Dinin akılla bağı kopunca da dincilik baş göstermiş ve Tevhid inancı ile insanlarımızın önemli bir çoğunluğunun akli özgürlüğü kaybedilmiştir.

Kıymetli kardeşlerim;
Bugün sizlere, geçen sene  Corona sebebiyle Hakkın rahmetine giden İlahiyat Fakültesinde bir profesör arkadaşımın kısa bir konuşmasında ifade ettiği kelâmı sizinle paylaşacak ve ardından Kur'an'ı Kerim'den bu konuyu destekleyen birkaç ayetin  meallerini istifadelerinize sunacağım.
      Hocamız diyor ki, "İslam coğrafyasında zor süreçlerden geçiyoruz. İslam dünyasında bir şekilde bir çoğumuzun eksikliklerle dolu dini yaşayışımızı, Allah'ın istediği istikametteki yola taşımak zorundayız. Eğer bu kafa ile gidersek, marka olarak müslüman kalırız amma, çocuklarımızın hele torunlarımızın hallerini düşünmek dâhi istemiyorum !...
       İslâm dünyasında dindarlaşma adına maalesef ‘’vahiy ve akıl dini’’ olan İslam'ın akılla bağı koparılmış. Dinin akılla bağı kopunca da dincilik baş göstermiş ve Tevhid inancı ile insanlarımızın önemli bir çoğunluğunun akli özgürlüğü kaybedilmiştir. Bugünkü yaşananlar gibi din bir geçim aracı yapılmaktadır.
       Bu çerçevede eğer özgürlük yoksa, adalet de olmuyor. Özgürlük, hür düşünce ve adaletin olmadığı yerde din çarpıklıklara meşruiyet kazandırmaktan başka hiç bir işe yaramıyor.’’’
       Sizlere kurandan bir ayet meali vererek konumuzu daha anlaşılır hale getirebiliriz.
       Ankebut suresi 1,2,3=’’İNSANLAR İMTİHAN EDİLMEDEN ,SADECE İMAN ETTİK DEMEKLE SERBEST BIRAKILIP; HEMEN CENNETE GİREBİLECEKLERİNİ Mİ? ZANNEDİYORLAR. GERÇEK ŞU Kİ BİZ! ONLARDAN ÖNCE DÜNYADA YAŞAYANLARI DA İMTİHAN EYLEDİK .ALLAH DOĞRU SÖYLEYENLERİ VE YALANCILARI DA MUTLAKA BİRBİRİNDEN AYIRACAKTIR.YOKSA KÖTÜLÜKLERİ İŞLEYİP İŞLEYİP DURANLAR ELİMİZDEN KAÇIP KURTULACAKLARINI MI ZANNEDİYORLAR.EĞER ÖYLE DÜŞÜNÜYORLARSA NEKADAR KÖTÜ VE TARAFLI HÜKÜM VERİYORLAR.’
       Rabbimiz Hucurat suresinin ilk 6 ayetinde: "Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tespih ederler. Allah üstündür ve Hikmet sahibidir. Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyleri niçin söyleyip söyleyip durursunuz. Bu durum Allah'ın katında şiddetli bir nefrete sebep olur."
       "Allah kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi olup, yolunda gidenleri sever. Bir zamanlar Musa, kavmine, 'ey kavmim, benim size gönderilen  Allah'ın elçisi olduğunu bildiğiniz halde niçin beni  incitiyorsunuz deyince; onlarda inkarlarına ısrar ve inatla devam edince Allah da onların kalplerini eğriltti. Allah fasıkların kalbini asla doğru yola iletmez.'’ (( Neden? Kendileri fasıklığı akıl ve iradeleri ile istedikleri için. Bildikleri ile amel etmeyerek başkalarının tesiriyle yaşadıkları için.)) 
        -’’Hatırla ki Meryem oğlu İsa da, "Ey İsaoğullari, ben size gönderilen Allah'ın elçisiyim. Benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı, benden sonra gelecek ismi ‘Ahme Olan Resulünü müjdelemek üzere gönderildim. demişti fakat o kendilerine apaçık delillerle(mucizelerle) gelince  bu apaçık bir büyüdür dediler."  (( peygamber efendimizin isminin  Ahmet olacağı müjdelenmektedir.Ahmet yani Alemlere rahmet ve merhamet vesilesi olarak belirtilir.))
        -’’Hucurat suresi 14.Ayet-’(Medine'de inmiştir. Çölde yaşayan bedevi bazı Arap Kabileler, Peygamber efendimize gelirler ve sosyal yardımlardan ve ganimetlerden pay isteryerek ‘biz de iman ettik ya Resulullah' dediler. Sen onlara de ki ;"Siz daha iman etmediniz. Bizim gücümüzü görerek teslim/müslüman  oldunuz. Çünkü sizin kalbinize henüz iman yerleşmedi. Eğer siz Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah hiçbir amelinizi zâyi etmez. Şurası bir gerçek ki Allah herşeye rağmen kullarının  işlemiş olduğu günahlarını çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.’’
            İstiklal marşımızın şairi merhum Mehmet Akif Ersoy'un 100 yıl öncesi ifade ettiği ibretlik beyitleri ile devam edelim;

