Dİ’YORUM..

İKİ ULUSUN (Paylaşılmaz)BAŞKENTİ LEFKOŞA?

(Duvarların ördüğü Uzak Yakınlar)

Evet!

KIBRIS’IN Lefkoşa HALKLARI bir NEFES kadar-birbirine yakındır,lakin;ONLARI, aralarına örülen sanal/Emperyal DUVARLAR birbirinden uzaklaştırmıştır..

(Türk) LEFKOŞA'YI (kağıt)  DUVARLARLA (Rum) LEFKOŞA'DAN ayıran Ve elbet İNSANLIK ERDEMİNE de (TÜRKLERLE RUMLARA) asla hiç yakışmayan çok tuhaf BARAKAVARİ bir SINIR KAPISI Var..

Ne gariptir ki!

MEDENİ DÜNYA İNSANI GLOBALLAŞMAK adına, bir taraftan aralarına örülmüş kalın “DUVARLARI” söküp atarken, diğer taraftan da kimi İNSANLARI birbirinden

Ayırıp/Ötelemek üzere aralarına kast DUVARLARI örerek-Adeta;Kendi EMPERYALİST emelleriyle beraber-sahip olduğu “ÇİRKİN YÜZÜNÜ” de bütün DÜNYA’YA ilan ediyor..

Mesela!                      

  Henüz 21.Asrın başında RUSYA DEVLET BAŞKANI Komünist M.GORBAÇOV, daha önce Ülkesi Rusya’nın Çelik Ağlarla ördüğü BERLİN DUVARINI yıktı,ama;görünen o ki Emperyalist AVRUPA, İngiltere’nin kağıttan ördüğü "LEFKOŞA DUVARINI" asla ve kata hiç sökmek niyetinde olmayacaktır..

Ne yazık ki!

Şimdilik her iki TOPLUM da-Bu İNSANLIK onuruna hiç yakışmayan aymazlığın, güzelim "LEFKOŞA’YI İNSANIYLA" beraber nefessiz bıraktığını,birbirinden ayırıp/Ötelediğini Ve elbet üzdüğünü de bile-bile;Birkaç HADSİZ/Özel çıkarcı/Siyasal Hesabı olan SİYASET ERBABININ EMELİ yüzünden bu "OLAYI" kabul etmiş gibi görünüyor..Zira bizzat görerek anladığım kadarıyla-KKTC Yurttaşları "K.RUM" Yönetiminin verdikleri-Özel KİMLİKLE serbestçe RUM Tarafına gidip/gelebiliyor Ve üstelik bir çoğu da orada çalışıyor Yani;Her iki TOPLUMUN da YURTTAŞLARI arasında-Pek "ÇÖZÜMSÜZ" bir problem yoktur..

Elbet!

Bu da “EMPERYALİZMİN ÇİRKİN YÜZÜNÜN Bize yansıyarak görünen sadece bir kesitidir,ki amacı da;Her iki TOPLUMU kendine mecbur ederek-BAĞIMLI kılmak.

Yoksa!

Nerdeyse bütün AVRUPA (İngiliz,Fransız,İtalyan, Alman,Yunan vb..gibi) ÜLKELERİNE ait PETROL ARAMA ŞİRKETLERİNİN KIBRIS SULARINDA NE İŞİ OLURDU?

Çünkü!

Batılı EMPERYALİSTLER(Sözde)terk ettikleri ÜLKELERİ aslında asla terk etmezler ve İNSANLARINI elbet SANAL bağlarla KENDİLERİNE bağlayarak-ONLARI;İnsanlarda kötü alışkanlık da yapan-KÖR olası KÜLTURLERIYLE SÖMÜRMEYE-devam ederler..

Ben bir tek bunu bilirim..

Yani!

“Gördüğünüz gibi, aslında AVRUPA MEDENİYETİ içi boş kağıttan bir BARAKADAN başka hiç bir şey değildir;SINIR KAPISINA konulan köhne/Ucube KULÜBELER gibi.”

GAZETECİ/YAZAR-ÇİZERLER ÜSTÜNE?

