ABD'nin üçüncü başkanı Thomas Jefferson; "Halk hükümetinden korktuğunda zorbalık, hükümet halkından korktuğunda özgürlük vardır. "

Bunlardan hangisi ülkemizde yani Azerbaycan'da var.

Azerbaycan'da muhalefet var mı? Varsa neden bir şey söylemiyorlar ve ne zaman bir şey söyleyecekler?

Sözün gerçek manada bugün halkın sesine oy verecek ve var olan sorunları iktidara taşıyabilecek güçlü bir muhalefet partisine ihtiyaç vardır. Şu anda halkımızın yaşadığı maddi ve manevi sıkıntıların çözümü için muhalefet-iktidar toplantısına büyük ihtiyaç vardır. İktidar muhalefetin önerilerine açık olmalıdır. Demokratik ülkelerde ortaya çıkan sorunlar masada çözülecek. Azerbaycan'da uzak durmanın sebebini güvensizlik görüyorum. Hükümet muhalefete güvenmiyor, muhalefet de iktidara güvenmiyor. Ne oluyorsa millete ve ülkenin geleceğine oluyor. Bugün muhalefet partileri bir araya gelip demokratik ülkelerde olduğu gibi kendi sözünü söyleme cesaretini göstermelidir. Buda ancak bir arada olur, kin ve nefretle, gürültü ve meydanlara atmakla olmaz bence.

Muhalefet alternatif görüş söylemektir. Muhalefet bir halkla ilişkidir ve hukuk ve hukuk çerçevesinde hareket etmek zorundadır, iktidara küfür ve küfürle değil, onunla aynı masada oturarak, sorunları açıklığa kavuşturarak, fikir ve öneriler sunarak olmalıdır. Hükümetin görevi demokratik ülkelerde olduğu gibi onları dinlemek ve önerilerine değer vermektir.

Azerbaycan'da bu biraz zor görünüyor. Muhalefet partileri bir araya gelip birlikte adım atmaktan kaçınırlar. "Ben ilkim, fikrim geçerlidir" kompleksinde hareket edildiği sürece millete vay be diyelim, çünkü bu gidişle çok bekler.

Bir de bu partilerin birliğine karşı olan güçler var. Ne kendileri nede başkaları birliğe izin vermez. Amaçları suyu kirletmekten başka bir şey değil.

Ancak muhalefet olmadan ülkenin bölgesel ve küresel algısını ve etkisini güçlendirmek mümkün değildir. Abd ve ingiltereyi demiyorum komşu Türkiye'ye bakalım.

Bildiğiniz üzere Türkiye'de birbirini sevmeyen iki parti gün geldi ve ülkenin ve milletin geleceği için birlikte gittiler. Cumhuriyet birliğini mhp ve akp kurdu Ana muhalefet partisi CHP bu ittifaka karşı çıksa da demokrasi adına atılan adımı sessizce karşıladı. Yeni kurulan altı muhalefet partisi iktidar hakkındaki düşüncelerini CHP gibi insanlarla rahatlıkla paylaşabilir.

Kamal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki ana muhalefet partisi CHP'nin de aralarında bulunduğu 5 yeni parti; (İYİ Parti Lideri Maral Akşener, "Mutluluk" Partisi Lideri Tamal Garamollaoğlu, "Demokratik Parti" Lideri Gültakin Uysal, "Gelecek Partisi" Lideri Ah deli Davudogh lu, DEVA partisi genel başkanı Ali Babacan) bir araya gelerek, cumhurbaşkanının yöntem-yönetimini değiştirerek parlamenter sistem, millete seçim öncesi söz verilen sözler yerine getirilmediği gibi aktüel konuları gündeme getirmekten çekinmiyorlar. İnsanların Ak Parti'ye olan güveninin önceki yıllara göre çok düşmesi kaçınılmazdır.

