20 gün süren Avrupa-Afrika seyahati, bizlere hem yeni ufuklar açtı hem de ülkemizle Avrupa ülkelerini çeşitli alanlarda karşılaştırma fırsatı sundu

Türkiye ve Avrupa Arasındaki Gelişmişlik ve Sosyal Farklılıklar

Değerli dostum, Habererk Genel Yayın Yönetmeni İsmail Türk ve Topkapı Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Salih Karaçaltı ile birlikte çıktığımız ve 20 gün süren Avrupa-Afrika seyahati, bizlere hem yeni ufuklar açtı hem de ülkemizle Avrupa ülkelerini karşılaştırma fırsatı sundu. Atalarımızın boşuna söylemediği “Çok gezen mi, çok okuyan mı bilir?” sözünün ne denli doğru olduğunu bir kez daha yaşayarak görmüş olduk.

Avrupa ülkeleri, özellikle Batı Avrupa, uzun yıllardır sanayileşme ve kentleşme süreçlerini tamamlamış toplumlar. Refah düzeyi yüksek, iletişimden ulaşıma, telekomünikasyondan çevre düzenine kadar pek çok alanda düzenli ve sistematik yapılarıyla öne çıkıyorlar. Türkiye ise son yıllarda hızlı bir atılım gerçekleştirdi. Ulaşım ağlarının modernleşmesi, altyapıya yapılan yatırımlar ve telekomünikasyondaki gelişmeler, ülkemizi Avrupa ile kıyaslanabilir bir noktaya getirdi. Kısacası, altyapı noktasında Türkiye son dönemde ciddi mesafe aldı.

Ancak gelişmişlik sadece ekonomik ya da teknik göstergelerle ölçülemez. Avrupa şehirlerinde kurallara bağlılık ve düzen üst seviyede. Trafik, çevre ve kent yaşamının genelinde belirgin bir sistematik var. Fakat sosyal ilişkilerde aynı sıcaklığı görmek kolay değil. İnsan ilişkileri daha mesafeli, daha mekanik. Türkiye’de ise durum tam tersi. Bizde komşuluk hâlâ değerli, aile bağları güçlü, yardımlaşma kültürü canlı. Gelir düzeyi ne olursa olsun insanlar arasında bir samimiyet, bir dayanışma ruhu var. İşte bu da mutluluk algısını yükselten en önemli unsur.

İlginçtir ki, İspanya, Fransa ya da İtalya gibi yüksek gelirli ülkelerde bile hayatın belli bir rutine ve mekanikliğe sıkıştığını gördük. Oysa Fas örneğinde olduğu gibi, gelir düzeyinin düşük olduğu toplumlarda bile güçlü sosyal bağların insanlara daha büyük bir mutluluk kattığını gözlemledik. Türkiye ise bu iki uç arasında kendine özgü bir yerde duruyor: Avrupa’nın ekonomik gelişmişliği ile Akdeniz ve Ortadoğu toplumlarının sıcak sosyal ilişkilerini bir arada taşıyor.

Sonuç olarak, Türkiye ile Avrupa’yı karşılaştırırken sadece rakamlara bakmak eksik kalır. Ülkemiz bir yandan hızla modernleşirken, diğer yandan sosyal ilişkilerdeki samimiyeti ve dayanışmayı koruyor. İşte bu özellikleriyle Türkiye, hem modernleşen hem de geleneksel değerlerini yaşatan, adeta bir köprü ülke niteliğini taşıyor.

Not: izlenimlerimizi yazmaya devam edeceğiz