      "Müslümanlık bizden geçmiş bile,  lemi aldatmak ise gaye, aldanan yok nafile,Kaç hakiki
        Mümin gördümse, Hep makberdedir.Müslümanlık bilmem amma, Galiba göklerdedir."

Malumunuz olduğu gibi üç hafta önce sizlere şu üç hikmetli Allah'ın kelâmını ifade etmiştim.
       ‘’Allah Tevrat'ta Yahudilere YAŞAT  diyor; İncil'de Hristiyanlara SEV  diyor,Kuran'da ise
 Müslümanlara  die OKU diyordu!..’’ peki İnsanlar bu üç emrin ne kadarını yerine getiriyorlar?

Mehmet Akif Ersoy bir başka şiirinde diyor ki,
"İbret alınmaz, her gün okuruz ezbere de,
 Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına,
 Ya açar bakarız Nazmi Celilin yaprağına,
  İnmemiştir hele Kur'an, Bunu hakkıyla bilin,
  Ne mezarda okunmak ,Ne de fal bakmak için,
  İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin,
  Ne duvarlarda asılmak , Ne de el sürmek için
  Ne tezhip  ne hat yazmak,Ne tapmak Ne  nutuk,Ne de vaazlar için,
  Ne meslek kaygıları, Ne kariyer için  İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin
  Ne erkeği yüceltmek , Ne de kadını aşağılamak için İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin
  Ne Araba paye vermek, Ne de Acemi hor görmek için"

         Merhum Mehmet Akif Ersoy 80 yıl önce bunları yazmış, söylemiş.
Bu hakikatler ışığında bizler ne durumdayız hiç amellerimizi gözden geçirerek empati yapabiliyor muyuz Bir tek bu şiiri tekrar tekrar daha dinleyip dünyada yaşadığımız hadiselere uyarlayarak tefekkür etmek ne kadar da güzel olur.
        Size biraz önce okuduğum Saf suresinin ikinci ayeti kerimesinde,
"Ey iman edenler. Niçin öyle yapamayacağınız, yapmadığınız şeyleri yapacağım diye söyler söyler durursunuz. Yapmayacağınız şeyleri söyleyip durmanız Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.
         Necm suresinde -"Gerçek şu ki insanlara ancak çalıştıklarının karşılığı vardır"
 Hem imanda hem dünyevi ilişkilerde ancak çalıştığımızın karşılığını, ellerimizle işlemiş olduğumuz amellerin karşılığını  alırız.
       Rabbim  yukarıda meallerini verdiğimiz ayetlerin ve Akif'in şiirlerinin ışığında  bundan sonraki davranışlarımız gözden geçirmemizi ve hayatlarımıza uygulamamızı nasip etsin.
       Önce biz yazıp konuşanlara ,sonra da okuyup dinleyenlere.  Selam ve dualarımla

Lokman Abbasoğlu