Batı da şehirleri devlet kurar, bizde ise halk kurar. Hemde köyden veya kasabadan göç eden köylüler... Çünkü bizim devletin bir şehir felsefesi yoktur. Akılları gözlerinde yöneticiler gidip Batıdaki şehirlere bakıp aynısını yapmayı denerler, ama onu da beceremezler. Kelimenin tam anlamıyla bizim şehirlerimiz yüz yıldır "Kopya şehirler" dir. Oysa kopya aslını vermez...

Batı tarzı şehir kuramazlar çünkü mantalite ve felsefemiz aynı değildir. Sonra bizim köylüler devletten daha cesur, daha girişimcidir. Köyden şehre göç eder etmez hemen bir gecekondu inşa eder, ardından bütün köylüsünü çağırır. Onlarda benzer evler inşa ederek bir anda birkaç mahalle inşa ederler. Devlet daha sonra gelip bu gecekondulara hizmet götürür. Çünkü şehirleşmede devlet aklı olmadığı için millet aklı/köylü aklı devreye girer. Halk nereye giderse devlet ardından gider.

Batı'da ise şehrin bir felsefesi mantalitesi vardır. Devlet mahalleler, siteler inşa eder, halk daha sonra gidip oraya yerleşir. Bizde şehirler bu yüzden sorunlu ve sancılıdır. Gecekondu yapıp zenginleşmeyen tek bir göçmenimiz yoktur.

Biz de kanunsuzluk zaman içinde kanuna dönüşür. Gecekondu ve kamulaştırma zengini insanlarımızdan geçilmez. Toprağın sahibi devlet olsa belediyeciler arazi rantından bu denli zengin olamaz. Kimse meclis üyesi olmak için can atmaz.... Belediye meclis üyeliğine seçilmek için can atanlar, arsa zengini olmak isteyen kurnaz köylüler, gecekondu zengini göçmenler, kasabalılar ve iş bilen şehir eşrafıdır. Bunların gözü paradan ve ranttan başka bir şey görmez. Üretmeden kazanmak, böylesine zengin olmak bizim ülkeye has bir gelenektir.