Kışı severim. Bu sadece bir mevsim tercihi değil, insanın kendi içine dönmesini sağlayan bir ruh hâlinin yansımasıdır

Kışın Melankolik Güzelliği ve İçimize Düşen Sızı

Songül Özer

Kışı severim. Bu sadece bir mevsim tercihi değil, insanın kendi içine dönmesini sağlayan bir ruh hâlinin yansımasıdır. Gündüzlerin kısalıp gecelerin ağır ağır uzadığı, yaşamın tempodan yalınlığa büründüğü o dingin zaman… Sanki dünya bir anlığına nefes alır ve bizden de aynı sakinliği bekler.

En çok da yağmurun ya da karın pencereye vuruşunu seyretmeyi severim. İnsanı sarıp sarmalayan bir huzur… Dışarısı ne kadar gri ve soğuk olursa olsun, kalın bir camın ardında, sıcacık bir battaniyenin içinde, elinizde buğusu tüten bir fincan içecekle oturmanın verdiği o güven duygusu tarif edilemez. Pencere, dış dünya ile aramda bir sınır çizer; ben içeride güvendeyim, dışarısı ise kendi şiirini yazmaya devam eder. Karın sessizliği, yağmurun ritmik fısıltısı… Her damla, her kar tanesi zihnimdeki gürültüyü susturur, beni anın saflığına çağırır.

Tam bu içe dönük güzelliğin ortasında bir an geliyor ki, kışın büyüsü birdenbire bozuluyor. Gözlerim dışarıdaki çocuklara takılıyor; karla oynayan, gülüşen o minik bedenlere… Ve içlerinden birinin montu olmadığını fark ettiğim an, kalbime ince bir bıçak saplanıyor. Benim sıcak sığınağım, onun için erişilemez bir konfor. Penceremin ardında gördüğüm o beyaz manzara, onun için ayazla, titremeyle, eksiklikle yüzleşmek demek.

Ben karın estetiğini izlerken, onun omuzlarında ince bir kumaş, parmak uçlarında buz kesmiş bir ten beliriyor zihnimde. Benim için romantik olan kış, onun için mücadele edilmesi gereken acımasız bir mevsime dönüşüyor. O an, insan ister istemez soruyor kendine:
“Benim içimi ısıtan bu kış, kimlerin bedenini ve yüreğini donduruyor?”

İşte bu yüzden kış, hem en sevdiğim hem de en çok zorlandığım mevsimdir. Bir yanıyla huzurun, diğer yanıyla vicdanın kapısını çalar. Bize ait olanla paylaşamadıklarımız arasındaki kırılgan çizgiyi her yıl yeniden hatırlatır.

Kışın melankolik güzelliğini seviyorum ama onun sert yüzünü taşıyamayanları düşündükçe, içimde hep aynı sızı büyüyor.