Türk milliyetçiliği fikrinin ideoloji olarak siyasi bir partinin kuruluş gerekçesinin tarihi ise 66 yılı öncesine kadar gider.

TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN NİÇİN BİRDEN ÇOK PARTİSİ VAR ?

Türk milliyetçiliği ve Türkçülük hareketinin fikri ve felsefi geçmişi 120 yıl öncesine kadar dayanmaktadır.

Türk milliyetçiliği fikrinin ideoloji olarak siyasi bir partinin kuruluş gerekçesinin tarihi ise 66 yılı öncesine kadar gider.

Osmanlı devletinin 1. Dünya savaşı öncesi yaşadığı dağılma ve parçalanma sürecinde, kurucu asli unsur olan Türklerin vatan ve bağımsızlık öncelikli kaygısı ile başlayan Türkçülük hareketleri bugün yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunu sağlayan ilk, tek ve doğru bir fikir hareketi olarak tarihte yerini almıştır.

Türkiye, çok partili dönemde Sovyetler’in emperyal yayılmacı tehlikesine ve tehditine karşı NATO ile birlik olmuş ve BATI ile stratejik işbirliğine karar vermiştir.

Türkiyenin varlığını koruma endişesi ile aldığı bu karar sebebi ile fiziki varlığını ve vatan bütünlüğünü korumuş fakat buna karşılık, 200 yıl öncesinde olduğu gibi BATI’nın kapitülasyonlar belasından kendisini kurtaramamış bu sefer de BATI’nın ekonomik, siyasi ve kültürel emperyalizminin ağına düşmüştür.

İşte hem Sovyetler’in yayılmacı ideolojik tehditine ve hem de ABD ile AVRUPA’nın sömürgeci siyasetine karşı Türkiye’de ALPARSLAN TÜRKEŞİN siyasi liderliğinde Türk Milliyetçileri teşkilatlanarak hem siyasi bir parti hem de gençlik teşkilatları kurmuşlardır.

İlerleyen yıllarda Türk milletinin milli refleksinin tabii bir sonucu olarak toplumun her sahasında yaygın ve etkin bir siyasi hareket haline gelmişlerdir.

MHP ve ÜLKÜ OCAKLARI ismi ile Türk milliyetçileri teşkilatlanmış ve Türk siyasetini etkiliyen bir gücün temsilcileri olmuşlardır.

ABD destekli 1980 askeri darbesi ile kesintiye uğrayan ve teşkilatları kapatılan Türk milliyetçileri zor bir çileli dönemden sonra ALPARSLAN TÜRKEŞ’in cezaevinden çıkması ile birlikte bir çok yaşanan ağır sosyal ve siyasi travmalara rağmen yeniden ayağa kalkmayı başarmış ve teşkilatlanmaya başlamışlardır.

1997 yılı Nisan ayında Türkeş’in vefatına kadar MHP yeniden Türk siyasi hareketinde ciddi özgül ağırlığı olan ve vatandaş gözünde varlığı “teminat” olarak görülen bir siyasi hareket haline yeniden gelmiştir.

MHP, Türkeş’in sağlığında yaşanan ilk BBP bölünmesi ile BAHÇELİ döneminde üst üste yaşanan üç büyük bölünmenin ortaya çıkış gerekçelerini tek bir ortak payda da toplayabiliriz: TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ en iyi ve gereği gibi siyasi olarak temsil etme iddiası.

MHP’de temsil edilmesi gereken ve tarihi kodları 1980 öncesi siyasi mücadeleye dayanan fikri temsilin ve siyasi faaliyetlerin ve de alınan siyasi kararların tam aksine, Bahçeli döneminde tartışılan, birbiri ile çelişen, mazi ile örtüşmeyen bir siyaset çizgisinin Türkeş sonrası yeni dönemde ortaya çıkması ve ısrarla devam ettirilmesi ayrılıkların en önemli gerekçesini oluşturmuştur.

Türk milliyetçiliğinin 120 yıllık fikri ve felsefi tarihi birikimleri üzerine siyasi çizgisini ifade eden MHP ilk ideolojik sarsıntıyı ve fikri muhalefeti Musin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının ortaya koyduğu yeni iddia ve gerekçeler ile yaşadı.

Bu ayrılık hareketinin temelleri 1980 sonrası cezaevi sürecinde Mamak esaretinde atıldı.

BBP’nin MHP’den kopuşu Türk milliyetçiliğinin 120 yıllık felsefi ve fikri çizgisinin daha iyi temsil edilmesi iddiası ile değil daha farklı bir siyasi çizginin takipçisi olmak iddiası ile gerçekleşti.

