Deprem sonrası ,insanlar, yaratılış fıtratına insani değerlere uygun, birlikte hareket ederler, acıları azaltmak, yapılması gereken ne varsa birlikte yapmak.
Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi ciddi yıkım ve can kayıpları ile etkileyen bir deprem felaketi yaşadık.
Gün geçtikçe felaketin boyutlarını daha iyi görmeye ve daha sağlıklı analizler yapmamız mümkün oldu.
Olayın ne olduğunu bilen gören işin uzmanları “Dünyada ve son yüzyılda yerleşim alanlarında yaşanan en büyük depremi”olarak ifade ettiler.
İlk günden Adıyaman’a gitmek için yola çıkan ve vardığımızda işin korkunç boyutunu “küçük kıyameti “gözleri ile gören yakın akrabalarından ve tanıdık yakın dostlarının bir çoğunu kaybetmiş biri olarak,yaşadığımız depremi bir başka açıdan yazmaya karar verdim.
Deprem sonrası ,insanlar,yaratılış fıtratına insani değerlere uygun, birlikte hareket ederler,acıları azaltmak, yapılması gereken ne varsa birlikte yapmak.
Yardımlaşma ve paylaşma duygusu bizim insanımızda her zaman şahit olduğumuz başka milletlerde ender gördüğümüz yüksek asil bir duygudur, milletimizde olan.
Adıyaman’da 2.500 bina yıkılmış (9.844 bağımsız bölüm)
Her bina enkazına en az beş(5)kurtarma ekibi görevlendirilse (en az her binaya on(10)kişi görevlendirilmesi lazım) en az beş (5) desek 12.500 kişiden oluşan bir kurtarma ekibi gerekiyor.
Adıyaman’da bu sayıda AFAD İtfayeci vs kurtarma ekibi varmı? Yok!
Her bina için ses dinleme ,yaşam alup olmadığını belirleme termal cihazlarımız varmı ?yok.!
Bu yazdıklarımı bütün deprem bölgesi için bütün yıkılan binalar için düşünün lütfen.
Hatay’da yıkılan bina sayısı 5.696 .
(23.090 bağımsız bölüm daireden bahsediyoruz.)
Hatay’da her binaya beş (5) kurtarma ekibi görevlendirsek 28.480. Kişi gerekiyor
Hatay’da AFAD,itfaiye vs hepsi birden, bu kadar sayıda kurtarma ekibi varmı ?
Her bina için ısı ses termal cihazları varmı
Zaten bu sayıda kurtarma ekibinin cihazların olması teknik olarakda kadro olarakta mümkün değil.
Kahramanmaraş’ta yıkılan bina sayısı 3752 (15.940 bağımsız bölüm daire ifade ediyor)
Kahramanmaraş’ta da her bina için beş kurtarma görevlisi görevlendirirsek 18.760 görevli olması gerekiyor.
Malatya ilimizde de yıkılan bina sayısı 3889 Malatya içinde Kahramanmaraş’ta olduğu gibi en az her yıkılan bina için beş(5) kişi görevlendirirsek en az 19.445 kişi bulmamız gerekiyor.
Kahramanmaraş’da,Malatya’da bu kadar görevlimiz var mı?yok !olması mümkün mü? yok.!
Ne demek istediğimi anladınız sanırım
Ne demek istediğimi ve kurtarma ekipleri ekipmanlarının bu felaket karşısında “Devlet yetersiz kaldı “diyenleri objektif düşünmek adına bu durumu düşünmelerini isterim.
Adana’yı Osmaniye’yi Urfaya’yı Kilis ‘i Diyarbakır’ı yazmadım bile!
Öyle büyük bir yıkım öyle büyük bir hasar var ki o yıkım ve hasara hiçbir şekilde
Dünyanın bütün kurtarma ekiplerine de getirseniz birkaç günde kordine etmek yetişmek mümkün değildi.
Lojistik destek olarakta mümkün değil.
Bu büyük felaket karşısında başka illerden sevk edeceğimiz elaman ve ekipman sayımız yetersiz kalacağı görülmüş Ve 4 numaralı dünyaya yardım çağrısı yapılmıştı.