Biz millet olarak,iki sözü bir araya getiremeyen aç gözlü-edepsiz tacir kafalı Gazete sahiplerine ile ömründe bir kez olsun bir gazete ya da dergiyi açıp da-ADAM GİBİ iştiyakla okumayı/anlamayı ve yorumlamayı bilemeyen cahil-edebiyatsız ve adapsız çalışanlarına-üstat "GAZETECİ/YAZAR" dediğimiz günden beri asla ve kat'a-iki yakamızı bir araya getiremiyor;İflâh ve ıslah olamıyoruz..

Evet.

Bu da-Millet olarak (Bana ne diyerek!) ellerimizle başımızdan savmak istediğimiz, bilakis bununla çevremizde olan/biten toplumsal gerçeklere -olgu ve olaylara-da sırtımızı dönerek tamamen ilgisiz/alakasız (lakayt/ bigane)kalarak-aslında başımıza dert ettiğimiz;Çözümü olmayan başka bir kısır döngümüz olsa gerek..

Mesela;

Yıllardır yazıp/çizdiklerimizle-imar,inşa ve ihya olmasını isteyerek-hayata geçirilmesini özlemle beklediğimiz;ADIYAMAN'NIN nostaljik bir yeri ve hatırası olan-TUZ HANI ÇEVRE RESTORASYONU -işiyle BİLMEM ne kadar ilgilisiniz ey millet?!

Çünkü!

ADIYAMAN TUZ HANI, kimi İŞ/BİLMEZ anut YÖNETİCİLER tarafından hunharca katledilerek-Adeta tüyleri kırkılan garip/bikes KUŞ'A (Nesli biten/Kelaynak Kuşlarına) döndürüldü;Elbette bu ÇOK/BİLİR yalaka BASIN VE MEDYA Sahipleriyle küt/kiralık KALEMLİ kimi MENSUBUNUN bakar/görmez gözleri önünde ve (sözde) Irgat/KENT ADIYAMAN’A da özel "KENTSEL DEĞİŞİM/DÖNÜŞÜM" babında yapıldı..

 

Hanı!

“Belki KARNI aç,SIRTI açık dolaşan-Çar/Çaresiz bir yerel "BASIN" Mensubunun EDEPSİZLİĞİNİ mazur görsek bile-Elbet;İşgal ettiği MAKAMININ Edep Ve Adabını pek bilmeyen-Sanal EDEBİYAT'A da meftun-u müptela olan-Söz bilmez,Kelam ve ĺaf dinlemez, anut-dediğim dedik diyen YÖNETİCİLERİ mazur görmek mümkün değil..

Demem o ki!

Kısır döngülerinden kurtulamayan toplumlar asla ve kat'a iflâh ve ıslah olamazlar;Ne yazık ki Benim IRGAT/KENTİM ADIYAMAN,Kendini aşamamış-KIT/KÜT-NAKIS AKLININ KÖR/SÂĞIR-KISIR DÖNGÖSÜNDE İnatla debelenen-Nasipsiz tasasız YÖNETİCİLER tarafından sevk ve idare edilmektedir,yapılacak fazla da bir şey yok aslında..

Yani!

Sözde/Biz, TUZ HANI RESTORASYON İŞİNİ gidip bir de yetinde görelim istemiştik; ÇİLEKEŞ ÇEVRE ESNAFININ PÜR ŞAŞKIN/UMURSAMAZ MUTERİZ-Sitemkar BAKIŞLARI ALTINDA..

Sandım ki (SILA) Kupkuru, (GURBET) de Yemyeşil bir ÇİMDEYMİŞ, ancak sonra anladım ki –Meğer; Sıla ile Gurbet hep İÇİMDEYMİŞ..

KURBAN. !?

“KURBAN,Kulun ALLAH'A olan "CÂN" borcudur ki bu "BORCU" ödemek için ALLÂH'A yaklaşmak Ve elbet bu nedenle de "SENDEN" artan-fazla "NİMET'İ" rızkından KESEREK,vazgeçerek-AÇ Ve MUHTAC’LA paylaşmak üzere;İNFAK ederek Arınıp/AKLANMAK gerekir..”

Hülasa!

