ÜLKÜCÜNÜN, tercihlerini “ nefretleri “ ve “ kızgınlıkları yönlendirmez ve yönetmez !..

ÜLKÜCÜNÜN, iki yanlıştan  birini daha az tehlikeli yanlış diyerek, doğruyu savunuyormuşçasına  hırsla savunması ve bu yüzden bir “Ülküdaşını” kırması kabul edilemez !..

ÜLKÜCÜ,  “TÜRK MİLLETİNİ” hedef alan odakların  AKP ile birlikte yaptığı yıkımdan kurtuluşu ve çareyi, aynı odakların medyada” ürettiği”,  “oportünist” sahte kurtarıcılarda aramaz !..

ÜLKÜCÜ feraseti ile bugünün siyaset sahnesinde ki tüm kimliklerin, her iki cephesi ile aynı tezgahta dokunan aynı kumaşın “tersi-yüzü” olduğunu görecek tecrübe ve imani hassasiyete sahiptir !..

ÜLKÜCÜ yarınları gören ve yarınlara hazırlanan, “fikri doğruları ve hedefleri” elli yıllık tarihinde “yanlışlanamamış”,; TÜRK MİLLETİNİN” istiklalinin ve istikbalinin yegane gerçek temsilcisidir.
Asla günlük siyasetin “figüranı” olmaz, olamaz !.
.

Yarının “Ülke” siyasetinde tek güç ve önder olacak, şerefli maziye sahip ve kutsal “gaza” emanetleri omuzlarında olan bir hareketin mensupları asla “kuyruk” figüranlığına soyunmaz !..

Görelim artık, “her iki tarafın  kendi çıkarları ve siyasi ikballeri için yaptığı kavga sadece ve sadece “ masayı kuranlara “ hizmet ediyor.

Bize, bizim;  “vurguncu düzene kavgamızı !..”
ve “tarih milletler mücadelesidir”  fikri nirengimizi  unutturacak, günlük kısır ve seviyesi yerlerde gezen siyasi ağız dalaşlarının ne faydası olabilir ?!..

Yakışmıyor !..
Hem de hiç !..