyor. Onlar da buranın bir parçası.

Bir de katıldığım bir Melukat ayini vardı. Bu, Hindu inancında bir arınma ritüeli. Bir tapınakta, şelalelerin altında yapılan, suyla bedenin ve ruhun temizlendiğine inanılan bir tören. Benim gibi başka turistler de katılıyordu ama her şey o kadar samimi ve gerçekti ki bir an durdum: “Biz nerede kaybettik bu sadeliği?” diye düşündüm.

Neden Şu An Tercih Ediliyor?
• Çünkü huzur var. Hem doğada hem de insan ilişkilerinde.
• Çünkü ekonomik. Gerçekten az parayla çok şey yaşanabiliyor.
• Çünkü güvenli. Türk ya da Müslüman olmanız hiç sorun değil, aksine saygı görüyor.
• Çünkü insanın ruhu dinleniyor. Bali, bir yere gitmek değil, bir hâle gelmek gibi.

Son Söz

Bali’de fiyatlar sadece ucuz olduğu için değil, o ucuzlukla birlikte gelen anlam için etkiliyor insanı. Sade ama derin bir yaşam biçimi var orada. Belki de enflasyonun hissedilmediği yerler, sadece ekonominin değil, hayatın da daha yalın aktığı yerlerdir.

Ve insan oradan dönerken sadece bavulunu değil, biraz da kalbini orada bırakıyor.

Zehra Korkmaz