2025 yılı Sıcak yaz günleriyle değil, susuzluğun en yakıcı şekilde hissedildiği bir yıl olarak anılacak. Evet, Suyu musluktan değil, tankerlerden almak ..

Evet yıl 2025 yılı,
Susuz bir Adıyaman
Adıyaman tarihinde yalnızca sıcak yaz günleriyle değil, susuzluğun en yakıcı şekilde hissedildiği bir yıl olarak anılacak.
Evet, Suyu musluktan değil, tankerlerden almak zorunda kaldık. Yanlış duymuyorsunuz.

Peki, bu noktaya nasıl geldik? Yıllardır iklim değişikliği, kuraklık ve yanlış su yönetimi konularında uyarılar yapılmasına rağmen, somut adımlar atılmadı. Yer altı su kaynaklarımız hızla azalırken, yeni su kuyuları açmak veya mevcut kaynakları korumak gibi basit ama etkili önlemler ertelendi. Biz bekledik, doğa beklemedi.
Geçmişten bugüne kalıcı ve etkili çözümler bulunmadı. Bir şehir susuz bırakıldı. Suçlu bu güne kadar bu işe önlem almayanlar ve muhalefette iken memelektim susuz olduğunu bilerek yönetime talip olup bu konuyu unutup öncelik haline getirmeyenler.
Herkes topu birbirinin üstüne atıyor ancak unutmayın sorumlu hepinizsiniz. Saçma sapan açıklamalar ve savunmalar ile geçiştirilmeye çalışılan bir konu ancak insanlarımız sizin bu saçma tartışmalarınızı dinleyemez. Bizler çözüm bekliyoruz hem de geçici değil kalıcı.

Düşünün… Eğer birkaç yıl önce planlı bir şekilde su kuyuları açılmış önlemler alınmış olsa idi bugün bu manzarayı yaşamıyor olabilirdik. Tankerlerin önünde bidon sırasına giren yaşlılarımızın, evinin deposunu doldurmak için saatlerce bekleyen ailelerin çilesi belki hiç olmayacaktı.

Bu, yalnızca bir altyapı sorunu değil; aynı zamanda bir yönetim ve öncelik meselesidir. Bir şehir, susuz kalıyorsa orada başka hiçbir hizmetin anlamı yoktur. Gerçi hizmet anlayışını da konuşmak ve tartışmak gerekiyor da oda ayrı bir konu, şuan istediğimiz sadece insan gibi yaşayabilmek.
Konforlu bir yaşamı istemeye mecalimim kalmamış sadece zorunlu ihtiyaçlara olan muhtaçlığımızı giderin.
Yol, su, toz toprak, çamur, çukur, bir türlü evlerine geçemeyen aileler. Bitmeyen bitmiş ise de teslim edilmeyen TOKİ’ler.
Su, yaşamın ta kendisidir. Ve bugün Adıyaman’da hayat, musluktan değil, tanker hortumundan akıyor.

Geçmişte yapılmayanlar için artık geç kaldık, ama geleceği kurtarmak için hâlâ bir şansımız var. Şimdi yapılması gereken, kalıcı ve sürdürülebilir çözümleri devreye almak, suyu bir lüks değil, temel hak olarak görmek ve korumaktır.

Bu rezaleti hak etmedik. Ama biz de unutmayalım. Unutmayalım ki bir daha aynı hatayı yaşamayalım.
Geçici çözüm değil bir an önce kalıcı çözüm bulalım.
Bu halkı her konuda daha da perişan etmeyelim. Tek suçumuz Adıyaman’da yaşamak olmasın.