ABD tekelci anlayışı çözülmeye başladı birçok devlet Amerika ve Avrupa eksenli politik duruş ve tavır belirleme alışkanlıklarından gittikçe uzaklaşıyor.

Dünyada kalıcı olarak düşünülmüş kurgulanmış,birçok yapı son çeyrek yüzyılda inanılmaz bir şekilde değişim göstermeye başladı.
Bu yapı ile  batı medeniyetinin baskıcı ve sömürüye dayalı hakimiyet çabaları,tam 400 yıl sürdü.
Dünyanın bütün kıtalarına ulaşarak çeşitli araçlar,bahaneler,elemanlar kullanarak Sömürülerini yüzlerce yıl sürdürdüler.
Fakat yeni yüzyılda batının kurduğu bu küresel düzen,milli uyanışlarla.
Yavaş yavaş çözülmeye başladı.
Bu çözülmeye bağlı olarak değişimi işaret eden yeni gelişmeler var.
Dünya devletleri,bağımsız hareket edebilme günlerine,yeniden dönüyor.
Amerika ve Avrupa medeniyetleri küresel düzeyde hakimiyetlerinde ciddi güç Kaybı yaşıyor.
Ekonomik ,teknolojik,lojistik,askeri güç tekelini,uzun bir dönem elinde bulundurarak küresel düzeni
İdare edenler,eski güçlerinde,ihtişamlı devirlerinde değiller artık.
Yapılan analizlerde batının piyasa hakimiyet uygarlığının ve her konuda tekelci anlayışının artık çözülmeye başladığını gösteriyor.
Dünyada birçok devlet Amerika ve Avrupa eksenli politik duruş ve tavır belirleme alışkanlıklarından gittikçe uzaklaşıyor.

Dolar bir çok ülke ekonomisinde  baskıcı ve belirleyici para birimi olma özelliğini kaybediyor.
Amerikan ve Avrupa savunma sanayine bağımlılık,ülkelerin bağımsız olarak geliştirdikleri kendi savunma sanayileri
Karşısında çok büyük bir güç kaybı yaşıyor.
Küresel düzenin yeniden şekillenmesi konusunda devletler arası ciddi bir stratejik güç savaşı var.
Dağınıklığı toparlamak yeni düzeni oluşturmak için çıkarılan Ukrayna Rus Savaşı,küresel aktörlerin ve büyük savaş sanayisini ellerinde bulunduran baronlar  eski üretim silah stoklarını bitirme gayretiyle çalışıyorlar .
Aynı zamanda ürettikleri yeni silahları deneyerek,yeni savaş taktiklerini ve yeni geliştirdikleri silahlarla savaş stratejilerini
test ediyorlar.
Amerika’nın tekrar dünya gücü olabilmek için Avrupa’yı tamamen kendi kontrolüne almak ve NATO’yu genişletmek stratejisi ne kadar gerçekleşir onu göreceğiz.
Bu yeni stratejilerinin başarılı olması için büyük bir gayret içindeler.
Kaybetmeye başladıkları küresel dünya düzenini,.
Yeni Dünya düzeni konsepti ile daha güçlü bir şekilde yeniden inşa etmek, istiyorlar.
Bunun için yeni güçlü stratejik, jeopolitik birliktelikler hedefliyorlar. 
Bu birliktelik hedefleri doğrultusunda Balkan ülkeleri ile ilgili hamlelere dikkatinizi  çekmek isterim.
Tabii birde inkar edilemez zorluklar yaşıyorlar.
Küresel yeni güç birliklerinin olabilmesi için güçlü liderlere ihtiyaçları var.
Ne Amerika’da ne Avrupa’da hedeflenen yeni küresel dünya düzenini inşa edebilecek devletleri bir arada tutacak güçlü “Lider”(ler) yok.
Devredışı bırakmaya çalıştıkları Rus lider vilademir Putin,Amerika’nın sağlık sorunları yaşayan Biden‘dan daha güçlü bir lider profili gösteriyor.
Küresel sermaye birikimi, Teknoloji yatırımları konusunda,önemli gelişme ve büyüme gösteren 
nüfus yapısı olarak dünyanın ikinci  Büyük ülkesi konumundaki Çin’in lideri Şi Cinping de 
Amerika ve Avrupa liderlerinden daha güçlü duruyor.
Daha başarılı,stratejik hamleler yapıyor.
Yeni güç birliği ve stratejik yapılanma gayretleri var.
Bu gayetler,Amerika ve Avrupa emperyalist aklından daha farklı daha özgür,daha paylaşımcı,adaletli bir dünya düzeni getirir mi?
Yoksa yeni emperyal doktirinli sarmalanmış 
yeni tip bir sömürü düzeniylemi karşılaşacağız?
Doğrusu ciddi şüphelerim var.!
Çin nüfus sayısını geçen,yeni iş gücü sömürgesinin teknoloji yatırım merkezi olarak düşünülen Hindistan’ı 
Dikkatli takip etmemiz gerekiyor.
Dünyada olup bitene ve ülkemize baktığımızda.
Türkiye’nin ülkeler,arası ilişkilerde 
yaşanan küresel diplomasi krizleri karşısında “Arabulucu”olarak ön plana çıkması.
Ülkemizi ciddi itibarlı ülke konumuna taşıdı.
