İYİ PARTİ, MHP, ZAFER PARTİSİ, BBP ortak bir aday çıkarsa idi bugün “YÜRÜTME” nin büyük paydaşı Türk milliyetçileri olacaktı.
Haziran seçimlerinin en önemli sonuçlarından birisi de mevcut iki ittifakın adayına karşı Türk milliyetçilerinin çıkardığı üçüncü bir aday ile Türk siyasetinde büyük bir dönüşüme ve Türk milliyetçileri arasında da öğretilmiş acizlik zincirlerini kıran büyük bir uyanışa ve de dirilişe vesile olmasıdır.
Seçim öncesi iki ittifakında CB adayını destekleyen milliyetçi partiler vardı.
Eğer üçüncü bir aday Türk milliyetçilerinin çabası ile seçimlere katılmasa idi bugün “milliyetçi partiler ligi, üçüncü yol” gibi arayışların önü açılmayacak ve milliyetçi oyların potansiyel gücü görünür olmayacaktı.
Ve her iki ittifaka 1. turda bölünecek oylar içinde milliyetçi oylar eriyecek gündemde olmayacak ve tartışılmayacaktı.
Her iki ittifakın adına bir birimizle sen haklısın biz haklıyız tartışması içinde olacaktık.
Maalesef kaybeden tarafı destekleyen bazı arkadaşlarımız ve her iki ittifaka da karşı olan “Kurtkaya” ruhlu ülküdaşlarımız, 2. tura takıldığı için 1.turun ortaya çıkardığı bu sonucu görüp tartışmaya değer bulmadılar.
Haziran seçimleri çok önemli bir siyasi güç olan “milliyetçi buz dağının” ucunu gösterdi.
Ve şu gerçek görüldü.
Eğer İYİ PARTİ, MHP, ZAFER PARTİSİ, BBP ortak bir aday çıkarsa idi bugün “YÜRÜTME” yani “İktdarın” büyük paydaşı Türk milliyetçileri olacaktı.
Peki bu kaçan ama görülen fırsat niçin yerel seçimlerde yakalanmasın?
İşte üçüncü yol tartışmalarının gerçek sebebi işte bu farkedilen ve görülen gerçekte yatıyor.
Elbette yıllardır milliyetçilerin birleşmesi fikri ile hemen her Türk milliyetçisi ülküdaşımız iyiniyetli çabalar ve teşvikler içinde oldu ve tartıştı.
Fakat ekle tutulur ve görünür hedef için fırsat haziran seçimlerinde doğdu.
Stratejik atak ve uygulanabilir taktik iki sandıklı yeni sistem ile mümkün oldu ve milliyetçilere seçimlerde kendi kimlikleri ile siyasette varız demenin yolunu açtı.
MHP’nin, İYİ PARTİ’nin ve BBP’nin görüpte değerlendirmediği ya da değerlendiremediği bu fırsatı taban harekete geçerek bir dip dalga ile değerlendirdi.
Şimdi, Türkiye ölçeğinde doğan bu fırsatın yerel seçimlerde çok daha isabetli ve başarılı olma fırsatı yeniden önümüzde.
En ufak ilçeden büyükşehirlere kadar milliyetçi oyların gücü seçme ve belirleyici olma potansiyeline sahiptir.
Milliyetçi oy potansiyeline sahip yerel kanaat önderinin öncülüğünde milliyetçi partilere kendi il ve ilçelerinde aday belirlemede ciddi tekliflerde bulunabilirler. Bu tekliflerini güçlü kitlesel bir kamuoyu desteği ile ortaya koyabilirler.
Milliyetçi partilerin, teklif edilen isimlere desteklerini isteyebilirler. Milliyetçi partilerin bu isimler üzerinde ittifakı sağlanamaz ise bu talebe cevap veren, “tamam diyen” bir ya da iki milliyetçi parti ile birlikte yürüme kararı verebilirler.
Milliyetçi partilerin seçim ittifakı yapmasının baskısının ortaya çıkması tüm yurt sathında her il ve ilçede bir birinden bağımsız da olsa milliyetçi-ülkücü tabanın, o il ve ilçede tek ses ve güçlü direnişi ile mümkündür.
Tohumun çimlenip ağaç olması,ekilecek toprağın özelliklerine nem ve ısının yeterli olmasına yani ortamın uygunluğuna bağlıdır.
Önümüzdeki seçim ortamı ve siyasetin evrildiği alan milliyetçi siyaseti gündemin baş köşesine oturtacaktır.
Sağlam genetik özelliklere sahip ve fikri tohumun temsilcisi her milliyetçi aday için uygun ortam fazlası ile vardır.
Baş verme ve mahalli idarelerde söz sahibi olmanın tam zamanıdır.
Seçimler için hattı müdafaa olmuyorsa her mahalli idaredeki makam ve mevki için mücadele bütün yurt sathında karış karış her il ve ilçede yapılmalıdır.
Hakkı Şafak Ses