“KURBAN,(Kan akıtmak değil,Kanı durdurmak için) Senden artan/NİMETİ sürekli olarak "BEDELSİZ" vermektir-O halde;NUH Kavminden,İBRAHİM İsmail'den Ve elbet MUHAMMED (ass)Mekke'den Nasıl vazgeçtiyse-SEN de aynen (Öyle) bir kısım “MADDİ/MANEVİ NİMETİNDEN KESEREK-Vazgeçeceksin Ve Onu sevgi Ve şefkatle “AÇ VE MUHTACA” hasretle PAYLAŞACAKSIN be Kardeşim!

RACON KESMEK?

(Kulun,DAMARINA basana-RACON Kesmesi haksa;Elbet Yüce ALLÂH'IN Kestiği RACONA da Kulun HESAP vermesi müstahaktır.. )

Şüphesiz ki!

Buna,daha amiyane bir tanım ve tabirle;Belki "FATURA KESMEK" demek de mümkün..

Elbet!

Bu,birbirine "ETKİ/TEPKİ" bağlamında ilgili/ilintili ağraş "KÜLHANİ BEY" refleksli sözler;Üstlerinde, sosyal/Kültürel "HAYATA DAİR" iç/içe geçirilmiş vazgeçilmez derin "DAVRANIŞ BİÇİMLERİNDEN" tezahür eden çok yönlü "SEBEP/SONUÇ" ikileminin ÇÖZÜMLERİNE DAİR EYLEMSEL yüzünün izlerini de taşırlar..

 

Çünkü!

Durduk yerde, "DAMARINA" basmadan kalbini kırmadan ve RUHUNU bizar etmeden-asla hiç bir İNSAN; Aklından saparak, zıvanadan çıkarak Ve elbet elan "KÜLHANİLEŞEREK" Ona/Buna karşı tavır koyarak "RACON KESEREK" kendi hayatını da riske atmaz-Zira hiçbir kimse korkusuz değildir.

Evet!

Elbette "KORKU!" Yani, şu derin/gizemli,müphem ve muğlak yüzlü,dağdağalı,ağır/aksak yüklü,fâni bin/bir kaza/bela "HİKMET/NİMET-İBRET Ve ŞİRRET" dolu bir dünyada asla hiç korkmadan/TIRSMADAN korkusuzca yaşamak mümkün müdür ki-Yani;İNSANİN eti (AKLI,İZANİ,VİCDANI" ne ki,budu (GÜÇ, KUVVETİ KUDRETİ)ne ola ki?

Doğaldır ki, her "İNSAN" mutlaka bir "ŞEY'DEN" korkar-elbet;KİMİSİ bildiği ya da bildiğini sandığı HAKİKATTEN ya da hissettiği ancak varlığını bile doğru/dürüst pek bilemediği HAYALİNDEN, KİMİSİ Kendisine DOST bildiğinden Ve KİMİSİ kendi NEFSİNE/Hevesine DÜŞMAN ettiğinden Ve lâkin KİMİSİ de ancak sadece ve sadece ALLAH'TAN korkar, zira her bir KORKU da belki bin/İBRETLİ farklı "TEDBİR'E" gebedir..

Peki!

KORKUSUZ İnsan var mı; MESELA,bu günlerde fikri/zikriyle, duruşu/oturuşuyla, kalkışıyla, CESUR haykırışıyla-Adeta Ülkenin GÜNDEMİNİ oluşturan(BİR ÇOK SUÇA BULAŞMİŞ BIR MAFYA LİDERİ) diye lanse edilen "SEDAT PEKER" korkusuz mu?

Elbet!

Bana göre,bu soru "İNSANLARIN DAVRANIŞINI" bilimsel verilerle/İlmin ışığında incelemek ve irdelemek durumunda olan-ALİMLERİN;Kendi alanında Eğitim almış, çalışmış Uzmanlaşmış Kariyer yapmış,SÖZ sahibi olmuş,kanıtlanmış –Kendinden ehil ve emin olunan "SOSYAL BİLİMCİLERLE PSİKOLOGLARİN" cevaplaması gereken KARMAŞIK bir soru..

Ancak!

