Milli motivasyonla, tamamen kendi emeğimizin sonucu olarak adına Türk ve Türkiye Yüzyılı dediğimiz yepyeni bir dönemin kapısını devlet millet el ele araladık.

2022 yılı Türkiye açısından 2023 yılının yani Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılının ve ‘Türkiye Yüzyıl’ının hazırlık finalinin yılı oldu diyebiliriz.

Milli ve yerli motivasyonla ve tamamen kendi emeğimizin bir sonucu olarak adına Türk ve Türkiye Yüzyılı dediğimiz yepyeni bir dönemin kapılarını devlet millet el ele açmayı başardık.

Türkiye artık bölgesinde lider dünyada da görmezden gelinmesi imkânsız bir ülke haline geldi.

Buraya kolay gelinmedi. Nice badireler atlatıldı, tuzaklar boşa çıkarıldı.

Siyasi istikrarımızı bozdurmayan milli iradenin yetki verdiği Cumhurbaşkanımızın üstün liderliği, Cumhur İttifakının mimarı MHP lideri Sayın Bahçeli’nin olağanüstü fedakârlığı ve idealizmi Türkiye’ye çok kısa zamanda çok büyük ufuk ve geniş pencereler açmıştır.

İçeride kurumlar arası tam bir bütünleşme sağlanırken, dışarıda ise etkisi ve gücü her geçen gün artan bir Türkiye profili ortaya çıkmış ve büyük oranda kabul görmüştür.

Dünyayı etkisi altına alan Pandeminin ekonomiyi ve sağlık sistemlerini çökerttiği bir ortamda Türkiye ayakta kalmayı başarmış ve başta sağlık, eğitim ve savunma yatırımları olmak üzere yoluna aynen devam etme iradesiyle ciddi bir mesafe almıştır.

Küresel ekonomide gelişen olumsuzluklara bir de Rusya ile Ukrayna arasındaki sürpriz savaş eklenince şüphesiz ki dünya ile birlikte bizim de zorluklarımız fazlalaştı.

Fakat Türkiye tamamen kendi menfaatlerine uygun bir dış politikayla bölgemizdeki savaşın etkilerini hamdolsun en aza indirmeyi başardı.

Hatta tek güvenilir aracı ülke olma pozisyonuyla bambaşka fırsatlara bile kavuştuğunu dost da düşman da ifade etmektedir.

Küresel enerji koridorundaki coğrafi konumunu izlediği doğru ve etkili siyasetle daha üst seviyeye taşıyıp enerji pazarının merkez üssü olmaya doğru ilerleyen bir Türkiye söz konusu.

Bu çok büyük bir değişim ve tarihi bir başarıdır.

Kıtalar arası güven limanı olan Türkiye, aklı başında herkesin takdirine mazhar olan başarılara imza atıyor.

Yeni dönemde güç hiç kuşkusuz enerji kaynaklarına hâkimiyet ile ölçülecektir.

Türkiye gerek kendi yerel enerji kaynaklarını çıkarmakta aldığı olağanüstü mesafeler gerekse Akdeniz enerji kaynaklarıyla ilgili koyduğu sağlam iradeyle bölgesinde ve küresel bazda güçlü bir oyuncu haline geldi.

Mavi vatan konusunda, Ukrayna krizi sırasında muhalefetimizin akıl almaz savrulmalarına rağmen Türkiye sahada da masada da güç kaybetmemiş, aksine çok stratejik mevziler elde etmiştir.

Bu başarıların sırrı Ankara merkezli siyaset takip eden yönetim erkinin sergilediği sağlam iradedir.

Ekonomik anlamda kısa vadede bir kısım olumsuzluklar yaşansa da alınan tedbirlerle üstesinden gelindiği içindir ki, otoritelerce uzun vadede Türkiye’nin önünün çok açık olacağı değerlendirilmektedir.

Türkiye’nin öteden beri savunma ve enerji harcamalarının, bütçenin en büyük kalemlerini oluşturduğunu biliyoruz.

Yerli savunma sanayisinde kazanılan başarılar, yerli enerjide alınan mesafeler, dışarda kazanılan mevziler, içerde sağlanan uyum ve tarihin altın tepside önümüze sunduğu fırsatlar, Türkiye yüzyılının ayak sesleri olmuştur.

Güçlü devletin, güçlü ekonomi, güçlü silahlı kuvvetler ve güçlü siyasetle olduğu herkesçe malumudur.

Türkiye son zamanlarda attığı adımlarla bütün dünyanın dikkatini çekiyor.