Uzak illerden kurtarma ekiplerinin kara ve hava yoluyla sevkiyatıda zaman ,teknik ve fiziki olarak hepsinin aynı anda yapılması mümkün olmadığı için,her yönüyle can ve mal kaybı arttı.
Öngörüsüzlük,yetersizlik, koordinasyon eksikliği haberleşmedeki aksaklık (GSM operatörlerinin hepsi sınıfta kaldı) Yollar, kapandı,alt yapı çöktü.
Deprem olan şehirlerde zaten sayıca böyle büyük bir yıkıma müdahale edebilecek sayıda, (AFAD,itfaiye vs)görevlilerininde olmaması ,olanlarında evlerinin başlarına yıkılması müdahalede kargaşa yarattı.
Diğer şehirlerden yola çıkan,arama kurtarma yardım ekipleride büyük yıkımın psikolojik ruh halinden çıkamadılar. Haberleşme ,görev yerleri koordinasyonu iyi sağlanamadığı ve yetersizlik büyük boyutlarda olduğu için mücadele birkaç gün içinde olmasını beklediklerimiz maalesef yetersiz kaldı.
Felaketin büyüklüğü doğrusu herkesi, hazırlıksız yakalamıştı bu gerçek ile yüzleşmemiz lazım.
Canlarını kurtaranlar,yakınlarının canını kurtarmak için çaresizce sağa sola koşuşturmalar,elleriyle tırnaklarıyla yıkılan binalardaki yakınlarını kurtarmak isteyenlerin malzemesiz çaresiz çalışmak
kurtarmak gayretleri ölünceye kadar unutamayacağım görüntülerdi.
Birde bu depremde siyasetin kirli yüzünü gördüm.
Ana muhalefet Partisi genel başkanı Kılıçdaroğlu depremin ilk günü yapmış olduğu açıklamada”Dayanışma içinde olacağız birlik ve beraberlik içinde yaralarımızı hep beraber saracağız”
Deyince içimden işte birlik ve beraberlik ruhu siyaset üstü olmak bu demiştim.
Ancak Sayın Kılıçdaroğlu 8 Şubat’ta yaptığı ikinci açıklamasıyla İlk açıklamasını inkar edercesine Şöyle diyordu;
”Yaşananlara siyaset üstü bakmayı iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Erdoğan’la sarayıyla rant çeteleri ile hiçbir zeminde buluşmayacam”
Sonra peşpeşe tweetler atmaya başladı
“Kapanan Hatay havalimanını onarıyoruz
Gelsinler tutuklasınlar “
“Binlerce tır yardımla halkımızın yanındayız gelsinler tutuklasınlar”
İnanamadım neyin aklıydı bu?
Kim neden tutuklayacaktı ?
Kılıçdaroğlu’na bunları kim söyletiyordu?
Bir başka kadın siyasetçi Hatay’da canlar enkazların altındayken,enkazların başında “Seçim Ertelenemez “diyordu.
Aynı kadın siyasetçi akıl tutulması yaşıyor gibi sanki depremide, yaşanan sel felaketinide çıkaran yaşatan hükümetmiş imasında bulunarak Urfa’da “Artık bu kötünün sonuna geliyoruz “diyerek akıl almaz bir demeç veriyordu.
Kendilerine Cumhur İttifakı denilen başka bir siyasi kesim de deprem bölgelerinde dolaşarak “Biz cumhur ittifakı olarak buradayız “diyerek bir siyasi ayrışımın yapılmaması gerekenini yapıyordu.
Birlik beraberlik derken adeta ülke ayrımlaşmaya kutuplaşmaya Çanak tutulan ve maalesef ülke siyaset ve siyasetçiler tarafından yapılan bir yol ayrımı kavşağına doğru gidiyordu.
Sadece siyaset ve siyasetçiler değildi bu ayrışmayı ötekileştirmeye nefret dilini kullanan.
Bazı Twitter kullanıcıları TikTok fenomenleri TV yorumcuları,Televizyon muhabirlerinin bazıları, görevleri habercilik yapmak ,olan biteni moral motivasyon kıvamında objektif olarak haberleştirmek anlatmak yerine ,provokatörler gibi haber yapmaya,yaptıkları haberlere mizansen katmaya,başladılar.
Daha ilk gün başladılar ,sanki bizden değillerdi .