Biz “Türk milliyetçiliğini ve Türkçülüğü daha iyi temsil edeceğiz. Siz bu temsilin hakkını veremiyorsunuz ve gereğini yapmıyorsunuz.” iddiası ile ayrılmadılar.

Temel gerekçeleri “Türk islam sentezi” parantezinde “dini inanç merkezli yeni bir milliyetçilik yorumu ile siyaset yapmak istemeleri idi.

Bu sebeble BBP’nin doğuşu Bahçeli dönemi MHP’den kopuşlara ile aynı parantezin içine konamaz.

MHP’den kopan ve önce İYİ PARTİ’yi, sonra da ZAFER partisini kuran arkadaşların temel ayrılık sebebi, Bahçeli yönetiminde MHP’nin Türk milliyetçiliğinin 120 yıllık ve MHP’nin 1965-1997 yılları arasında geçen 32 yıllık tarihinde temsil ettiği fikir çizgisinden sapması ve hatta tam aksi bir çizgiyi ve duruşu ortaya koyan kararlar alması ve de stratejiler izlemesi yüzünden olmuştur.

İYİ PARTİ’yi kuran ve siyasi ağırlık merkezini oluşturan isimler MHP’de olağanüstü genel kurul isteyen ve imza toplayan 750’ye yakın ülkücü-milliyetçi delegelerin öncü olduğu isimlerdir. Hatta Meral hanımın Türkeş ile birlikte siyaset yapmadığı ve ülkücülüğü tartışılırken savunmalar, abisi ve ülkücü kanaat önderlerinin kamuoyuna açıkladığı referanslar ile sağlanmaya çalışılmıştır.

İYİ PARTİ’nin kuruluş gerekçesi ve hatta yeni bir milliyetçi partinin kurulması mecburiyeti şu iddianın açıkça ifade edilmesi ile gerekçelendirilmiştir: “MHP Türk milliyetçiliğini temsil iddiasını kaybetmiş ve gereğini yapmamakta ısrarlı oligarşik bir yönetim tarafından işgal edilmiştir.

Biz Türk milliyetçisi bir parti nasıl teşkilatlandırılır ve temsil edilir onu göstermek için yola çıkıyoruz.”

Bu çıkış milliyetçi kamuoyu tarafından desteklendi ve ilk seçimlerde ciddi bir oy aldı ve parlementoda temsil edilme imkanına kavuştu.

Fakat sonradan parti içinde kimlik ve ideolojik sapma tartışmaları, CB süreci ve altılı masa serüveni ile şahsi egoları kontrol edecek güçlü bir teşkilat yapısının da olmaması dolayısı ile çatlamalar ve ayrılıklar ortaya çıktı.

En önemli parti içi siyasi krizin sebebi FETÖ sızmaları ve milliyetçi duruşun kaybolduğu iddiaları üzerine yaşandı.

Ve yine aynen MHP’de olduğu gibi İYİ PARTİ’nin Türk milliyetçilerini temsil etmek hususunda yetersiz kaldığı ve hatta ideolojiyi sulandırdığı (Ernest milliyetçiliği vb) iddiası ile parlemento grubundan da dahil olmak üzere ciddi kopuşlar yaşandı.

Ayrılan isimler MHP’den kopan ve üst düzey görevler yapmış siyasetçiler idi.

Daha sonra Ümit Özdağ ZAFER PARTİSİ’ni , Yavuz Ağıralioğlu ANAHTAR PARTİSİ’ni kurdu.

İYİ PARTİDEN ayrılan isimlerden birisi de Yusuf Halaçoğlu idi. O da KUTLU PARTİ’yi kurdu.

Bugün anketlerde görünen ve varlık gösteren ve kendilerinin milliyetçiliği en iyi temsil iddasında olan dört Milliyetçi partimiz var.

Toplam oy potansiyelleri yüzde 25-30 bandında.

Milliyetçi partilerin ortaya çıkış sebebini eğer doğru teşhis edemez isek milliyetçilerin birliğinin Türkiye siyasetinde belirleyici ve etkin olmasını da asla sağlayamayacağımızı

bilmeliyiz.

Türk milliyetçilerinin parçalanmış ve farklı siyasi yapılar haline gelmesini dışımızdaki güç ve faktörlere bağlama kolaylığına kaçmamalıyız.

En önemli sebebin, başlangıçta MHP’nin Devlet Bahçeli döneminde, sonradan İYİ PARTİ’nin Meral Akşener döneminde yönetim biçim ve anlayışını Türk milliyetçilerini ve Türk milliyetçiliğini fikren, ruhen temsil etme konusunda büyük bir güvensizliğe ve ümitsizliğe sürüklemiş olmaları gerçeğini birinci sebeb olarak görmeliyiz.

