Son dakika haberi; Kanun hükmünde çıkarılan bir kararname ile 30 şubat 2019'ten itibaren "Yalancının Vergisi" adı altında artan oranlı yeni bir vergi getirilecek.

Bu kararnameye göre, yalan söyleyenler söyledikleri yalanın toplumda yarattığı tahribata göre vergilendirilecek.

Medya organları vasıtasıyla söylenen yalanlar üzerinden ayrıca ÖTV ve KDV de alınacak. Yalanın büyüklüğüne ve kamuoyunda yarattığı etkiye göre ÖTV ve KDV'ye ilave olarak TOKİ vergisi alınacağı da gelen bilgiler arasında.

Kararname, başta Türkiye olmak üzere Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti ve bütün Turki ülkelerde ve Türk dış temsilciliklerin de büyük infial yarattı.

Başta siyasiler olmak üzere, ana akım medya kararnameye büyük tepki göstererek, böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceklerini, kararnamenin yürürlüğe girmesi halinde vatandaşa ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatmakta büyük sıkıntı çekeceklerini, her şeyi olduğu gibi anlatmaları halinde ise ülkede büyük bir kaos çıkma tehlikesinin olduğunu dile getirdiler.

Siyasilerin çıkışlarından cesaret alan Mali Müşavirler Odası ve Barolar Birliği de 'Kararnamenin yürürlüğe girmesi halinde mesleklerini icra etmekte zorluk çekeceklerini' söyleyerek kararnameye karşı bir deklarasyon yayınladılar.

Ayrıca Ana muhalefet partisi lideri de, kararnameyi, resmi gazetede yayınlandıktan sonra Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini söyledi.

Medya patronları da, yalandan vergi alınırsa üç ayda tası tarağı toplayıp kuru çula oturacaklarını dile getirip hükümetten inisiyatif kullanıp kararnameyi geri çekmelerini istediler.

Hükümet sözcüsü ise yaptığı açıklamada, işin vahametini sonradan anladıklarını, kendilerinin de buna karşı olduklarını ama kararnameyi geri çekmek gibi bir yetkilerinin olmadığını, sorumluluğun bakanlar kurulunda olduğunu, Bakanlar Kurulunun da başkana bağlı olduğunu, Bakanlar Kurulu ve Başkana herhangi bir şekilde soru ve hesap sorulamayacağı için kararnameden şikayetçi olanları 'Geçti Bor'un bazarı' 'atı alan Üsküdar'ı geçti' deyimleri ile teskin etmeye çalıştı.

Yalan başına salınacak verginin devleti iki ayda şaha kaldıracağını ama uzmanlık isteyen meslek mensuplarını ekmeğe muhtaç hale getireceğini dile getiren uzmanlar böyle bir uygulamanın ancak Avrupa Birliği'ne girdikten sonra kısmen mümkün olabileceğini ama Türkiye şartlarında bunun zor, hem de çok çok uygulanabileceğini söylediler.

En çok merak edilen konu ise kararname yürürlüğe girdiği tarihte başta Havuz Medyası olmak üzere ana akım medyanın yayıncılığa devam edip edemeyeceği.

Yalan haber yazdıkları takdirde yüksek oranda vergi ödeyecekleri, yazmadıkları takdirde ise yazacak hiçbir şey bulamayacakları ortadayken, çaldıkları minareye nasıl bir kılıf bulacakları şimdiden büyük bir merak konusu olmaya başladı.

Yalan söyleyenlerden TOKİ vergisinin alınmasının kendilerinin bile aklına gelmediğini söyleyen Bakırköy Ruh ve sinir Hastalıkları Hastanesi sakinleri ise, 'yıllardır onlar bizimle eğleniyordu biraz da biz eğlenelim onlarla’ açıklamasında bulunarak yalancının vergisi kararnamesine sonuna kadar destek olacaklarını dile getirdiler.

Dipnot; bu paylaşım, çıkarılacak olan kanun hükmünde kararnameden muaftır.