Yani ABD ve AB çizgisinin siyasi-ekonomik talepleri doğrultusunda bir çok madde değişikliğinin hazırlığı konuşuluyor.

Anlaşılıyor ki yeni anayasa değişikliği 31 Mart seçimleri sonrası gündeme gelecek.

Anayasada vatandaşlık ve Türklük tanımının değişmesi hazırlığı kulislerde konuşulmaya başlandı. Yerel yönetimlerin güçlenmesi ve yargıda planlanan değişiklikler ve ormanlarla ilgili anayasa maddesi, iklim değişikliği hazırlıkları vs. Yani ABD ve AB çizgisinin siyasi-ekonomik talepleri doğrultusunda bir çok madde değişikliğinin hazırlığı konuşuluyor.

Hilafet gelecek lafları işin köpürtülüp çıtayı tahrik edecek noktaya çıkarıp sonra “bak bize gereksiz hilafet getirecek diye saldırdılar” demek için.. Yoksa hilafet meselesi siyasi bir makam olarak TBMM’nin uhdesinde.

Atatürk hilafeti kaldırmadı.

Sadece temsil makamını değiştirdi.

Saltanat kalkınca padişahın uhdesindeki “hilafet”, saltanat yerine cumhuriyete geçince TBMM’ye devredildi.

Yeni CB sisteminde TBMM’nin uhdesindeki bu makamın Cumhurbaşkanlığına devredilmesi için Anayasa değişikliği gerekmez.

Nasıl meclis kararı ile önceden devralındı ise yine meclis çoğunluğu ile hilafet makamının temsili Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine devredilebilir.

Ayrıca şu hususta bilinmeli. “Hilafet” makamı dini bir makam değil, müslüman ülkelerin siyasi birlikteliğini temsil eden bir liderlik makamı.

Yaşadığımız zamanda ve dünya ülkelerinin BM’yi tartıştığı bu günlerde ne kadar etkili ve gerekli bir makam olduğu da ayrı bir tartışma konusu.

Açılmasının seçim sonrasına ertelendiği tahmin edilen Ülkü Ocakları Genel başkanı rahmetli Sinan Ateş’in katledilmesi davası, seçim sonrası açılırsa cumhur ittifakı sonlanır ve AK Parti MHP işbirliği noktalanır.

MHP, AK Parti ile yollarını ayırdığı zaman yeni anayasa değişikliğinin meclis çoğunluğu için AK Parti, CHP, DEM, DEVA, GELCEK P., HÜDAPAR, SAADET, YENİDEN REFAH aynı safta buluşurlar.

MHP, İYİ PARTİ, BBP ve ZAFER PARTİSİ karşı tarafta baş başa kalır.

Bu durumda kabul oylarının sayısı 400’ü geçer.

Böylece halk oylamasına da gerek kalmaz.

İşte Türk milliyetçileri işte asıl o zaman ittifaklar arasında bölünmenin ve siyasi parçalanmışlığının nelere sebeb olduğunun azap dolu acısı ile yüzleşecektir.

Bakalım, ABD-AB tezgahı ile kurulacak Siyasal İslam, Bölücü Kürtçü, Sosyalist; Milliyetçilikten ve milliyetçi kadrolardan nefret eden bu cephe hangi milli direniş ve dirençle yüz yüze kalacak?

Ya da kalacak mı acaba ?

Bir kısım iktidar güçlerinin Türkiye’nin ABD ile hesaplaşmadan BATI ile eski işbirlikçi günlerinin hayalini kurması ve yeniden aramızdaki sorunların halledilerek anlaşabileceğini düşünmesi nasıl bir akıl tutulması, nasıl bir devlet adamlığı ve siyasi körlüktür anlamak mümkün değil.

ABD’de FETÖ kumpaslı Halk Bankası davası düştü,

İsveç’in NATO üyeliği pişiriliyor.

Yeni anayasa hazırlığı mesajları !..

ABD ve BATI ile yeniden muhabbet rüzgarlarının ilk işaretleri bilesiniz.

Vatanseverler ve milliyetçiler bedeli çok ağır bir gündemin arefesinde.

Şimdi karar verin bakalım.

Ankara’da muhtemel dört milliyetçi büyükşehir başkan adaylarından hangisini seçelim ?

Kamera şakası değil bu !

Ne demişti rahmetli Türkeş ?

“Dalından kopan yaprağın akibetini rüzgar tayin eder.”

Bitmedi gitti şu hazan mevsimimiz.

Hakkı Şafak Ses