STK'ların görevi iktidarın, hükümetin, zenginin ya da güçlü olanın istediği projeyi hayata geçirmeyi desteklemek değil,

İnanç, kültür turizmi ve medeniyetler başkenti , Peygamberler şehri  Şanlıurfa’mız günümüzden on bir bin yıl öncesine dayanan  tarihiyle Anadolu’nun eski kentlerinden biri olmasına rağmen yaşanabilir bir kent olamamış adeta yaşanamaz bir kent olma yolunda ilerlemektedir.

Bir kentin;  ulaşımdan sağlığa, eğitimden emniyete, sanayisinden tarımına kadar akıllara gelebilecek her alandaki gelişmişlik ve kalkınmada yol gösterici ve karar almada önemli görevleri olan Sivil toplum kuruluşlarımız neden temsil ettikleri halkın hak ve hukuklarını gözetmezler neden gözü kulağı olmazlar, neden “tabela” toplum kuruluşu olmanın dışına çıkamazlar. Yani sadece isim olması adına Sivil toplum kuruluşu makamı işgal edilerek, Şanlıurfa’ya sahip çıkılmamış yalnızca ve yalnızca memlekete ihanet edilmiş oluyor.

Sivil toplum kuruluşlarının görevi iktidarın, hükümetin, zenginin ya da güçlü olanın istediği projeyi hayata geçirmeyi desteklemek değil, halkın ve Şanlıurfa’nın menfaatini, geçmişini ve geleceğini düşünerek bir lokomotif görevi görmeli, ilgili makamları harekete geçirmeli, uyarmalı, ikaz etmelidir.

Sivil toplum kuruluşlarımız bir an önce kendilerine gelmeli yeri ve konumu gereği önemlerini ve değerlerini benimseyerek hareket etmelidirler. Aksi taktirde Şanlıurfa gerek şehircilik anlamında ve gerekse tarihsel olarak ta kültürel anlamda hak ettiği konumda değildir. Birçok değerini de yitirme safhasındadır.

Sivil toplum kuruluşlarımız siyasileri değil, başkanları değil, halkı arkasına alarak Şanlıurfa adına Şanlıurfa’ nın menfaati adına Belediye başkanlarını, Milletvekillerini yönlendirmeli ve yapılan yanlışlara da dur deme cesareti gösterebilmeLİ, yanı sıra sorunların çözümü adına alternatifler sunarak katkıda bulunmalıdırlar.

Vel hasılı kelâm bir kentin gelişmesi ve kalkınmasında Sivil toplum kuruluşlarının önemi çoktur ve tartışılamaz da.  Ama Şanlıurfa’da STK’ lar kendi vasıflarını kullanamıyorlar. Gelene ağam gidene paşam mantığıyla hareket edilmeye devam edilirse hırsızlar hırsızlığına, arsızlar arsızlığına devam edecek ve Şanlıurfa’ ya yazık olacaktır.

Ve yine altını çizerek hatırlatmak isterim; STK lar bu memlekette hancı, mahalli ve mülki idareciler ise hep yolcudur. Geçmişe dönüp bakın eski Belediye Başkanlarından hangisi Şanlıurfa’ da şu an. Bundan mütevellit günlük projelere ve ya seçimlik projelere aldanıp şakşaklamak yerine memleketin geleceğini düşünüp en az 100 yıllık bu memleketin hakkı olan projeler için yetki verilen vekillere, başkanlara varlığınızı hissettirmenizi istiyor Şanlıurfa’ lı sizden.

Aksi taktirde;

EĞİTİM DE 78. SIRADA,

YAŞANAMAZ ŞEHİRLERİN EN BAŞINDA,

SAĞLIKTA, ULAŞIMDA, ASAYİŞTE VE HUZURDA İFLAS ETMİŞ,

YAŞANAN ASRIN EN BÜYÜK FELAKATİNE RAĞMEN HALEN DİKEY VE ÇOK KATLI MİMARİNİN YÜKSELDİĞİ,

BELEDİYELERİ MEMLEKETETİN DEĞİL BAŞKAN AİLELERİNİN BELEDİYESİ OLDUĞU,

KIRSALDA  MERA TECAVÜZLERİNİN YAYGINLAŞARAK BETONARME YAPILARIN YÜKSELDİĞİ,

KURUM VE KURULUŞ GÖREVLENDİRMELERİNDE LİYAKATIN DEĞİL DE YALAKALIĞIN VE MENFAATİN ESAS ALINDIĞI,

GÜN GEÇTİKÇE ARTAN SURİYELİ İSTİLASI,

BİRİNCİ SINIF TARIM ARAZİLERİNİN İMARA AÇILARAK MEMLEKETE İHANET EDİLDİĞİ,

NE ACIDIR Kİ İLÇELERİNİN KOMŞU İLLERE BAĞLANMA İSTEĞİ OLAN,

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TARAFINDAN DÜZENLENEN VE 11 İL DE GERÇEKLEŞECEK OLAN KÜLTÜR YOLU FESTİVALİNE ŞANLIURFA’NIN ALINMAMASI VE EN ÖNEMLİSİ BUNA İTİRAZ EDEMEYEN KORKAK  VEKİL, BELEDİYE BAŞKANLARI VE BÜROKRATLARIN SESSİZ KALDIĞI… Gibi Şanlıurfa nın hak etmediği bu olumsuzlukların, kusurların, yolsuzlukların yaşandığı; adı büyükşehir olan ve leş kargalarının vurgun beklediği ihale avcılarının sofrası, sahipsiz büyük bir köy olarak kalmaya mahkum olacaktır!!!

Yaşanabilir sorunsuz bir Şanlıurfa görmek ümidiyle, vesselam…