12 Eylül Türk devletinin devlet formatının emperyal akıl tarafından istedikleri gibi yeniden formatlanmasıdır

Türkiye’de ve dünyadaki yapılan bütün darbe girişimleri demokrasi insan hakları ve ekonomilerin iyileştirilmesi amacıyla değil,sistemi daha sağlam ve istenilen düzeye taşıya bilmek için kalıcı hale getirmek amacıyla yapılan hareketlerin ortak adıdır.
Türkiye’de yapılan darbelerde tam bu amaçlıdır ve bütün darbeler
“Dış buyruklu ve dış desteklidir “
12 Eylül darbe hareketı da:
Türk milletinin yetişmiş vatan evlatlarının biçilmesi,
Türk devletinin devlet formatının emperyal akıl tarafından istedikleri gibi yeniden formatlanması, bağımsızlık ve milliyetçilik şuurunun ciddi zemin bulmasının ve kadro yapılanmasının engellenmesi,Atatürk’ün vefatından sonra boşluk ve imkan bulan mandacı zihniyetin devlet yönetiminde egemen ve kalıcı olarak yerleştirilmesi için  Sistemin kendisini” Resetleme “hareketının adıdır.
Aslında Türkiye’de hangi sebep adı altında yapılmış olursa olsun genel amaç bunu ifade etmektedir.
Akıllara hoş gelsin diye “Demokrasi için”
“İnsan halklarının yeniden tahsisi”
“Anarşi ve terör belası

“Siyasetin kısır çekişmeler neticesinde çözüm üretmeyen kurumlar “ haline gelmesi gibi kullanılan süslü kelimeler işin gerçeğini halktan kaçırmak gizlemek için üzerini  örtmek için kullanılan “YORGAN”ifadelerdir.
Bütün darbeler bahaneler,sebepler sıralanarak düşünülen hedeflerin gerçekleşmesine hizmet etmektedir.
12 Eylül darbe girişimi ile ülke terörden anarşiden ve bölücülükten kurtarılmamış aksine millet daha çok bölünsün daha çok devlet millet arasına fitne fesat sokulsun 
Ayrışma kalıcı hale gelsin diye her türlü yol yordam uygulanmış, Sağdan, soldan “Denge politikası izledik”gibi insanlık dışı akıl dışı ifadeler kullanılarak uygulanan kanunsuzlukları ve vahşeti  “Meşru “hale getirmek adına ifadeler,bilerek sinsice çekinmeden kullanılmıştır.
Sistem İki ayrı mahkeme kurmuş,Sağ ve sol olarak ayırdığı kesimleri ayrı ayrı bu iki mahkemede yargılamıştır.
Böylece iki tarafa da tek güçlü benim mesajı verilmiştir.
Raci Tetikler ve Nurettin Soyerler hedeflenen amacın tetikçi piyonlarından hiç unutmayacağımız zülüm mimarlarından bazılarıdır.
Türkiye’deki darbeler sebep-sonuç ilişkileri bütün açıklığıyla ders kitaplarına girmeli yetişen nesillere bu emperyal aklın deşifre edilerek anlatılması sağlanmalıdır
12 Eylül Türkiye de bölücülüğü bilerek beslemiş ve besleyip büyüterek bir başka boyuta taşınmasının sağlamıştır.(PKK)
12 Eylül darbe aklı,bilerek isteyerek planlı bir şekilde yeni formatından Değişik dini gruplar,(Tarikatlar vs) Çıkararak, sinsi bir şekilde İslam dini ve mezhepçilik üzerinde oynamalar yaparak provakatif hareketlerle malzeme ve insan kullanarak,Müslümanlar arasında ayrımcılığın fitne ateşini yakmıştır.
Kendi kullanacakları tarikat adı altındaki kuruluş ve şahısları desteklemiş (FETÖ)
Kullanılması zor görünenleri de ortadan kaldırmak adına her türlü baskıyı ve kanunsuzluğu zülüm olarak uygulanmıştır.
Maalesef batılıların demokrasi dediği bizim adalet ve insan haklar olarak ifade edebileceğimiz kavramlar demokrasi tarihimizde doğru ve hakkaniyetli uygulanmamıştır ya da uygulanamamıştır.
Türkiye’de sistem bağımsız değildir.
Vesayet aklı hala Devlet içinde ve Diğer alanlarda hamojendir.
Sinsidir fırsat kollamaktadır.
Maalesef bu yüzden Türkiye’de hükümet olmakla iktidar olmak,iktidarda olmakla mükdedir olmak Kavramları tam yerine oturmamıştır.
Hala dışardan içerden bir takım baskılar ve dayatmalarla karşı karşıya iseniz tam bağımsız bir ülke ve ülke yönetiminde muktedir değilsiniz demektir.
İçeride ve dışarıda Adalet ,özgürlük insan hakları,Demokrasi gibi kavramları kullanıp azınlık oldukları halde çokça gürültü çıkaran.
Halka tepeden bakan kendisini tek hakim ve “Egemen “olarak gören “Dikkat” edilmesi gereken bir kesim var.
Adalet insan hakları ve özgürlük ile beraber ekonomik dağılımın adil olabilmesi için ülkenin dayatmacı ithal kanular ve anayasa ile değil kendi kimlik,iklim ve kültürüne uygun yasa ve anayasası ile yönetilmelidir.
Vesayetçi anayasa Türkiye’nin geleceğini karartmak İçin kullanılacak en büyük “BELGE “olarak dururken,demokraside
Sancılı hallerimiz hiç bitmez.

İnsanı yaşatırsak devlet yaşar anlayışıyla
İdare edilen bir ülke ve yönetici aklına hasretim var.
                              M.Tuğrul TÜRKERİ