Bu durum sürdürülebilir mi?Türkiye’yi,güçlü ülke güçlü liderlik Konumuna taşırmı ? Göreceğiz.
Yeni birliktelikler üzerinden yeni güç yapısı oluşturmak isteyen ABD ve ABD ile birlikte hareket eden Avrupa’nın bazı ülkeleri 
Suriye ve Akdeniz’de plan ve hedefleri için Türkiye ile bir çatışma içerisine Girerler mi ?
Açık konuşmak gerekirse böyle bir “Tehlike “var.!
Stratejik konumuza baktığımız zaman Amerika Avrupa birlikteliğinde 
düşünülen güçlü strateji ve jeopolitik birliktelikler ve bunların hedefleri ;
Türkiye ile ileriki yıllarda bir menfaat çatışması içine girileceğini gösteriyor.!
Başka ihtimallerde var elbette.
Yeni dönemde Amerika Birleşik Devletleri Türkiye ile ilgili hedef stratejilerini değiştirir bir yakınlaşma ciddi bir yatırım ilişkisi içerisine girer mi ?
doğrusu benim için süpriz olmaz.
Şayet cumhurbaşkanı Amerika Birleşik Devletleri’ne davet edilirse bu yeni politikanın ilk işareti olacak.
Başka benim için süpriz olmayacak konular da var.
Avrupa Türkiye ilişkilerinin çatışmacı ve mücadeleci durumundan iyileşme ve normalleşme işaretleri olarak göreceğimiz 
Vizenin kaldırılması,gümrük birliği anlaşmasının revize edilmesi .
Stratejik ticari işbirliğinin genişletilmesi ilişkilerin değişik bir boyuta geçmesini Sağlayabilir.
Bu da Türkiye’yi Avrupa birliği üyesi olmadan 
Avrupa içerisinde güçlü konuma getirebilir.
Orta Doğu ve Türkiye’yi de kapsayan Yunanistan’ın içine alan Amerika,Avrupa planı,seçimde istedikleri sonucu alamamamış olmaları,bundan sonrası kaçınılmaz olan karşılıklı hamleler.
İleriki zaman içinde nelerle karşılaşacağımız konusunda bize 
net işaretler vermiyor. Onun için, Dünyaya ya ve ülkemize bakışımızı stratejik “Olabilecekler”üzerinden yapmaya gayret ediyoruz.
Bu durum aynı zamanda Bize her duruma hazırlıklı olmamız gerektiğini ifade ediyor.
Ayrıca İleride daha çok gündemimizde olacak Olmazsa olmaz Konular var.
Enerji ve kullanılabilir temiz su bunların sadece “En önemli “ Olanlardan iki tanesi.
Dünya da ve ülkemizde bu konuları daha çok konuşacağız.
Her sorunun çözümü ile alakalı,konuyu ıskalamamak için zaman kavramını dikkatli kullanmamız gerekiyor.
Yazılacak konuşulacak tartışılacak çok konular var,
Ancak açık ve net bilmemiz gereken bir gerçeğimizin altını çizmek isterim.
O da ,Türkiye’nin yeni Dünya düzeninde önemli belirleyici rol üstlenen bir ülke olacağı gerçeğidir.
Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayinde dünyadan bağımsız olarak büyük ilerleme göstermesi diplomasideki doğru stratejileri,kalkınma ve büyüme de vazgeçilmez unsur olan altyapıdaki stratejik yatırımları,ülkemizi bölgesinde ve dünyada hesaba alınması gereken önlemli bir aktör haline getirdi.
Bunun en önemli nedeni ülke yönetiminin istikrarlı bir siyasi yapıyla yönetilmiş olması.
Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi bu işin lokomotifi oldu.
Yakın bir gelecekte,Türkiye,dünyada hedeflenen yeni dünya düzeniyle alakalı yeni stratejik birliktelik kararları almak zorunda kalabilir.
Son seçimde gördük ki yeni küresel sistemi oluşturmaya çalışanlar.
Türkiye’nin hangi sistemin içinde yer alacağı konusunda ciddi bir mücadele içinde oldular.
Hatta çok ileri giderek direk seçime müdahale etmeye çalıştılar.
Çünkü Türkiye jeopolitik ve stratejik konumu itibari ile küresel aktörler tarafından vazgeçilmesi mümkün olmayan bir ülke.
Türkiye bölgesinde ve dünyada önemli bir stratejik ülke olduğu  bilince içinde,hareket ettiği takdirde
bu stratejik önemini kalıcı olarak  küresel bir güç haline dönüştürebilir.
Bunu görmek için seçim sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik eden dünyadaki liderlere ve yemin törenine bizzat iştirak eden devlet başkanları ve devlet temsilcilerinin sayısına bakarak görmek mümkün.
Bunu sürekli kılmak için,istikrarlı güçlü yönetimler.
Planlı programlı büyüme stratejisi ve liyakatli,çalışkan kadrolara ihtiyaç var.
En önemlisi devlet aklıyla bütünleşmiş güçlü liderlik gerekiyor.
Duamız ve ülkümüz tarihimizde yaşadığımız muhteşem “Türk medeniyeti” 
döneminin çağın”Yeni “şartlarına uygun olarak yeniden inşa edildiğini görmektir.
Ne demişler “Kader,gayrete aşıktır.”
                       MTT