Şikayetçi olanların şikayetlerinden bir sonuç çıksaydı bugün birçok vatandaşımız benzer bir mağduriyet yaşamayacaktı

Adıyaman'da, özellikle depremin ilk günlerinden itibaren başlayan ve bugüne kadar dozajını gittikçe artıran yağma ve hırsızlık olaylarını sıkça paylaştım sizlerle. En son kendi ofisimizde yaşanan hırsızlık olayını yazdım. Şikayetçi olmadım, çünkü karakolda, orada, burada ziyan edilecek üç beş saatim yoktu. Zaten son paylaşımımızın altında yapılan yorumlara bakıldığında şikayetçi olanların şikayetçi olduklarına pişman olduklarını görmek de mümkün.

Şikayetçi olanların şikayetlerinden bir sonuç çıksaydı bugün birçok vatandaşımız benzer bir mağduriyet yaşamayacaktı belki de Ev, işyeri ve ofisleri soyan bu hırsızların soydukları malzemeleri Adıyaman dışına çıkarmaları da neredeyse imkansız gibidir. Binlerce klima binlerce kombi binlerce buzdolabı petek su sayacı elektrik saati ve daha benzeri binlerce ürün istense dahi şehir dışına çıkarılamaz. Bunların satılması dışında herhangi bir şekilde değerlendirilmesi de mümkün değil. Bunların satılacağı yerler de bellidir; ikinci el eşyası alım satımı ve benzeri işleri yapanlar.

Yapılması gerekeni de defalarca yazdık. Bu Şehirde binlerce, on binlerce hırsız ve yağmacı olamaz. Bütün bu evleri iş yerlerini soyanların sayıları 20 - 30 bilemedin 40-50, hadi bilemedin 100 kişi olsun. Ve bunların her birinin kendi başına hareket etmesi, birbirlerinden haberdar olmaması da neredeyse imkansız gibidir.

Emniyetin yapması gereken ikinci el eşyası alım satımı yapanları denetim altına almaktır.

İkinci el eşyası alım satımı yapanlar kendilerine malzeme getirenlerin kimlik ve iletişim bilgilerini almalı ve satın aldıkları ürünleri de mutlaka görüntülü bir şekilde sisteme girmelidir.

Hatta satın aldıkları eşyaların üzerinde o eşyayı kimden aldıklarına dair bilgiler bulunmalıdır.

Gerekirse emniyetin ilgili biriminden 2. el eşyası alımı satımı yapan her bir iş yerine birer sivil polis görevlendirilmelidir.

Sistem bu şekilde çalışsaydı hırsızlık belki tamamen önlenemezdi ama en azından bugüne kadar yapılan hırsızlıkların %90'ı önlenmiş olurdu.

Sonuçta kuyumcu ya da banka soygunundan söz etmiyoruz. İş yerlerinden yoğunluklu olarak klima, buzdolabı, kombi, mobilya televizyon, bilgisayar, elektrik ve su sayacı gibi gibi ancak kamyonetlerle taşınabilecek eşyalar çalınıyor.

***

Bir ilde işlenen bunca hırsızlık ve yağma suçundan dolayı çok az kişi şikayette bulunuyor ve hatta şikayette bulunanlar alay konusu oluyorsa o ilde bulunan emniyet güçlerinin mutlak bir şekilde kendilerini sorgulamaları gerekiyor.

Bugün bir klima 1 buzdolabı 1 televizyon 1 bilgisayar 1 kombi dediğiniz neredeyse 70 80 bin TL değerinde. Birçoğunun kaybı bunun çok çok fevkinde. Ve buna rağmen mağdur olanların neredeyse üçte ikisi karakola gitme gereği dahi duymuyor. Gidenler sonuç alsaydı diğerlerinin evleri ve iş yerleri soyulmazdı zaten.

İkinci el eşyası alım satımı yapanlar kontrol altına alınmadığı sürece hırsızlık olaylarının önüne geçilemez. Bunu yapacak olanlar da Emniyet Müdürlüğünün ilgili birimleridir. Sıkı bir denetim ve ve sistemin işleyişi ile göreceksiniz ki Adıyaman'da hırsızlık olayları asgariye indirilecek ve hatta belki tamamen ortadan kallacaktır; tıpkı deprem öncesinde olduğu gibi.

Aksi takdirde ne hırsızlar hırsızlık yapmaktan vazgeçecek ne de biz yaşanan mağduriyetlerle ilgili bir sonuç almış olacağız...