Kaderine terk edilen emekliler nereye gidiyor, bilen var mı? Bu soru artık bir serzeniş değil; büyüyen bir toplumsal çığlığın adıdır.
Kaderine Terk Edilen Emekliler Nereye Gidiyor?
Kaderine terk edilen emekliler nereye gidiyor, bilen var mı?
Bu soru artık bir serzeniş değil; büyüyen bir toplumsal çığlığın adıdır.
Maaş yetersiz…
Ekonomi krizle boğuşuyor…
Ev kirası ayrı bir dert, elektrik, doğalgaz, su faturaları ayrı bir yük…
Bunların üzerine bir de her gün değişen, birbirini tutmayan market fiyatları eklenince, emeklinin hayatı yaşamaktan çok hayatta kalma mücadelesine dönüşüyor.
Sabah başka, akşam başka etiket…
Aynı ürün, aynı market, ama fiyatlar durmaksızın oynuyor.
Emekli artık “ne alayım?” diye değil, “neyi alamayayım?” diye düşünüyor.
Et vitrinde…
Peynir rafta…
Meyve tezgâhta…
Emekli ise sadece uzaktan bakıyor.
Pazara çıkmak cesaret ister oldu.
Markete girmek ise hesap makinesiyle mümkün.
Bir file dolmuyor ama umutlar her gün biraz daha boşalıyor.
Ay Bitmeden Maaş Bitiyor, Umut Tükeniyor
Verilen maaş daha ayın ortasını görmeden eriyor.
O maaş ki; yıllarca çalışmış, prim ödemiş, bu ülkeye alın teri dökmüş insanların karşılığıydı.
Bugün gelinen noktada emekli;
-
İndirim kovalayan,
-
Faturayı erteleyen,
-
İlacını alıp almamayı düşünen,
-
Misafir ağırlamaktan çekinen bir hayatın içine sıkıştırılmış durumda.
Bu tabloyu kimse “normal” diye anlatamaz.
Bu tabloya kimse “iyileştirme” süsü veremez.
Meclis’te Kim, Kimi Duyuyor?
Buradan sormak gerekiyor:
Allah rızası için milletvekilleri Meclis’te ne iş görüyor?
Halkın sesi olmak için orada olanlar, bu sesi gerçekten duyuyor mu?
Emeklinin mutfağındaki yangını, cebindeki boşluğu, yüzündeki umutsuzluğu görüyorlar mı?
Yoksa rakamlarla oynanıp, kâğıt üzerinde yapılan düzenlemelere “iyileştirme” demekle mi yetiniliyor?
Emekli, istatistik değildir.
Emekli, bütçe kalemi hiç değildir.
Emekli; bu ülkenin geçmişidir, hafızasıdır, onurudur.
Sadaka Değil, Hak İstiyorlar
Emekli sadaka istemiyor.
Lütuf beklemiyor.
Hakkını istiyor.
İnsanca yaşayabileceği bir maaş,
Ay sonunu korkmadan getirebileceği bir düzen,
Torununa harçlık verirken başını öne eğmeyeceği bir hayat talep ediyor.
Bu bir ekonomik mesele değil sadece…
Bu, bir ülkenin vicdan meselesidir.
Bu Soru Hepimize Soruluyor
“Kaderine terk edilen emekliler nereye gidiyor?” sorusu aslında hepimize sorulmuş bir sorudur.
Çünkü bugün emekliye reva görülen, yarın çalışanın kaderi olacaktır.
Yeter artık.
Emeklinin sesi duyulana,
Sofrası dolana,
Yüzü gerçekten gülene kadar
bu soru sorulmaya devam edecek.
Ve bu ülkede vicdanı olan herkes, bu sorunun cevabından kaçamayacak.