Berlin'den, Paris'ten, Londra'dan hakimler getirmeliyiz. Hani 70'li, 80'li yıllarda futbol maçlarına hakemler getiriyorduk ya, onlar gibi..

Asrı Saadet döneminden adalet konusunda yüzlerce efsane anlatılır. Hz. Ömer'in Yahudi'nin arsasına cami yapan Şam valisine yazdığı "Camiyi yık, adaleti yıkma!.." emri gibi.

Batı'da da adalet üstüne anlatılan efsaneler vardır. Prusya Kralı Friedrich, Potsdam Ormanları’nda gezinirken bir değirmenin bulunduğu tepenin yanındaki durur ve değirmeni satın alınmasını ve yerine muhteşem bir saray yaptırmak ister. Değirmenin sahibi bulunur ve arazinin değirmenle birlikte satın alınmak istendiği söylenir. Ama değirmenci teklifi kabul etmez.

Kral sinirlenir ve “Sen benim Prusya Kralı Friedrich olduğumu bilmiyor musun yoksa?” diye sert çıkar.

Değirmenci “Biliyorum biliyorum... Senin kral olduğunu biliyorum ama ben de bu değirmenin ve arazinin sahibi Sans-Souci’yim” yanıtını verir.

Kral “Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın. Bakalım o zaman ne yapacaksın? Benim binlerce askerim var. Senin kimin var?” der.

Değirmenci tarihe geçecek şu sözü söyler:

“Berlin’de hakimler var. Ben de onlara güveniyorum.”

Erdoğan Türkiye'de istediği değirmencinin, köylünün, şehirlinin arsasına saray yaptırabilir. Ama hiç kimsenin "Ankara'da hakimler var" deme şansı yoktur. Çünkü yargı siyasallaşmıştır.

Cemil Çiçek çözüm olarak "Tevbe-i nasuh gerekir" diyor. Yok, bize ayet, hadis, tevbe sinek vızıltısı gelir, fayda etmez.

Günlerce düşündüm ve çözüm önerisini buldum:

Berlin'den, Paris'ten, Londra'dan hakimler getirmeliyiz. Hani 70'li, 80'li yıllarda futbol maçlarına hakemler getiriyorduk ya, onlar gibi... Hakem ya da hakim, bak isimleri de benziyor. Yargıtay ve Danıştayı onlara teslim edecek sayıda getirsek yeter... Kritik davalar için üç beş fazla getirip bir iki özel mahkeme de kurarsak harika olur.

Türkiye'de yolsuzluğu, hırsızlığı, adaletsizliği tak diye bitirmenin yolu budur. Yabancı hakimlere telefon eden de olamaz, yoksa Avrupa'ya rezil oluruz. Bizim yerli ve milli hakimlerimiz da yabancıların yanında 1 yıl stajyer olarak çalışmalıdır. Yabancılar 3 yıl kalsalar yeter.

"Adalet reformu" olursa böyle olur. Gerisi fasa fiso.

Alper Aksoy