Böyle "İLMİ" bir titr ve unvana sahip olmamakla Ve elbet "BASINDAN" takip ederek duyduklarım Ve öğrendiklerim dışında "Sedat PEKERİ" fazla bilmek/tanımamakla beraber benim(SOSYAL/olgu ve olaylara duyarlı ve ilgili)kendine özgü bir "BASIN MENSUBU" olarak "KORKU" hakkında diyeceklerim; İŞİNİ Silah,İNSAN gücü Ve de zor kullanarak-Baskıyla yapan(Eski)Sedat PEKER'İN Aklen ve Vicdanen "BATIL VE KORKAK", Heves Ve Nefsen de "ATILGAN VE CESUR" olduğu ve ancak-Şimdi İŞİNİ fikirle/Kalemle,İMAN gücü Ve İlim/İrfandan yararlanıp AŞK-U Şevk'le İnanarak doğru yapmaya çalışan(Yeni)Sedat PEKERİN de Aklen ve Vicdanen çok "CESUR VE HUZURLU" Ve Kalben de MUTMAİN lâkin, Heves Ve Nefsen biraz kaygıyla karışık (Ailesinden dolayı)"KORKAK/HUZURSUZ" olduğunu düşünüyorum.

Çünkü!

Elbet,her DAMARA basmanın,hakir görülmenin dışlanıp/ötelenmenin karşılık bulacağı pervasız KORKUSUZ karşı duruşun bir "RACONU" fatura bedeli var ancak,Her "RACON Ya da FATURA" kesmenin de ÖDENEBILECEK pervalı/KORKULU-Kaygılı karşı bir "RACONU/FATURASI" da vardır ki,elbet sonuçta Sedat PEKER de bir İNSANDIR; Onun da, bir taraftan "ÜLKESIYLE MİLLETİNİN" bekası ve ikbali/İSTIKBALİ için "BİLDİKLERİNİ" de elbet korkmadan DOSDOĞRU anlatmak gibi çok (özel)bir "YURTTAŞLİK" görevi varsa,Onun bir Baba/AİLE REİSİ olarak "YAKINLARINI" sahiplenmek üzere başlarına kötü bir iş açılır,sıkıntı yaşarlar  diye de HAYATLARINDAN  kaygı duymak endişelenerek/KORKMAK, temkinli/ tedbirli davranarak (AILESİNİ) de kollayıp/Korumak gibi vazgeçilmez bir görev ve sorumluluğu da vardır.

Peki!

“ Bütün bu OLAN/BITENLERE karşı YURTTAŞLAR olarak-Bizim "GÖREV VE SORUMLULUĞUMUZ" hiç yok mu;"Biz ne yapacağız biz..!"

Mesela!

"Sen, TÜTÜNÜNE "Narh" koyduklarında kudurdun da,

lâkin;HAYATINA "Zırh" vurduklarında durdun nedense!?”

Çünkü!

Biz KORKUYORUZ;Millet olarak-Son yıllarda her bir şeyden çok KORKAR olduk..

Elbet!

KORKMALI İnsan-Ancak;KİMDEN Ve NEDEN?

Ve çünkü!

Her "KORKU" aynı zamanda bir "TEDBİR" demektir, ki bu manada-elbet Ben de KORKARIM;En çok da (Nefsen) "YAPTIKLARIMDAN" ya da Aklen Ve izanen tasarlayıp da "YAPAMADIKLARIMDAN" dolayı Yüce ALLÂH'A karşı HESAP verememek ve elbet MAHÇUP olmaktan korkarım..

Yoksa!

Ona/Buna RACON KESMEK kim,Biz kim,RACON kesmek "BIZİM" neyimize; BİZ,yarın elbet HESAP GÜNÜNDE Yüce ALLÂH'IN BIZE KESECEĞİ kati ebedi RACONA (Onun rızasına uygun) bir cevap verememekten korkarız..

Zira!