Türk milliyetçiliğini, siyasi partilerinin fikri merkezine yerleştiren ve ilan eden, bu istikamette politika yapacaklarını ve de ülkenin problemlerine çözüm bulurken “millet” merkezli çareler arayacaklarını ilan etmelerine rağmen bu çizginin tarihi birikiminden, temel değerlerinden ve fikiri sabitlerinden uzaklaşmışlar ve bu sebebler yüzünden aradıklarını bulamayan milliyetçiler partilerinden ayrılarak yeni parti arayışlarına girişmişlerdir.

Bahçeli dönemi MHP’si, Türk milliyetçilerinin tarihi birikimi olan değerlerini, kadrolarını, hatıralarını, emanetlerini yavaş yavaş silmiş ve partinin dışına itmiştir.

Atatürk sonrası İnönü’nün yaptığı “kendi şefliğini” temsil ve tesis etme hareketinin ve aldığı kararların benzerini Türkeş sonrası Bahçeli’nin aldığı kararlarda görmekteyiz.

Ve Alparslan Türkeş’in kurumsallaştırdığı ve partinin özel faaliyetleri olarak markalaştırdığı her şey Bahçeli döneminde yasaklanmıştır.

Erciyes, Kocayayala buluşmaları.

Şehit Gün Sazak beyin şahsında her yıl 27 Mayısta SAZAK köyünde kabri başında kutlanan “Ülkücü şehitler” gününü değiştirerek anma yerini Kızılcahamam da sonradan kendi döneminde yapılan bir anıtın etrafı da toplaması gibi örnekler çoğaltılabilir.

Apo terörist başının idamının ertelenmesi, İkiz yasalar, Ülkücü mahkumların affedilmediği Rahşan affının desteklenmesi, Tahkim, Derviş Kanunları, CHP ile Ekmelettin olayı sonradan AKP’ye kayıtsız şartsız destek ve en sonunda da “kurucu önder Apo” tiyatrosu …

Kadrolara gelince.

Bugün TÜRKEŞ dönemi ve 80 öncesi MHP kadrolarından kaç kişi var yanında ?

Olan 3-5 kişi de Türkeş’in cezaevi çıkışından sonra yanına sokmadığı partiden uzak tutuğu isimler.

MHP’nin ve Ülkü Ocaklarının markalaştığı ve imrenilen efsane dönemine ait ne fikri bir duruş, ne hatıralara saygıyı Bahçeli döneminde göremezsiniz.

İşte bu resim, ilk kopuşun ve İYİ PARTİ’nin kuruluşunun sebebi oldu.

Ve Türk milliyetçiliğini daha iyi temsil ve mazinin hatıralarını unutturmayan daha dik duruş iddiası ile yola çıkıldı.

Eğer gereği yapılsaydı bugün ne ZAFER PARTİSİ ve ne de ANAHTAR PARTİSİ ve diğer milliyetçi partiler kurulmazdı.

Bugün Türk milliyetçileri henüz hangi milliyetçi partinin fikirlerini, hatıralarını, kadrolarını ve hedeflerini daha iyi temsil edeceği konusunda bir karar verebilmiş değiller.

Ve sadece bölünmenin parçalanmanın sızısı ve sıkıntısı içindeler.

Özetlersek Türk milliyetçilerini temsil iddiası ile Ülkücü Hareketin ve Türkçü geçmişin mirasına sahip olmak iddiası henüz mevcut milliyetçi partilerimizin hangisine nasip olacak bilmiyoruz.

Tabi MHP’den koparak milliyetçiliği daha iyi temsil iddiası ile siyaset çizgisini ilan eden partiler için elbette bu sözlerimiz.

Milliyetçilerin kurmasına rağmen sağı-solu-liberalisti-muhafazakarı velhasıl her seçmene şirin görünmek için yaylanma niyetinde ve yolunda olanlar varsa onlar sözümüzün ve iddialarımızın dışındadır.

Türk milliyetçilerinin fikirlerini, kadrolarını ve hedeflerini politikalarının merkezine koyan ve

“millet” odaklı çözümlerini, “toplumcu” ve “hukukun” önceliğinde, “adaletten” ayrılmadan yapacağını halkımıza inandıran ve güvenini kazanan milliyetçi parti, hem milliyetçileri birleştirmeye ve hem de devleti yönetmeye ve milletin iktidarı olamaya en yakın aday olacaktır.

Olmadı mı, “bölünmeye” ve “dağılmaya” devam edeceğiz demektir.

Hakkı Şafak Ses