Yeni Vali Ramazan Sodan bir aksilik olmasa bugün Adıyaman’a geliyor. Daha önce de bir çok valimizi ağırlamış, bir çok valimizi uğurlamıştık. 2000 ve 2004 yıllarında yeni gelen valilerimizle ilgili “YENİ VALİ GELMİŞ KOŞUN” ve “KOŞUN KOŞUN VALİ GELMİŞ” başlıklı yazılar kaleme almıştım. Bu yazıların içeriğini değilse bile başlığını hatırlayan çok sayıda okurum olduğundan eminim. Gelenek olduğu üzere her yeni Vali gelişinde bu yazılardan birini yayınlarım. Bugün de öyle yapacağım ve 2004 yılında yazmışım olduğum yazıyı sizlerle paylaşacağım. İşte yazı:

Geçmiş izlenimlerime dayanarak Valilik kurumunun ilgili ilgisiz ziyaretçi akınına uğrayacağını ve bu ziyaretlerin aylarca belki de Sn. Valinin tayini çıkıncaya kadar devam edeceğini biliyorum. Tabi sonra iade-i ziyaretler, tekrar ziyaretler ve iade-i ziyaretler...
Böyle devam edip gidecek.

Sonra ufaktan ufaktan maksat hâsıl olacak. Bir şeyler talep edilecek, menfaatler çarpışacak ihaleler takip edilecek, valiye hatırlatmada bulunulacak ” Hani size o çiçeği gönderen, en derin saygılarımla hürmetler sunar, emirlerinizi bekler, hoş geldiniz diyorum” diyen benim denilecek, başka insanların kirli çamaşırları ortaya dökülecek, vali bazan çok iyi bazan iş bilmezin teki olacak aynı adamların gözünde. Önce bunlara çok şaşıracak sn. vali ama zamanla alışacak. Hatta Adıyaman’a neden geldiğini, ne yapması gerektiğini dahi belki unutacak. Zamanla bir şeylerin farkına varacak ama iş işten geçmiş, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak. Bu bir.

İkincisi gelen ağam, giden paşam olduğu için, ilimize atanan Valiyi karşılamak, tanışmak ve kaynaşmak için günlerdir plan kuranlara söyleyeceklerim var. Yeni valimizi karşılamaya giderken, ne olur hız sınırını aşmayın, hatalı sollamaya girmeyin, alkollü araç kullanmayın ve birbirinizle yarışmayın. Kısacası trafik kurallarına uyun, uymayanları uyarın. Adab-ı muaşeret kurallarını da unutmayın tabi. Sabrederseniz, sayın valimiz hepinizle görüşecek, elinizi sıkacak, bazılarınızın yanaklarından busedecektir.

Üçüncüsü, alışkanlık olduğu üzere, şimdiden çiçek siparişi verip, çiçeğinden beş dakika sonra sayın valimizi makamında ziyaret etmeyi düşünenlere söyleyeceklerim var. Lütfen ziyaretlerinizi kısa tutunuz. Biliyorum, sohbetinize doyum olmaz. Hepinizi çok güzel insanlarsınız. Eğer ziyaretlerinizi 6 ay gibi kısa bir sürede bitirirseniz çok makbule geçer. Malumunuz üzere sayın valimizin de dinlenmesi ve başka bir ile gitmeden önce kısmet olursa Adıyaman’ımızı görmesi gerekiyor.

Dördüncü husus basın mensuplarına. Değerli meslektaşlarım, biliyorum ki yeni gelen valimizle bir haber yapabilmek, bir demecini ilk alan olabilmek için günlerdir tetikte bekliyorsunuz. Tetikte beklemenize bir şey demiyorum. Ama ne olur kaşları, gözleri, sözleri hoşunuza gitmedi ya da ne bileyim herhangi birinizin isteğini geri çevirdi diye elinizdeki kitle iletişim organını tetiklemeyin. Ve ne olur koltuğuna henüz oturmamış bir vali için “Bu vali çok büyük adam” deme bahtsızlığında bulunmayın ve ne olur makam odasının önünde elinizde plaketle beklemeyin. Her zaman komik olunmaz biliyorum, bazan da gülünç olunur.

Her hususta yazmaya gerek yok. Yazılacak hususlar yazmakla bitmez. Ama bu yazının kahramanı sayın valimize son husus olarak birkaç söz söylememiz gerekiyor. Sayın valimiz hoş geldiniz. Geldiğiniz ilin Adıyaman olduğunu bildiğinizi düşünüyorum. Biz çok hürmetkâr, itaatkâr bir o kadar da devletçi ve kaderci bir toplumuz. Giden her valimizi gözyaşıyla uğurlar, gelen her valimizi davul zurnayla karşılar, emirlerine amade oluruz. Bunun içindir ki bu güne kadar valilerimizi ziyaret etmekten ve onların bizi ziyaret etmesini beklemekten başka bir şey yapmayı düşünmemişiz.

Ama unutmayın ki burası Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vilayeti. Bütün komşu illere ulaşımımızı minibüslerle sağlıyoruz. Ve bu il ÖYS’de 78. olmuş. Ve bu ilin 114 köyü 32 mahallesi var. Ve köylerimiz yolsuz ve sussuz ve köylerimiz okulsuz sayın valim. Ve okullarımız bakımsız, her bakımdan geri kalmış bir ile vali olarak atandınız. Eğer ziyaretlerden ve iade-i ziyaretlerden vakit bulursanız tebdili kıyafet edip halkın arasına karışın. Köylerimize gidin vatandaşla hasbıhal edin. Hiç değilse köylerimiz bir vali görsün sayın valim. Bir vali nasıl biriymiş görsünler ki gözleri açık gitmesinler.”
(Yazım tarihi 2004)