“O,Bizi bu fâni dünyaya-Kızdıkça birbirimize karşı buğzedip "RACON KESMEK" için değil, DİNİNİN Kitabinin(emir ve yasaklarına)PEYGAMBERİNE indirdiği yüce kitabı KÛR'ÂNIN/Mesajın (Ahlâk Ve Ameliyle) İRŞAT olarak-ADAM gibi Hayatımızı KADERİMİZİ yaşayarak ve nihayetinde yeniden kendisine dönerek;HESABIMIZI da DOSDOĞRU vermek üzere YARATARAK/Hikmetle donatarak bu İMTIHAN dünyasına göndermiştir elbet..”

Peki!

Buna karşı BİZ ne yapıyoruz; YERYÜZÜNÜ KANA BULAMAKTAN,DOĞAL VE SOSYAL ÇEVREMİZİ TALAN ETMEKTEN,YAŞANMAZ KILMAKTAN Ve de elbet KENDİ(Sınırlı) HAYATIMİZI KATLETMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY YAPIYOR MUYUZ?

Dört yanımız gaflet,zulüm ve şiddet, şu fani Hayatımız nankörlük ve hıyanet içinde ve elbet;Biz şaşkın/Perişan bir şekilde hangi yöne gideceğimizi bilmiyoruz..

Yoksa!

Yüce ALLÂH Bize hitaben..

-KÛR'ÂN/Beled Suresinde "İnsanoğlu,kendisine kimsenin güç yetmeyeceğini mı sanıyor?!"(5)

-"Yığınla mal harcadım diyor!"(6)

-Kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?"(7)

Ve de!

"Biz Ona iki göz,bir dil,iki dudak vermedik mi;İki yol(Hayır Ve Şer Yollarinı)göstermedik mi?(8/10)

"Fakat O sarp yokuşa atılmadı!" (11) der miydi?

Evet!

“İşte ben yüce ALLAHIN BIZE(Bilip/anlamamız ve gereğini yapmamız için)Kendi İLMİNDEN RUHUMUZA ihsan etmiş olduğu-Hikmetinin (Akıl ve Ferasetimiz) ile bin/bir(sonsuz) ESMA-I HÜSNASINDAN da Bedenimize sarmış olduğu (5/Duyumuzla Kalp,Beyin cümle organlarımızın) yani Gören/GÖZLERİN,duyan/KULAKLARIMIZIN koklayan/BURNUN,Tadan/DİLİN,dokunan/TENİN,Yürüyen/AYAKLARIN,Tutan/ELLERİN, Düşünen/BEYNİN,Titreyen/KALBİN,elbet yanan CİĞERİN HESABİNI verememekten korkuyorum çünkü;Gorev ve Sorumluluğumuzun gereğini Asla DOGRU/DÜRÜST yapmıyoruz ki..

Mesela!

Yukarıdaki(11.Ayette) geçtiği gibi;"Sarp Yokuşa atılıyor muyuz,atılıyorsak ne kadar atılıyoruz..?

Şimdi de!

Diyeceksiniz ki-Acaba; SARP YOKUŞ NE DEMEK?

Evet!

KÛR'ÂN ifadesiyle SARP YOKUŞ,Yüce ALLÂH'IN Kullarından yapmasını istediği-Vazgeçilmez;Bir "SOSYAL YARDIMLAŞMA-DESTEKLEŞME VE GELİŞMENIN" Maddi Ve Manevi EYLEMSEL yüzünün-DOSDOĞRU hayata geçirilmeye amade biçimidir..

O da!

Anladığım kadarıyla(Bana göre)DİN,İMAN Ve İBADETİN de genel temelini oluşturan-MALI VE AMELI BİR EYLEM BİÇİMİDİR,ki o da;İnsanları KOLELIKTEN kurtararak ÖZGURLEŞTIRMEK, Çevredeki Yetim ve Öksüzleri kollayıp koruyarak doyurarak-Açlık Ve Açıklıktan kurtarmak,garip kimselerle yolda kalmış İNSANLARA yardım etmek şeklindedir..

Evet!

Eğer bütün bunları sırf ALLÂH rızası için hiç bir karşılık beklemeden yapabiliyorsak,adımıza çok iyi bir RACON KESILMIŞ demektir ki;O zaman da hiç Kimseden KORKMAMIZA da asla gerek yoktur..

Sevgilerimle..