Sanki sevinmişlerdi, nasıl bir duygu yüküne sahipseler nasıl bir vicdan nasıl bir merhamet duyguları var ise !?
Dünya başımıza yıkılmıştı Ülke olarak Yüz binlerce can enkaz altındaydı kendi çabalarıyla bir şekilde canını kurtaranlar büyük bir şok içerisinde sağa sola koşturarak kendi yakınının hayatını nasıl kurtarırım diye ,elleriyle tırnaklarıyla betonlara enkazlara saldırmaya başlamıştı
Ama çok enteresan sanki bu milletten değil gibi davranan birileri vardı bunlar yaşanırken birden siyaset yapmaya başladılar onlar kurtarmaya yardımlara koşmaya değil siyaseten birilerine bir kesme saldırmaya başladılar
Bir ajan bir provokatör bir televizyon kanallarında “Sadece kendi partili olanlarını kurtarıyorlar “diyecek kadar zıvanadan çıkmıştı .
Bir başkası,aklındaki ,vahşi ,ırkçı düşüncesini kusarcasına” Biraz önce enkazdan Cansız bedeni çıkarılan bir vatandaşımızın bir Afkan,Kolunda bileziği olan bir cenazenin kolunu keserek gözlerimin önünde bileziklerini aldı” diyebilecek kadar akıl ve şuur kaybıyla yalan yayın yapıyordu.
Nasıl bir kin,nasıl bir düşmanlık,nasıl bir ruh haliydi bu.
Bir profesör sosyal medya hesabından
“Depremde kurtulan kadınlara tecavüz ediyorlar “diyecek kadar
Utanma edep haya ahlak duygularını kaybetmişlerdi sanki.
“Depremi hükümet yaptı “
“Bu enkaz onların enkazı “diyeceklerdi nerdeyse.(belkide dediler)
Her zamankinden daha çok birlikte hareket etmemiz gerekiyorken
İçerden dışardan trollerin yazdığı yaydığı
Yalanlar akıl alacak gibi değildi.
Hele Televizyon kanallarının birkaçında Her enkazdan sağ çıkarılan canlardan sonra bazı kurtarma elemanlarının sevinçle müslümanın zafer sloganı olan “Allahu Ekber “denilmesinden rahatsız olduklarını ifade etmeleri ,beni cidden rahatsız etti.
Belli ki bunlar fırsat bulduklarında gerçek yüzlerini gösterip milletin mukaddesatına inanç değerlerine tarih kültür değerlerine saldırmaktan Çekilmeyeceklerdi.
O kadar çok anlatılacak yazılacak şey varki .
Ama bir konuyu özellikle yazmakta fayda görüyorum.
Bütün deprem uzmanları İstanbul ilimizde olası (Beklenen) bir depreme karşı ciddi hazırlık yapmamız önlemler almamız gerektiği konusunda adeta bağırıyorlar.
Hükümet şimdiden bazı okul,hastane ve kamu binalarının boşaltılarak taşımaya başladı.
Yıkımı ön görülen binalarında koordineli şekilde taşınması kararını aldı.
Fakat İstanbul’un Büyükşehir belediye başkanı kendi şehrinin bu ciddi durumu ile ilgileneceği çalışmalar yapması gerekirken, Ankara BBB ile seçimleri için seçim bölgesine geziler düzenliyorlar.
SEN İLİNE GİT KARDEŞİM YAPMAN GEREKEN NE VARSA YAP
ZATEN HER FELAKETTE TATİLDEYDİN BU İKAZLARI DİKKATE AL.
Hükümet tarafı, muhalefet tarafı
Farketmez her herkese her kesime .!
Bu ülke bizim kaybettiğimiz canlar bizim canlarımız.
Bu felaketi ülke olarak birlikte yaşadık
Acılarımızı paylaşıp yaralarımızı birlikte saracağız.
Bu zaman,siyaset yapma zamanı değil.
Bir depremle bir yıkımı,bir felaketi ülke olarak birlikte yaşadık.
Dikkat edin bina yıkımlarını enkazları
Kaldırırız ama yanlış söz ve davranışlarla
Gönüllerde açılan (Açılacak) tahribatı
Yıkımı,Kaldırmamız çok zor olacak
Herkes aklını başına alsın.
Başka Türkiye yok.
M.Tuğrul Türkeri