Neo Osmanlıcı, otoriter, yayılmacı ve sair suçlamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılan yerli ve milli siyaset esasında tarihi yeniden yazacak adımlar atmaktadır.

Bunu gören akıllı siyasetçiler Türkiye ile dost kalabilmenin yollarını aramaktadırlar.

Bugün Avrupa belli etmese de Türkiye’yi ötelemenin yanlış olduğunun farkına varmıştır.

Amerika her ne kadar PKK ve Yunan kartıyla Türkiye’yi köşeye sıkıştırma politikasını sürdürse de başarısız kalacağının farkında olarak zeytin dalı uzatan adımlar atmaktadır.

Rusya ise Türkiye’yi dünyanın dengesi, terazisi konumuna getirmiştir.

Bunlar bir çırpıda geçilecek mevzular değildir.

Türkiye kendi medeniyet kaideleri üzerinde yükselen bir muhteşem yüzyıla merhaba demiştir.

Vicdanlı, izanlı ve sağduyulu herkes bu gerçekleri görmektedir.

Türkiye sağlam bir devlet aklıyla yönetilmekte ve yönetenlerin tek gerçeği ise devletin ve milletin faydasıdır.

Bölgesinde ve dünyada ki sorunları realist bir akılla ve “Türk Samimiyeti” ile çözen, kazan kazan mantığıyla hareket etmekte olan güvenilir bir Türkiye var.

Mısır, İsrail, Suriye politikalarında yaşanan gelişmeleri bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Türkiye Yüzyılı vizyonu yepyeni bir açılım sağlarken burada Türk dünyasıyla kurulan bağlara da özel önem atfedildiği hatırda tutulmalıdır.

Türk Devletleri Teşkilatının her geçen gün kurumsallaşması, Türk dünyası ülkelerinin kendi kaynaklarını ve fonlarını birlikte yönetme iradesi göstermesi, Büyük İpekyolu’nun yeniden canlandırılması ve enerjide atılan adımlar siyasi tarihe geçen gelişmeler olmuştur.

300 milyonluk stratejik bir coğrafyanın ortak bir irade etrafında toplanması dünya düzeninde ciddi farklılıklar oluşturacaktır.

Ve bu yeni düzende Türkler çok önemli bir fonksiyon icra ederek dünyanın vicdanı, terazisi ve mazlum milletlerin yeniden dirilişinin müjdecisi olacaktır.

Türkiye Yüzyılı ufukta doğmuş, 2023 yepyeni bir milattır.

Yüzyıl önceki düşmanların siyasetine devam eden iç ve dış mihraklar apaçık ortadadır.

Çok ağır bedeller ödeyerek asırlardır bu topraklarda yaşama iradesi gösteriyoruz.

En son yüzyıl önce her evden en az bir şehit vererek kazandığımız istiklal mücadelesinin hatıraları halen diridir.

Bugün yeniden aynı günleri kurgulayan birilerine karşı, sahada ve masada dik duran siyasi iradeye yetki veren milli iradenin, 2023 de önüne konulacak sandıktan da derin millete yaraşır bir irade çıkacak ve bu büyük millet siyasi istikrarını asla bozdurtmayacaktır.

Türkiye; devleti ve milletiyle, Türkiye Yüzyılının şanlı sancağını hem Türk dünyasının hem mazlum milletlerin, hem de dünyanın huzur ve güvenliği için göndere çekerek çok hayırlı neticelere öncülük edecektir İnşallah.

Sözlerime, ad günü 31 Aralık 1954 olan Muhsin başkanımı, DP hükümetlerinde eğitim, kültür-sanat, ulaştırma ve bayındırlık alanında yaptığı icraatlar ve MTTB başkanlığındaki fikri duruşuyla tarihimizin şeref sayfalarına not düşen 27 Mayıs Cuntasının Müebbet hapse mahkûm ettiği, 31 Aralık 1961 de vefat eden Ahmet Tevfik İleri’yi,  “Türk devletini yıkmak ve Türk milletini parçalamak isteyen bölücüler yalnız Türklüğe değil, İslam’a da ihanet etmektedirler.” diyen 31 Aralık 1988’de vefat eden Türk-İslam ülküsünün başöğretmeni Seyyid Ahmet Arvasi’yi de saygı, rahmet ve şükranla anarak bitiriyor, niyeti halis olan milletimizin, akıbeti de hayır olacaktır inşallah, çünkü gayreti yüce takdire teslimdir diyor, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı seneler diliyorum.

Yalçın Topçu

Cumhurbaşkanı

Başdanışmanı