Günlerce süren Gazze bombardımanından sonra İsrail ile Hamas masaya oturdu. Haberler her iki tarafın zafer çığlıkları atarak kazandıklarını gösteriyordu. Peki burada kazanan veya kaybeden kim?

1-ABD başkanı Biden'in Gazze'ye bombardıman esnasında yaptığı açıklamaya bakılırsa Hamas saldırı İsrail savunma halindedir. Zira Biden "İsrail'in kendini savunma hakkı var" diyerek, gerçekte (tam tersi olmasına rağmen) İsrail'in savunmada olduğunu söyleyerek Hamas'ın gücünü tastik etmiştir.

2- Hamas sözcüsü İsmail Haniyye "Mısır’daki kardeşlerin saldırıları frenlemek için gösterdikleri çabalara minnettarız. Katar ve BM’nin ateşkese sundukları katkılar için teşekkür ediyoruz. Direnişten silahını ve parasını esirgemeyen İran İslam Cumhuriyeti’ne teşekkür ediyoruz" açıklamasıyla birkaç gerçeği ortaya koymuştur. Birincisi mezhepçilik yapan İran'ın Filistin davasına sessiz kaldığını söyleyenleri Haniyye'nin açıklaması yalanlamıştır. Zira binlerce füze İran tarafından Gazze'ye sokulmuştur. İkincisi Türkiye'ye teşekkür edilmemiştir. Çünkü Hamas'ı parasal olarak Suudi ve körfez ülkeleri desteklemektedir. Türkiye ile ilişkileri iyi olmayan Mısır ve körfez ülkeleri Türkiye adının geçmesini istememişlerdir. Çünkü Türkiye'nin Filistinliler başta olmak üzere Arap halklarının gönüllerinde ayrı bir yeri vardır. Arap yönetimlerine rağmen halklar Türkiye'yi sevmekte ve lider görmektedir. Bu yüzden Türkiye isminden çekinmektedirler. Hamas'ın ipleri Arap kralları ve İran'ın elinde olduğu için Haniyye açıklamasında büyük ihtimalle bunların dayatmasıyla Türkiye'yi zikretmemiştir. Onun Türkiye'den esirgediği teşekkürü Filistinliler şehitlerinin üstünü Türk bayrağıyla örterek en güzel cevabı vermişlerdir. En güzel teşekkür ve vefa Türk bayrağıyla şehitlerin gömülmesi değil midir?

3-Türkiye yalnızca Filistinliler olduğu için değil, Filistin'de Kudüs gibi bir kutsalı olduğu için Arabına, Farsına bakmadan orayı savunacaktır.

4- Aslında bu acımasız savaşın ortaya çıkardığı bir gerçek var. Birincisi İsrail'in Türkiye'de koşullandırdığı kürecik üssü ve demir kubbesi beklenildiği gibi işlev görmemiştir. İkincisi Hamas'ın elinde güçlü olmasa da binlerce bombanın olması. Bunların Gazze'ye sokulması büyük bir olay. Mossad'ın atladığı ve İsrail'in şok olduğu bu füzeler göstermiştir ki, her güçlünün bir zayıf yönü vardır. İsrail'in de zayıf noktaları ortaya çıkmıştır.

5- ilk defa İsrail vatandaşı Araplar İsrail'in farklı birçok şehirlerinde protesto eylemlerine katılmışlardır. Hatta İsrail ordusundaki Müslümanlar dahi kazan kaldırmıştır. İsrail hem içerde hem dışarıda sıkışmıştır. Ancak şu da unutulmamalıdır bu olaylar İsrail'i yeni tedbirler almaya götürecektir.

6-Filistin davasını satan Ürdün'den dahi yüzlerce kişi sınırı aşmak için hareket etmiştir. Krallıklar artık bu ezilmişlik karşısında halklarını kontrol edememektedirler. Zira Filistin direnişi İsrail kadar Arap kralları ve Mısır'ın olaylar karşısında acizliklerini ortaya çıkarmıştır. Türkiye kadar ses çıkaramamışlardır. Özellikle siyasi çıkarları doğrultusunda zapt-ü rapt altına aldıkları Arap halkları artık eski halk olmadığını görmüşlerdir. Arap Baharı potansiyeli taşıyan kitlelerin varlığını hisseden yönetimler, bambaşka bir neslin geldiğini anlamış olmalıdırlar. Artık iktidarlar yalan söylese de halk bunu yemiyor. Mısır, Ürdün, Arabistan gibi ülkelerin görünüşte İsrail karşıtı arka planda siyasi ve ekonomik işbirliği yaptıkları artık biliniyor. Dijital dünya da yalanla ülkeler yönetilemiyor artık.

7-Filistinlilerin günlerce bombardıman altında kalmasına rağmen hayvan hakları, kadın, çocuk ve LGBT gibi cinsel hak ve özgürlüklerin peşindeki medeni(!) Avrupa'nın gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bırakın Filistinlileri savunmayı, İsrail bayraklarını göndere çekmeleri onları da İsrail'in katliamına ortak etmiştir. Ayrıca ne kadar laik ve demokrat olduklarını söyleseler de Haçlı ruhundan bir türlü vaz geçemediklerini göstermişlerdir. Söz konusu Kudüs olunca Haçlılık ruhları kabarmaktadır.

8- Gazze bombardımanı devam ederken Ezher minberinde Filistin'in sorununun dile getirilmesi önemli bir olaydır. Bu süreçte Ezher minberi buna mecbur kalmıştır. Ama bir ilktir. İleride Ezher minberinden İsrail'i kınayan bir hutbe okunup protesto için çağrı yapılsa Arap halklarının harekete geçmemesi mümkün değildir.

9- Türkiye 21. Yüzyıla lider olarak girecekse eğer ikircikli tutumlardan vaz geçmelidir. Örneğin Gazze bombardımandaki çabası takdire şayan bir çaba olmasına rağmen, kürecik üssü, İsrail ile işbirliği, antlaşmalar, Filistinlilere vize koyup İsrail'e vizenin kaldırılması gibi konular Filistin sorununa samimi yaklaşımımıza gölge düşürmektedir.

10- peki bu savaşta kim kazandı kim kaybetti.

300 yakın ölü ve 2000 e yakın yaralı ve yıkılan evleriyle kimse Hamas'ın kazandığını söyleyemez. Modern silahlarıyla büyük bir güç olan İsrail'in kazandığını da kimse söyleyemez. Çünkü İsrail hayvani olarak kazanmış insani olarak kaybetmiştir. İnsanlıktan zerre kadar nasibi olmadığını göstermiştir. Ayrıca teknoloji ve bombaları Filistinlilerin inancı ve azmi karşısında hiç olmuştur. Batı da kaybetmiştir. 21. Yüzyılın eşiğinde İslam coğrafyasını işgale devam edeceklerini İsrail'i destekleyerek göstermişlerdir. Ortadoğu kan revan içinde iken Avrupa yerinde rahat edemez. Bunu göremeyecek kadar da körleşmişlerdir.