Dünya olağanüs bir dönemden geçiyor.
Daha önce,İfade etmiştim salgınla birlikte devletlerin yapısal kavramları(Devlet Anlayışı)Devletleri yeniden kurgulamaya yeniden yapılandırmaya ihtiyaç var.
Çünkü bu yeni durum devletleri daha çok korumacı daha çok içe dönük yapılandırmanın ön planda olacağı Bir mecburiyetle karşı karşıya bırakmıştır.
Çünkü devletler ayakta kala bilmeleri için,Eskiden daha çok ,sosyal alanların sorunlarının çözümü insanların refah düzeyi eğitim,sağlık,güvenlik ve adalet başta olmak üzere Yeni bir yapılanmaya gitmek mecburiyetindedirler 
Ülkemizde bu yapısal değişiklik için
(öncelikle anayasa değişimi şarttır.)
Hiç kuşkusuz yapılacak her değişimin “İNSAN “Odaklı olması gerekmektedir.
Çünkü Devlet:Millet (Halklar)İçin varolan kurulmuş, teşkilatlı, organize olmuş bir yapının adıdır.
Bilindiği gibi devlet olmakta devlet kurmak da kolay (Hadi yapalım,hadi kuralım Denildiğinde olacak bir şey)
Değildir.
Yine bilindiği gibi dünya tarihinde milletlerin (Halkların) kurduğu Çeşitli İsimlerde devletler vardır.
Bazıları uzun insanlık tarihi sürecinde yıkılmış kaybolmuş
Bazıları ise isim değiştirmiş olsalar da günümüze kadar yaşayarak gelmiş”KÖKLÜ “
Devletlerdir.

(Yıkılmış tarih sahnesinden silinmiş devletlerin hikayesi çok hazindir okumak ders almak lazım)
“Türk Devleti “ifadesi çeşitli yapısal ve isim değiştirmiş olsa da yapılan gizli açık içerden dışardan saldırılara rağmen çok şükür dimdik ayaktadır.
Covit salgınıyla birlikte Devletlerin ticaret dengeleri tamamen değişmiş ülke ekonomileri dünya genelinde %40 daralma ile karşı karşıya kalmıştır.
Tedarik zincirleri nde ciddi eksilmeler ve akşamlar yaşanmış(Halen devam etmekte)
Arz-Talep dengesi içinden zor çıkılacak bir karışıklığı da beraberinde getirmiştir.
Salgının ciddi rakamlarda ölüm seviyeleri görülmeye başlayınca korkutucu bir boyutla Karşı karşıya kalınmasın diye devletlerin almış olduğu önlemler (sokağa çıkma,Çalışma koşullarının değişmesi ve kısıtlamalar)Küçük büyük bir çok işletmenin ve kuruluşun iş yeri kapatma ya da geçici iş bırakma durumuyla karşı karşıya kalınmasına sebebiyet vermiştir.
Bu durum işsizlik sorununu Arz-Talep Dengesizliği ve yetersizliğini başka boyutlara taşımıştır.
Bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemizde bu durumdan kaçınılmaz olarak ciddi etkilenmiştir.
Bu etkileşim refah (Geçim)İşsizlik gibi üzerinde ciddi çalışmalar ve çareler üretmek için politikaların uygulanmaya konulması 
Herkesmin dillendirdiği SORUNLAR olmuştur.
Hiç kuşkusuz bu ani ve yeni durumdan daha çok etkilenen ülkeler ekonomik yapıları güçlü olmayan ülkeler olmuştur.
Sadece salgın belası vurmamıştır ülkemizi ,salgınla mücadele edilirken bir yandan da ülkenin bir çok bölgesinde depremler sel ve yangın felaketleri peş peşe gelince ,Top yükün mücadele içerisine girmiştir.
Bu mücadelelerle ilgili (başarılılık veya başarısızlık)değerlendirmesi
Herkesin kendi durduğu yerden bakarak yapması elbette mümkündür.
Bu felaketler yaşanıyorken gizli bir el (Eller)Ekonomimizi çökertmek ve bu çöküntü enkazından yeni bir siyasi yönetimi çıkarmak adına dışardan içerden operasyonlara başladılar.
