Camii; Müslümanların, buluşup hemhal oldukları ve sahip oldukları maddi-manevi varlıklarını birbirleriyle paylaşmak üzere toplandıkları sosyal bir alandır.

CAMİİ CUMA VE CEMAAT NEDİR?

Aşktır benim hakikatim;Bulmaya geldim dünyaya…

-Camii;İnsanların,buluşup hemhal oldukları ve sahip oldukları-maddi/manevi varlıklarını da birbirleriyle paylaşmak üzere toplandıkları sosyal bir alandır.

-Cuma,İslam’i/İman’i-Ameli bir şuur,duruş ve eylem biçimidir;Bu şuur,duruş ve eylem biçimine sahip insanların/Müslümanların haftada bir gün-Cami’de buluşup hemhal-ı cem oldukları ’insan ve ihsan eksenli’ sosyal bir erdemdir..

-Cemaat,dinsel ya da sosyal/Kültürel bir hedefe ulaşmak amacıyla  bir araya gelerek örgütlenmiş çok özel ve sosyal ‘özgün Ve örgün” şuurlu ve erdemli bir insan topluluğudur..

Evet..

Birbirinin mütemmim cüz’leri olan ‘Camii,Cuma Ve Cemaat’ 3’lüsünün sahip olduğu vazgeçilmez ‘fonksiyonel rol ve misyonu’ genellikle yukarıda da tarif ve  tanımladığımız gibi olmak zorundadır,lakin ne yazık ki bu şuuru;Toplum olarak -Duruş ve Eylemlerimizle beraber-hayata pek geçiremiyoruz..

Yani..

Sonuç olarak!

“Ülkemizde Cami çok,Hoca da çok-cuma günleri-Cemaat de çok,ama İslâm'i şuur ve erdem yok! Peki Millet olarak; İki yakamız nasıl-bir araya gelecek?”

Çünkü..

Şuurdan yoksun bir cemaat-örgün ve örgütlü bir cemaati değil,ancak sadece duygusuz,işsiz,işlevsiz ,amaçsız,hedefsiz ve erdemsiz-her türlü insani ve imani paylaşımdan da uzak-kuru ve yavan bir kalabalığı işaret eder,ki; Zaten esas bizi bizar eden,üzen de budur..

Halbuki!

İslam dini insana,kendini/nefsini,Hakkını ve halkını tanıyıp bilmenin- gereğini yapmanın Ve eşref-ı mahlukat olmanın yanında Ona-içinde yaşadığı dünyayı da imar,inşa ve ihya etmek- görev ve sorumluluğunu da yüklemiş;Peki İnsan dediğimiz akıl ve izan sahibi varlık, üstlenmiş olduğu bu çok önemli görev ve sorumluluğunu yapmadan,nasıl eşref-ı mahlukat olacak-kolay mı bu? Çünkü insan aynı zamanda-Fıtri olarak-İman ve İhsan/ikram sahibi olan bir varlık demektir;Eğer iman ve itikadı varsa,Onun-mutlaka ihsan ve ikramı da olmak zorundadır..Ve çünkü;Dünya imtihanı bunu gerekli ve şart kılar..

 …..

Cami Ve Cemaatle ilgili/İRONİK/ bir Hatıra…

Bir sabah yanıma bir Cami İmamıyla tanıdık bir dostum geldiler,hoş/beşten sonra konu dönüp/dolaşıp Cami Ve Cemaat gerçeğine odaklandı..

-İmam, “Abi kimi insanlar cami’ye uğrayıp-Abdest aldıktan sonra,gidip başka yerlerde-Cemaatleşmeden-bir başlarına namazlarını kılıyorlar;Bu durumdan rahatsız oluyor ve nedeni ben miyim acaba? diye de çok üzülüyorum” ..dedi..

-Sevgili Hocam, aslolan kişinin ibadet yapması değil mi,Sen de bunu istemiyor musun,kişinin çeşitli nedenlerle ibadetini tek başına yapması,cemaate iştirak edememesi neden Seni üzsün,cemaatle kılması istenir ama-Cemaatten aradığı hazzı alamıyorsa- Tek başına kılmanın ne mahzuru var-Büromdaki namazgahı göstererek;Bakın, ben de namazımı zaman-zaman burada kılıyorum?” Dedim..

Tabi ki,İmamdan önce dostum hemen atıldı..

