Bu hususta en büyük sorumluluk ve görev yöneticilerinindir.
Halbuki maalesef son yıllarda mevcut yöneticiler tartışmanın kaynağı ve sebebi olacak işler yapıyorlar.
Tartışmanın fitilini onlar ateşliyorlar.

En tehlikeli “yalan” doğrularla örülmüş, karıştırılmış “yalandır”!..
En büyük fitne, inançları ile kutsal birliktelik içinde olan insanları bir birine düşürecek, birbirleri ile tartıştıracak, tuzakların kurulmasına alet olmaktır.

TÜRK OCAKLARI, görevdeki yöneticilerinin ailelerinin kendilerine bıraktıkları “miras” kuruluşları değildir.

Siyasete endeksli duruş, iç ve dış siyasi güç odaklarına paralellik “Türk Ocaklarının” tarihi ile ne örtüşür ve nede bağdaşır.

Bu durumda ısrar, “müstevlilerin hedefleri ile iktidar sahiplerinin menfaatlarının tevhid” edildiği çizgiye uymak demektir !..

Böyle bir durum, Türkçülüğün ve Türk Ocaklarının şanlı sancağını gölgeler.

Türk Milliyetçilerinin ve Türkçülerin yüz yıllık mazisinde kurdukları siyasi, sosyal ve sivil toplum kuruluşlarında, “kötü yönetimler”, “yanlış siyasi tercihler” sadece yönetimlerini bağlamaz.
Zararını tüm hareketin mensupları çeker.

Fakat “fikirde”, “inançta” sapmaya ve fitneye sebeb olmak, gelecek nesilleride böler, parçalar, tartıştırır.

Gelelim yazımıza konu olan ve yukarıdaki cümleleri yazmamıza sebeb olan olaya.

Türk Ocakları , Cumhuriyetin 100.yılı anısına “Milli Mücadele Ormanı” adıyla 65 ilde, Türk Ocakları şubelerinin öncülüğünde Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte hatıra ormanı kurma kararı almışlar.Ve kurulacak her ormana da tarihte iz bırakmış “Türkçülüğe” büyük hizmetleri bilinen “Türkçülerin” adınının verilmesi uygun görülmüş.

Buraya kadar her şey normal, niyet halis ve güzel.

Tartışmaya sebeb olay nerede başlıyor?
Tabi ki “hatıra ormanlarına” verilecek isimlerin listesi ilan edilince başlıyor…

Türk Milliyetçiliği mücadelesinde Parti, dernek ve benzeri kurumlarda görev alan yönetimlere, kimi zaman muhalif ve kimi zamanda destek veren, Türk Ocaklarının yaşayan ve 60 yıllık aklına, tecrübesine sahip hayatta olan yöneticileri bilmiyorlar mı ki, böyle bir liste çok dikkatli hazırlanmaz ise büyük fitne ve çatışmalara sebeb olur?

Elbette bilirler, hemde her türlü bilirler.

Ve bu listede ALPARSLAN TÜRKEŞ adı olmaz ise ne olacağını da çok daha iyi bilirler !..
Hemde her yönüyle bilirler !..

Gelen sosyal medya tepkileri üzerine, tevil ile geri adım atarken bile yaptıkları açıklamada “ince bir kinayeyide” satır arasına sıkıştırıyorlar.
“Alparslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu isimlerinin ülkemizin bir çok yerinde cadde, meydan ve parklara verildiğini, adlarına hatıra ormanlarının olduğunu bu yüzden gerek görmediklerini” açıklamışlar.
Ve ilk açıklamalarına ilave olarak Muhsin Yazıcıoğlu için Alpaslan Türkeşten “çok daha az uyarı” gelmesine rağmen her ikisi adına da hatıra ormanı kurma kararı aldıklarına yeni açıklamalarında yer vermişler.
Tevilin sırıtmasının sebebi şu ki Türk Ocakları Genel Merkezinin yapacağı hatıra ormanının adı ne biliyor musunuz ?
Mustafa Kemal ATATÜRK !..
Listede Ziya Gökalp’te var…

Hani Türkeş ve Yazıcıoğlunun adının her yerde zaten var olması listeye konulmamasının sebebi idi ?!..
Mustafa Kemal Atatürk ve Ziya Gökalp adlarının verildiği yer, mekan ve kurumların sayısı çok mu az?,..

Şimdi gelelim isimler üzerinden diğer itirazlarımıza.

Yaşarken, “Türk Milliyetçilerine” siyasi muarız olmuş ve başka siyasi akımlara taraf olmuş tartışmalı isimlerin hayatta iken , Türk Milliyetçilerinin ve Türkçülerin “milli davalarının”, “ufuk” isimleri olarak, yönetimde bulunan taraftarlarınca ilan edilmesi doğru bir iş değildir.
Geçmişte örneğide yoktur.

Kurarsın kendine bir dernek yada vakıf, istersen ailenin ve de tüm yakın çalışma arkadaşlarının isimlerini faliyetlerinde istediğin gibi değerlendirirsin.

Türk Ocakları gibi gelecek nesillere ait “çatının” altındaki “duvarlara” tartışmasız asılacak onlarca onlarca isim dururken “tartışmalı isimlerin” resimlerini asmak pek doğru bir iş olmasa gerek.

Ve daha da önemli gördüğüm bir hususta şudur.

Bir insanın son nefesine kadar ne imamının ve nede küfrünün garantisi yoktur.

Yıllarca “Türk Milliyetçisi” olabilir, “Türkçülerle” birlikte olabilirsiniz.
Fakat siyasi güç odakları değişince duruşunuz değişir, yada sizin fikirleriniz değişirse sonra birde üstüne üstlük, “Türkçülüğün” muhalifi ve karşıtı olan “siyasi islâm” sosuna bulaşır ve “ümmetçilik siyasetinin” anaforuna sürüklenirseniz ve üstüne üstlükte geçmişinizi sorgularsanız ve “yanlış yapmışız” derseniz, bunuda basın yayım yoluyla açıklarsanız, siz artık “Türkçü” değilsinizdir.
Başka bir şeysinizdir.
Kendi tercihinizdir.
Saygı duyarız.
Biz kimlere saygı duymadık ki?!

Artık sizin gelecek “Türkçü” kuşaklar için ufuk insan olmanız, örnek insan olmanız beyhudedir.

Maalesef adı geçen listede bu tür isimlerden “fitneye yetecek” sayıda var.

Eğer gerçekten bir hayır yapacaksanız gelin bu listeyi “Türkçülerin” , “Türk Milliyetçilerinin” itiraz etmeyeceği tarihe malolmuş isimler ile yeniden belirleyin.
Siz, bu isimler kimlerdir zaten gerçekten biliyorsunuz.
Fakat bu listeyi değiştirmez iseniz, isimlerinizle aynı listede olan ve hayırla yad edilen, aramızdan yeni ayrılan bazı isimlerin ruhlarınıda sızlatacak dedikodulara sebeb olacak ve onlarıda istismar etmiş olacaksınız.

HAKKI ŞAFAK SES