Bazı ülkeler(ABD-AB)Kendi ülke seçim çalışmalarında bile ülkemizi ülke idarecilerimizi konuşup ülkemizin geleceği yöneticiliği üzerine vaatlerde bulunarak seçim çalışması yürüttüler.En dikkat çekeni ise ABD nin Şimdiki devlet başkanının alenen televizyonda söylediği “Muhalefeti birleştirip destekleyeceğiz ,hükümeti ve Erdoğan’ı düşüreceğiz ”İfadesi olmuştur.
Bu kin ve öfkenin düşmanlığın sebebi nedir?
 iç işlerimize karışma küstahlığı hangi hak ve hukuktan gelmektedir.
Ülkemizin onlar için kıymetli olmasının seçimlerde bile vaatleri arasına girmesinin sebebi nedir.?
Direk ülkemiz ve ülke Yönetimimiz hedef alınarak”Muhalefeti destekleyip göndereceğiz”ifadesi bizler için ne Anlam ifade etmektedir.?
Ülkemizi yönetenler hangi politik ticari ekonomik stratejik hedeflerini engellemişlerde Canları bu kadar acımıştır.
Bir de işin dikkat edilmesi gereken başka ve vahim bir boyutu var:
ABD VE AB Büyükelçileri ile hemen hemen ayda bir defa bir araya gelip en az birbuçuk  iki saat kapalı kapılar ardında görüşen görüşme sonrasında da görüşmelerin neden ve hangi konularla ilgili yapıldığı hususunda iki kelime dahi etmeyen açıklama yapmayan
Muhalefet partilerinin genel başkanları bu büyükelçilerle ülkemizle ilgili hangi konuları görüşmektedirler.?
Görüşmeler sonrasında hiçbir demeç ya da basın açıklaması yapılmamasının sebebi nedir.?
Bu görüşmelerden sayın büyükelçiler sayın parti genel başkanlarından ülkemizle ilgili ne tür isteklerde bulunmuşlardır.?
Bu sık görüşmeler hatır sorma görüşmesi olmadığına göre görüşmelerin Ana başlıkları nelerdir?
Bu görüşmelerde büyükelçiler muhalefet partilerinden bir şeyler istemiş karşılığında da bir takım vaatlerde bulunmuşlar mıdır.?
Bilhassa ABD Büyükelçiliği 
Muhalefeti dizayn Edip derleyip toparlamak adına muhalefetin yapacağı çalışmalarla ilgili toplum yönlendirmeleri Konusunda stratejik çalışma teknikleri ve propaganda usüllerinin kullanılması ile ilgili destek vermişlermidir.?
Şayet böyle bir destek vermiş iseler verilen bu destek karşısında elde edecekleri kazanç ve hedef nedir?
Neticede destekleyip derleyip toparlayacaklarını söyledikleri muhalefetteki parti ve kişiler ile herhangi bir akrabalık bağları olmadığına göre Bu desteği neden ve niçin yapmaktadırlar.?
Bu konuya muhalefet partilerinin “şaibe “ durumu dikkate alınarak Açıklık getirmesi gerekmektedir.
Sorduğumuz soruların kapsamı ülkemize yapılan (Varsa) Operasyonların kapılarını açacak örtülmeye gizlemeye çalışılan bir şey varsa açığa çıkmasını sağlayacaktır.
Bütün olan bitenlerle ilgili hepimizin resmin bütününü görmek adına idrak edecek aklımız Hakkı teslim edecek vicdanımız var.
Fakat gördüğüm üzüldüğüm bir konu var.
Ülkemize Gizli açık yapılan operasyonları “Şahıs “Bazında görüp sonuncunda ülkenin,Sürükleneceği Felaket durumlarını idrak edemeyenlerimiz var.
Derin operasyonu deşifre etmek için bilgi ve belgeleri Allah nasip ederse yazarak konuşarak Anlatmaya gayret edeceğiz.
Bir sonraki yazımız bazı belge ve ipuçlarını içerecek.
       M.Tuğrul Türkeri