-Olur mu öyle şey Halil kardeş,o zaman ben de/İşyerimizin üstündeki Öğrenci yurdunda mı kılayım namazımı;Camide/cemaatle kılmanın 27 kat sevabından da mahrum kalmak üzere..dedi.

-Sen camiye,sadece 27 kat sevap almak için mi gidiyorsun,başka bir emelin ve amacın,haslet ve hasretle hedefin yok mu Senin?dedim..

-Tabi ki onun için gidiyorum;Başka niçin gideceğim ki,camide başka ne olabilir ki! Dedi..

-Yani,Sen camiye sadece 27 kat sevabı almak için mi gidiyorsun,oraya o kadar insan geliyor,cemaat oluyorsunuz;Camideki-Cemaatle beraber yapacak ortak bir iş ve işlevin,insani duruşun ve ya sosyal bir eylemin yok mu Senin?

-Yok dedi;Ben cemaatle beraber ne yapabilirim ki,namaz kılmanın dışında..

İmama döndüm..

-Bak Hocam, biliyorsun bu adam arazi sahibi olan bir Ağa;Tarlasını sürmeden, yarmadan/havalandırmadan,zaman-zaman da nadasa bırakıp dinlendirmeden el sürmeden,sevmeden/kucaklamadan üstüne rastgele tohum atarsa ve bir masrafı edip bakımını doğru/dürüst yapmazsa;O tarladan/Ürün alabilir mi?

-Hoca,yok,asla hiçbir ürün falan alamaz dedi..

Dostuma döndüm..

-Bak Ağa,Sen cami ve cemaati de aynen tarlana benzeteceksin;Gideceksin, seveceksin,kucaklaşacaksın-varsa yarasını soracak,yaracak,tımar edecek ve  saracaksın, sonra da;O’ndan(Allah’tan) ürün bekleyeceksin-ameline,vefa ve fedakarlığına,cömertliğine,erdemliğine göre-artık (1’re27 kat mı,100 kat mı 1000 kat mı)verir-hiç kimse bilemez..Çünkü;Kişi ancak ektiğini biçer! Sen bunu Camide/Cemaatle beraber yaptın mı hiç,yapıyor musun hala ya da  olmazsa bundan böyle yapacak mısın?dedim..

-Yok dedi!

-O zaman 27 kat sevap alman da zor, öte alemdeki hesabın da zor geçeceğe benzer be Ağa;Hoca’ya sor da Seni biraz aydınlatsın! Dedim..

Dostum,Hoca’ya sordu mu,sormadı mı pek bilmiyorum,zaten bir süre sonra da dünyayı/Malını-Mülkünü terk etti/gitti;Allah taksiratını affetsin..

Evet..

Ben,Facebook’daki “Ülkemizde Camii çok,Cuma’da-Cemaat de çok, lakin şuur ve erdemlik pek yok” paylaşımımla aradığım şeyin-bazı yorumcuların- aksine aslında,Cemaat/cemaatleşmeyi de çok istememe,arzulamama rağmen,ondan da öte hayata geçirilmesini istediğim yegane şey-onun;İnsan ve ihsan eksenli İslami/İmani bir şuur ve erdemliğe peksahip olmadığını –başta kendi nefsim olmak üzere herkese de anımsatmak  Ve hayata geçirmektir ..

Çünkü..

İnsanımızda bu şuur ve erdemlik hasleti olmadıkça,Siz ülkenin dört bir yanını cami Ve mescitlerle donatsanız da,tüm cami ve mescitleri insanlarla tıka/basa doldursanız da;Ne Allah’ın-ahlakımızı tamamlamak üzere bahşettiği-dinine ve ne de Onun insanları-duruş ve ameliyle -eşref-ı mahlukat payesine ulaştırmak üzere- yarattığı insanlık erdemine de asla bir fayda ve yararı olmaz.

SON/SÖZ;

Din Allahın emir ve yasaklarının mücmel ve mükemmel bir terkibidir;Ahlakı tamamlamak üzere insanlara gönderilmiştir..Ahlak da,kulun akıl/şuur,irfan ve izanla bilip/kazandığı maddi ve manevi zenginliğini;Allah adına-hiçbir karşılık beklemeden tüm beşeriyete-erdemlikle ihsan ve infak etmekten geçer.

Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun;Yeni Umutlara kapı aralasın..

Sevgilerimle..