Azerbaycan'a gelince, bugün iktidar ve toplum adına konuşabilecek yeni bir muhalefete ihtiyaç olduğunu söyleyebilirim. Şu bir gerçektir ki, bir zamanlar halk muhalefeti iktidar kaynağı olarak görürken, bugün o sevgi bağını görememektedir. Ne üzücü ki bu bağ yavaş yavaş insan arasında kendini unutturuyor güveni yerle bir ediyor. Siyasette yaratılan kaos, halkın yaşadığı sıkıntılar, bilimde, eğitimde, sağlıkta, ekonomide, tarımda aksilikler, bitmek bilmeyen sorunlar.. , Peki ama muhalefet ne zaman iktidarla aynı masaya oturup bu konuların çözümünde sözünü söyleyecek?

Saltanatın yönettiği bir ülkede kral iktidar olunca muhalefet olmaz. Oysa demokratik ülkelerde seçim barajını geçen insanlar mecliste halkı temsil eder, iktidarın yanlış politikasını eleştirir, sorunların çözümüne açıklık getirir, fikir beyan eder.

Muhalefet partilerinin iktidarı kontrol ettiğini biliyoruz. Ülkeye ve millete zarar verebilecek konularda hükümeti uyarır, çözümler konusunda fikir bildirirdi. Burada yanlış olan ne? Halkını seven, geleceğini düşünen iktidar, anlayabileceği bir muhalefet partisi ile dışarı çıkmaktan neden kaçınır? Hükümet başarısız adımlar atıyorsa neden zamanında uyarılmak istemiyor? Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, önemli şart iktidara karşı örgütlü bir muhalefet olmasıdır. Muhalefetin olmadığı bir rejim demokratik değildir. Aynı şekilde siyasi iktidarın muhalefeti güç uygulayarak çalışma yeteneğinden mahrum ettiği rejimler demokratik değildir. Böyle bir politikanın nihai hedefi tek partili totaliter düzen, diğer bir deyişle "faşizmdir. " " "

Meclis'te milleti temsil eden ve iktidarın politikasını farklı bir şekilde ortaya koyan muhalefet halkın iradesidir. Bu irade bir bütündür ve hiçbir şekilde bölünemez. Meclis'e yansıyan bu milli iradenin iktidar partisinin iradesi ve üstünlüğü anlamına gelmez.

Bugün devlet düzeni ihlal edilmiş, denge-denetim sistemi çalışmıyor, ekonomi raydan çıkmış durumda. Sürekli artan fiyatlardan muzdarip halk, işsizliğin ve yoksulluğun dayanılmaz olduğu bir durumda her yerden ve herkesten umudunu kesti. Bunları görüyor ve biliyorsa muhalefet partileri ortak görüşe gelip sözünü söylemeli. Vatan için canlarını feda eden gazilerimizin, onları dünyaya getiren anaların feryadını, ilçe başkanlarının vatandaşlara karşı ciddiyetsiz tutumunu yetkililere kim iletecek? Unutmayalım ki birlik olmazsa ve her parti "biz daha iyi biliriz" düşüncesiyle yola çıkarsa, tek başına mücadeleye kalkarsa, halkı meydanlara dökerse, bunun adı demokrasi değildir. Bu hareket aslında halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma sokuyor ve bunun sonucunda kaosa yol açabilir. Bu yolla yaratılan sorunların çözümü yok. Bu durumda polis-vatandaş gerginliği, darp, yerlerde sürünme, yaşlı-genç demeden sokak ortasında işsiz ve çaresiz bir sürü gencin boş gezmesine şahit olacağız.

Bugün muhalefet partileri mutlaka bir araya gelmeli, ortaya çıkan sorunların çözümlerine vakit kaybetmeden cevap bulmalı, iktidarla aynı masaya oturmalı ve oybirliğiyle karar almalıdır. Unutmayalım ki birliğin olmadığı yerde dirlik olmaz.

04.07.2022

N.A